Financial Times yazarı Pilita Clark, Altın Küre ve Emmy ödüllü diziye adını veren, iyi huyluluğu ve nezaketi ile herkese kendini sevdiren Ted Lasso’dan alınabilecek liderlik derslerini anlatıyor.
Hollywood’daki ödül konuşmaları bazen şaşırtıcı olabiliyor ancak geçen haftaki Emmy ödüllerinde bu kez bazı tuhaflıklar da yaşandı.
Kazananlardan biri konuşmasına uzun bir çığlıkla başladı. Bir diğeri ‘fuck’ kelimesini tekrar tekrar kullandı ve bir diğeri, ne yazık ki tuvalete gitmek için o anı seçen bir arkadaşına teşekkür etmek istediğini söyledi.
Üçü de, İngiltere veya futbolu hakkında neredeyse hiçbir şey bilmemesine rağmen, İngiltere Premier Ligi futbol takımını yönetmek için işe alınan güler yüzlü Amerikan futbolu koçunu anlatan komedi dizisi Ted Lasso’da rol alıyor.
Tanıdığım birçok insan karakteri çok sevdi. Birkaçı ondan nefret etti ve çoğu Apple TV Plus aboneliği gerektirdiği için izlemedi.
Şahsen ben doyamadım. Dizi alaycı İngiliz dizileri ile eski tip ABD dizileri arasındaki sözde uçurumun bilindik bir parodisinden biraz daha fazlası.
Kötü patronlar, itici ekip üyeleri, boşanma, kaygı ve bir dizi işyeri sıkıntısı ve zorba babaların yaşattıkları anlatılıyor.
Bu, dizinin neden LinkedIn’de aşırı sükse yaptığını açıklıyor.
Finansal yazılım grubu Intuit’in eski CEO’su Brad Smith, son 12 ayda Ted Lasso’nun liderlik derslerini yayınlayan düzinelerce LinkedIn sakini arasında yer alıyor.
Florida’da bir Toyota satıcısı, California’da bir polis şefi, Louisiana’da bir öğretmen de aynısını yaptı.
Her birinin favorisi farklı ancak çok az kişi Temmuz ayında en çarpıcı Lasso’nun en çarpıcı özelliklerinden biri üzerine yazan ABD’li teknoloji yöneticisi Jennifer Dulski ile aynı fikirde değil.
“Her şeyden önce Ted, takım arkadaşı, patronu, Uber şoförü, gazeteci veya hayranı olsun, tanıştığı herkese karşı naziktir” dedi. “Etrafındaki insanları gerçekten önemsiyor ve bu nezaket, diğerlerinin de daha iyi olmak istemesine neden oluyor.”
Veya Brad Smith’in dediği gibi: “İnsanlarla özgün bir şekilde bağ kurmak ve onlarla ilgilenmek için zaman ayırdığınızda, harika şeyler başaracaksınız.” Neden bu kadar çok kişi bir yöneticide bu nezaket niteliğini bu kadar önemli buldu? Yozlaşmış patronlar yaygın olduğu için mi? Çalışanların yetersizlik seviyelerine yükseldiği fikrine dayanan ‘Peter’ ilkesine olan inanç göz önüne alındığında, böyle düşünebilirsiniz. Başka bir deyişle, insanlar işlerinde iyiyse, uygun olmadıkları bir konuma gelene kadar, oldukları yerde kalıp çoğaldıkları bir konuma gelene kadar tekrar tekrar terfi ettirilirler.
Neyse ki konu biraz karmaşık. Yaklaşık 30 bin çalışanla 2019 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Avrupalı işçilerin yalnızca yüzde 13’ü patronlarının ‘kötü’ olduğunu düşünüyor.
Beş üzerinden dört puan alan yöneticiler ise Lasso’da fazlasıyla olan iki özelliğe sahip. Bu iki özelliğin de çalışanları gerçek hayatta daha mutlu ettiği biliniyor: Faydalı geri bildirimler vermek ve yapılan iyi işi övmek.
Öyleyse neden korkunç patron fikri hala devam ediyor? Etkilerinin çok toksik olmasından kaynaklandığından şüpheleniyorum. Gallup verilerine göre, çalışanların yarısı bir noktada bir yöneticiden kaçmak için işten ayrıldıklarını söylüyor.
Berbat bir patron fikri, küresel bir pandeminin ortasında daha da korkunç geliyor, bu da Lasso’ya gösterilen ilgili pekala açıklıyor.
Bu tabii ki işverenlerin gözünden kaçmadı. Geçen hafta yapılan bir ankete göre, Birleşik Krallık’ta çalışanların yüzde 45’i kuruluşlarının çalışanlarına karşı pandemi öncesine göre daha empatik olduğunu düşünüyor ve yüzde 35’i artık iş yerinde daha fazla duygusal desteğe sahip olduklarını söylüyor.
Umarım bu sürer. Karantina keşiflerimden biri, Stephen Fry’ın başka bir güler yüzlülük uzmanı PG Wodehouse hakkında söylediklerini duyduğum bir sesli kitaptı. Pandemi öncesinde bu kadar kolay bir şekilde Fry’in sözleriyle çalışma hayatı arasında bağlantı kurabileceğimden şüpheliyim.
Wodehouse’dan bahsettiği kitabın girişinde Fry, yazarın muazzam bir etkisi olduğunu söylüyor.
“Bana iyi huyluluk hakkında bir şey öğretti: İyi huylu olmak, nazik olmak, komik olmak, kibar olmak yeterli.” Bu, Ted Lasso’dan alınacak harika bir ders ve son 18 ayın gösterdiği gibi, gerçek hayatta da dikkate alınması mantıklı olacaktır.
Kaynak: Financial Times