
SES Eşitlik Adalet Kadın Platformu ekibi ile hazırladığımız gündem, yine üzerinde en çok konuştuğumuz, kafamıza takılan güncel haberlerden oluşuyor. Bu haftaki öncelikli konumuz, kreş meselesi.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin önündeki en büyük engellerden biri olan kreş sorunu, sadece devletin ücretsiz kreşlerinin yetersiz olmasından ibaret değil ne yazık ki, özel kreşlerin ücretleri de en büyük özel üniversitelerin yıllık ücretleriyle yarışır hale gelmiş durumda. Bu konunun bizim için neden önemli olduğuna ve nasıl çözümler üretilebileceğine dair biraz konuştuk bugün.
Diğer bir gündemimiz, yerel seçimler yaklaşırken kadın muhtarlar konusu oldu, yerel yönetimlerde görev alan kadınların sayısının artırılması için yapılan çalışmalardan biraz bahsettik.
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin gerçekleştirdiği Haber Var Ses Ver projesinde bu hafta, deprem bölgesindeki kadın gazetecilerin platformumuz için ürettiği haberlere de yer verdik, Hatay’daki Meryem Ana Yortusu’ndan haberler veren Burcu Özkaya’nın haberinden söz ettik.
Deprem bölgesinden ayrıca bir de UNFPA’in bu ay yayınladığı araştırma raporu haberimiz var, rapora göre, bölgede kadınlar ve kız çocukları, özellikle de doğum yapması beklenen 14 bin 400 hamile kadın, zor durumda.
Yayınımıza dair yorum ve önerilerinizi bize SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu sosyal medya hesaplarından iletmeyi unutmayın!
Bölümü YouTube’da dinlemek için:
Yükselt SESini podcast’ten herkese merhaba. Ben Duygu İslamoğlu, her Cuma olduğu gibi bugün de haftanın kadın gündemini sunmak üzere buradayım. SES Eşitlik Adalet Kadın Platformu ekibi ile hazırladığımız gündem, yine üzerinde en çok konuştuğumuz, kafamıza takılan gündem haberlerinden oluşuyor; bu haftaki öncelikli konumuz, kreş meselesi. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin önündeki en büyük engellerden biri olan kreş sorunu, sadece devletin ücretsiz kreşlerinin yetersiz olmasından ibaret değil ne yazık ki, özel kreşlerin ücretleri de en büyük özel üniversitelerin yıllık ücretleriyle yarışır hale gelmiş durumda. Bu konunun bizim için neden önemli olduğuna ve nasıl çözümler üretilebileceğine dair biraz konuşacağız bugün.
Diğer bir gündemimiz, yerel seçimler yaklaşırken kadın muhtarlar konusu oldu, yerel yönetimlerde görev alan kadınların sayısının artırılması için yapılan çalışmalardan biraz bahsedeceğiz.
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin gerçekleştirdiği Haber Var Ses Ver projesinde bu hafta, deprem bölgesindeki kadın gazetecilerin platformumuz için ürettiği haberlere de yer vereceğiz, Hatay’daki Meryem Ana Yortusu’ndan haberler veren Burcu Özkaya’nın haberinden söz edeceğim.
Deprem bölgesinden ayrıca bir de UNFPA’in bu ay yayınladığı araştırma raporu haberimiz var, rapora göre, bölgede kadınlar ve kız çocukları, özellikle de doğum yapması beklenen 14 bin 400 hamile kadın, zor durumda.
Yükselt SESini podcast’tesiniz, haftanın kadın gündemini özetlemeye başlıyoruz.
Kreş Sorunu
Kreş deyince aklınıza yalnızca kendi çocukluğunuzdaki kreş anılarınız geliyorsa, yalnız değilsiniz. Menekşe Tokyay da Gazete Duvar’da yayınlanan yazısına kreş döneminden kalan hayal meyal anılarla başlıyor ve aslında, o dönemde zor gözükebilse de, bir çocuğun gelişimi ve annenin de hayata katılımı için kreşlerin öneminden dem vuruyor.
Kreşler, yalnızca çocukların gelişimi ve sosyal hayata katılımı için değil, kadınların çalışma hayatına, ya da belki de sadece sosyal hayata dönebilmesini destekleyen önemli bir araç. Çocuk bakımının kadınların sorumluluğunda olduğunu savunan patriyarkal anlayışın aksine toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımı, anne ve babalara çocuk bakımı konusunda devletin destek sunduğu bir modeli öngörüyor.
Menekşe Tokyay, yazısında Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 28’inci maddesine göre, 18 yaş altındaki her çocuğun kaliteli eğitim alma hakkına sahip olduğunu hatırlatıyor. Yani sadece annelerin haklarına sahip çıkmak için değil, çocukların eğitim hakkını savunmak için de devlet destekli kreşleri ve aslında ülkede herkes için erişilebilir kreşler olmasını önemsiyoruz.
Kreş meselesi, yalnızca bir çocuk bakım sorunu değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliği, ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınma meselesi. Bu konu üzerine daha fazla düşünmemiz ve pratik çözümler üretmemiz şart.
Ülkemizdeki kreş sorununun temelinde yeterli yatırımın ve düzenlemenin olmaması kadar, düzenlemelerin toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısı ile ele alınmıyor olması yatıyor. Bu durum, kadınların iş gücünden geri dönmeyecek şekilde ayrılmasına neden olabilir. Ayrıca, çocuklarımızın kaliteli eğitim hakkından mahrum bırakılmaları da söz konusu.
Bulgaristan‘da kreş desteği
Komşumuz Bulgaristan’dan da şöyle bir haber var: Devlet, yetersiz kreş nedeniyle çocuklarını anaokuluna veya kreşe yollayamayan ailelere aylık 413 leva tazminat ödüyor. Bu meblağ, Bulgaristan’da asgari ücretin yaklaşık olarak üçte ikisine denk geliyor.
Bulgaristan Telegraph gazetesinin haberine göre bu tazminat, çocuklar için özel kreşe gitme veya bir çocuk bakıcısı tutma gibi masrafları karşılama amacıyla kullanılabilecek.
Bulgaristan’ın ailelere yönelik bir sosyal destek adımı olarak göze çarpan bu haber, belki ülkemizde de benzer bir yaklaşımın gerekliliğine dair bir fikir sunabilir.
Sevda Karaca’dan Soru Önergesi
Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca da geçtiğimiz hafta kreş meselesine değindi. Kamu emekçilerinin 7. Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmeleri devam ederken, Sevda Karaca da çalışan kadın emekçilerin haklarıyla ilgili bir soru önergesi sundu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın cevaplaması talebiyle iletilen soru önergesinde, kamu işyerlerinde cinsiyetçi, ayrımcı, baskıcı uygulamaların son bulması dahilinde, ücretsiz yemekhane ve 24 saat hizmet veren kreşlerin varlığı da konu edildi. Sevda Karaca’nın sunduğu önergede esnek çalışma ve performans değerlendirme gibi uygulamaların son bulması, İstanbul Sözleşmesinin uygulanması, ücretsiz ebeveyn izni, eğitim ve sağlık yardımı, mobbing masası kurulması, 8 Mart’ın resmi tatil ilan edilmesi, HPV aşısının ücretsiz yapılması, eşit işe eşit ücret gibi hususlar da yer alıyor.
Kadın muhtarların sayısı artırılmalı
Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı, 2024 yerel seçimlerinde kadın muhtar adaylarının sayısını artırmayı hedefliyor.
Türkiye’deki kadın muhtar oranı şu anda yalnızca %3. Bu amaçla, Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı çerçevesinde “Bir kapı da sen aç” kampanyası başlatıldı ve İsveç Başkonsolosluğu’ndan destek alan bir diğer proje ile Türkiye genelinde yedi bölgede eğitimler düzenlenecek.
Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı Başkanı Ayşe Kaşıkırık, kadınların aday olmaları ve seçmenlerin de kadın muhtar adaylarına oy vermesi çağrısında bulundu. İlk hedef, kadın muhtar oranını yüzde 30’lara çıkarmak. Şanlıurfa gibi kadın muhtar çıkmamış yerlerin de bu harekete katılması bekleniyor. Kaşıkırık, “Birlikte yol alalım, birbirimize destek olalım,” dedi.
Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı’ndan Kadın Muhtar Adaylarına Çağrı: ‘Birlikte Yol Alalım’
Deprem bölgesinde hamileler
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun Ağustos raporu, bölgede yaşayan 130 bini hamile olmak üzere tahmini 2.4 milyon genç kadının karşılaştığı zorluklara odaklanıyor. Rapora göre, deprem bölgesinde bir ay içinde doğması beklenen bebek sayısı 14 bin 400.
Rapor, afet sonrasındaki zorlu koşullarda kadınların ve kız çocuklarının daha olumsuz etkilendiğini vurguluyor. Kadınların üreme sağlığına erişim, hijyen ve öz bakım malzemelerine erişimde güçlükler yaşarken, gebeliklerin de devam ettiği belirtiliyor. Deprem bölgesinde şu anda 130 bin hamile kadının, acilen üreme sağlığı hizmetlerine erişmesi gerekiyor.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu Raporu, bölgedeki hastanelerde ücretsiz ulaşım hizmeti olmasına rağmen, kalabalık ve uzak bölgelerdeki aksaklıklar nedeniyle kadın hastalıkları ve doğum uzmanlarının tüm afetzedeler için yeterli olmadığına dikkat çekiyor.
Raporda aynı zamanda adet hijyeni hizmetlerinin yetersizliğine de yer verimiş, kadınların ve kız çocuklarının bu ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı, su ve hijyen hizmetlerinin yetersiz kaldığı vurgulanıyor.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun araştırması, sadece kadınların karşılaştığı sağlık sorunlarından değil, şiddet sorunlarından da söz ediyor ve depremden sonra ev içi şiddetin artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Ekonomik sorunlar, işsizlik ve kötüleşen yaşam koşulları gibi faktörlerin kadınlara ve çocuklara yönelik şiddeti tetiklediği özellikle belirtilmiş.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, yerel ortaklarla birlikte bölgede özellikle kadınlara, kız çocuklarına ve kırılgan gruplara destek hizmetlerini sürdürüyor. Cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetleri, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalan kadınlara verilen destek ve temel hijyen malzemeleri ile anne-bebek kitlerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması, UNFPA’in deprem bölgesindeki çalışmalarından bazıları. Ancak yine de raporun sonuçlarına bakarak, bölgedeki kadınların sorunlarına acilen ve organize bir şekilde odaklanılması gerektiğini görebiliyoruz.
Hatay’da Meryem Ana Yortusu
Hatay’ın Samandağ ilçesindeki, Türkiye’deki ‘tek’ ve yaşayan ‘son’ Ermeni köyü olan Vakıflı’da her yıl kutlanan Meryem Ana’nın Göğe Alınışı yortusu, bu yıl buruk kutlandı. Depremde hayatını kaybedenler için dua edilen, ilahiler okunan yortuya katılım geçmiş yıllara göre daha az oldu.
Ermeni Apostolik Kilisesi’nin beş büyük bayramından biri olan Meryem Ana’nın Göğe Alınışı Yortusu, her yıl üzüm hasadı zamanı, 15 Ağustos’a en yakın pazar günü kutlanıyor.
Depremden önce Türkiye’nin her tarafından, hatta Avrupa’dan katılımın olduğu yortuya, konaklayacak yer sıkıntısı nedeniyle gelemeyenler oldu. Her şeye rağmen bu yıl da buğday ve etle yapılan bayram yemeği Hrisi kazanları kaynadı, üzümler yenildi.
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği tarafından hayata geçirilen ‘Haber Var, SES Ver: Kadın Gazetecilerle Dayanışma Projesi’ kapsamında hazırlanan bu habere ve gazeteci Burcu Özkaya’nın fotoğraflarına, platformumuzda ulaşabilirsiniz.
Deprem bölgesinde yazılı ve görsel içerik üreten kadın gazetecileri desteklemek için tasarlanan Haber Var Ses Ver projesi ile, deprem bölgesindeki 4 ilden 4 kadın gazeteciye hibe ve birebir editörlük/mentorlük desteği verilmeye devam ediliyor.
Kasım sonuna kadar devam edecek projede, gazeteciliği meslek edinmiş ve kendisini mesleki olarak geliştirmek isteyen, gazetecilik meslek ilkelerine saygılı, toplumsal duyarlılık ve sorumluluk taşıyan 4 gazeteci araştırmaya dayalı yazılı dosya haber veya video-haber üretecek.
Yükselt SESini podcast’ten bu haftalık bu kadar. Haftaya Cuma yeniden görüşmek üzere, hoşçakalın.