Bilim insanlarına göre, kadınlar enfeksiyonlara karşı daha güçlü bağışıklık tepkileri geliştirmeleri ve bazı davranışsal faktörler nedeniyle, koronavirüsten erkeklere oranla daha az etkileniyor.
Çin’de ortaya çıkan koronavirüs dünyada korku ve endişe yaymaya devam ediyor. Bu yeni virüs çocukları büyük oranda etkilemese de, orta yaşlı ve yaşlı yetişkinler ve özellikle de erkekler için bir tehdit oluşturuyor.
Bu hafta, Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, koronavirüs üzerine bugüne kadarki en geniş kapsamlı analizi yayınladı. Araştırmacılar, virüsün erkeklere ve kadınlara eşit oranda bulaşmasına rağmen, erkeklerde ölüm oranının yüzde 2,8 iken, kadınlarda yüzde 1,7 olduğunu ortaya koydu.
Erkekler, koronavirüslerin neden olduğu SARS ve MERS salgınları sırasında da kadınlara oranla daha çok etkilenmişti. Annals of Internal Medicine’de yayınlanan bir araştırmaya göre, 2003 yılında Hong Kong’da SARS’tan enfekte olan kadın sayısı erkeklerden fazla olmasına rağmen, erkeklerin ölüm oranı yüzde 50 daha yüksekti.
Bilim insanları, bu farkın hem biyolojik hem de yaşam tarzına dayalı faktörlerden kaynaklanabileceğini söylüyor.
Kadınların bağışıklık sistemi daha güçlü
Enfeksiyonlara karşı bağışıklık tepkisi oluşturmaya gelince, erkekler kadınlara kıyasla daha zayıf kalıyor.
Johns Hopkins Bloomberg School of Public Health’deki bilim insanı Sabra Klein, “Bunu başka virüslerde de gördük. Kadınlar daha iyi mücadele ediyor” diyor.
“Kadınlarda bağışıklık sistemiyle ilgili güçlü bir şey var” diyen Ulusal Sağlık Enstitülerinde Kadın Sağlığı Araştırma Ofisi direktörü Dr. Janine Clayton, bunun bir bedeli olduğunu da ekliyor. Kadınlar, bağışıklık sistemine aşırı yüklenilmesi sebebiyle vücudun kendi organlarına ve dokularına saldırmasıyla meydana gelen romatoid artrit ve lupus gibi otoimmün hastalıklara karşı çok daha hassas.
Clayton, otoimmün hastalıklara yakalananların yaklaşık yüzde 80’inin kadın olduğunu belirtiyor.
Kadınların daha güçlü bağışıklık sistemine sahip olmasının nedenleri tam olarak net değil ve uzmanlar araştırmaların hala devam ettiğini konusunda uyarıyor.
Bir hipoteze göre, kadınların güçlü bağışıklık sistemi, çocuklarına hayatta kalma avantajı sağlıyor. Sebebi ise bağışıklık sistemleri gelişme aşamasındayken, bebekleri hastalıklardan koruyan anne sütündeki antikorlar.
Bağışıklıkta rol oynadığı görülen östrojen hormonu ve kadınların bağışıklık ile ilgili genler içeren iki X kromozomu taşıması da dahil olmak üzere bir dizi biyolojik faktör sorumlu olabilir. Erkekler ise sadece bir tane taşıyor.
Bazı toplumlarda cinsiyete göre farklılık gösteren sağlık davranışları, insanların enfeksiyonlara verdiği tepkileri de farklı şekillerde etkiliyor.
Çin’de erkeklerin yarısı sigara içiyor
Çin, dünyada en fazla sigara içen nüfusa (316 milyon kişi) sahip olup, dünyada sigara içenlerin yaklaşık üçte birini ve dünya çapında tütün tüketiminin yüzde 40’ını oluşturuyor. Çinli kadınların sadece yüzde 2’sinden fazlası erkeklerin ise yarısından fazlası sigara içiyor.
Ayrıca Çinli erkekler koronavirüs enfeksiyonu sonrası komplikasyon riskini artıran Tip 2 diyabet ve yüksek tansiyon oranlarına sahip. Erkeklerin, kronik obstrüktif akciğer hastalığına yakalanma oranları da kadınlardan neredeyse iki kat daha fazla.
Kadınlar sağlık hizmeti ararken daha proaktif
Bunun yanı sıra, örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde, kadınlar sağlık hizmeti arama konusunda erkeklerden daha proaktif davranıyor ve bazı çalışmalar, genellemenin ABD’deki üniversitelerdeki Çinli öğrenciler için de geçerli olduğunu gösteriyor.
Koronavirüslü 4.021 hasta ile yapılan bir çalışmada, özellikle yaşlı erkeklerde erken teşhisin önemi vurgulanmıştır. Ve buna rağmen erkeklerin daha çok hastalığın son aşamasında hastaneye geldikleri görülüyor.
Salgının ortaya çıktığı günden bu yana, sağlığı yetkilileri enfeksiyonu önlemek için ellerin iyi ve sık sık yıkanmasının önemini vurguluyor. Ancak birkaç çalışma, erkeklerin -sağlık çalışanlarının bile- ellerini yıkama veya sabun kullanma pratiklerinin kadınlardan daha az olduğunu ortaya koyuyor.
Roni Caryn Rabin’in New York Times’da yayınlanan makalesinden kısaltılarak çevrilmiştir.
Kaynak: New York Times