İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) hazırladığı “Kültür-Sanat Dünyasında Toplumsal Cinsiyet: Tartışmalı Konular, Yapısal Sorunlar, Çözüm Önerileri” raporuna göre, araştırmaya katılan kadınların yüzde 63’ü erkek olmadıkları için dezavantajlar yaşadığını, yüzde 52’si cinsiyete dayalı ayrımcılık yaşadığını belirtiyor.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) Kültür Politikaları Çalışmaları kapsamında hazırladığı “Kültür-Sanat Dünyasında Toplumsal Cinsiyet: Tartışmalı Konular, Yapısal Sorunlar, Çözüm Önerileri” başlıklı, Türkiye’de yaratıcı sektörlerin nasıl daha eşit, adil ve kapsayıcı hâle gelebileceğini ele alan 10’uncu raporu yayımlandı.
Çalışma kapsamında sektörde en çok istihdam sağlayan üç disiplin olan tiyatro, sinema ve müzik alanında görev alan 157 kadın ile çevrimiçi anket yapıldı, 18’i sektörde profesyonel olan kadın ve LGBTİ+ sanatçılarla görüşüldü.
Araştırmaya göre kadınların iş dışındaki sorumluluklarıyla ilgilenme oranı arttıkça yönetici pozisyonlarında bulunma ihtimalleri düşüyor. Görüşülen kadınlar sıklıkla, “sansür ve otosansür”, “akıntıya karşı kürek çekmek zorunda kalmak” ve “dışlanmak” gibi sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını söylüyor. Ankete katılan kadınların yüzde 63’ü “erkek olmadığı için” ayrımcılığa uğradığını düşünüyor.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Itır Erhart tarafından kaleme alınan rapor, kamu kurumları, sendikalar ve meslek örgütleri, sanat okulları, yapım şirketleri ve sivil toplum kuruluşları gibi pek çok paydaşın sorunların çözümüne katkı vermesi için somut öneriler de sunuyor.
Kültür-sanat dünyasında kadınların karşılaştıkları engeller
Araştırmaya göre kadınlar teknik alanlarda (görüntü yönetmenliği, ses, ışık) kendilerine yer bulmakta zorlanıyor. Kalıplaşmış yargılar (“kadınlar duygusaldır”) nedeniyle kadınlar, idari pozisyonlarda tercih edilmiyor.
Sahnede ve ekranda kadınlar annelik gibi toplumsal cinsiyet rollerine sıkışıyor, sıklıkla dış görünüşleri ile ön plana çıkıyor. Kadınlar gerek özel alanda gerek sahnede sürekli genç, bakımlı ve güzel görünme baskısı hissediyor.
Sinema sektöründe dikkat çekilen bir diğer problem, kadınların erkek meslektaşlarından önce “yaşlandırılması.” Rapora göre erkek oyuncular yaşları ilerlediğinde kariyerine aynı şekilde devam ederken, kadınlar “yaşlı” rolleri oynamaya daha erken başlıyor.
Taciz veya mobbing ile karşılaştığımda ne yapmam gerektiğini biliyorum” diyenlerin oranı yüzde 63. “Ayrımcı davranışlara karşı nasıl bir tutum izlediniz?” sorusuna “İş yerinden ayrıldım”, “Bırakıp gittim” benzeri cevap oranı oldukça yüksek.
Raporda öne çıkanlar
- Ankete katılan kadınların sadece yüzde 62’si sigortalı.
- Katılan kadınların yüzde 15’i çalıştıkları sektörde fırsat eşitliği olduğuna inanıyor, yüzde 13’ü eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulandığını düşünüyor.
- Araştırmaya katılan kadınların yüzde 63’ü erkek olmadıkları için dezavantajlar yaşadığını düşünüyor.
- Sektör çalışanı kadınların yüzde 52’si cinsiyete dayalı ayrımcılık yaşadığını belirtiyor.
- Her 10 katılımcıdan altısı çalıştığı sektörde taciz ya da mobbing yaşadığını belirtiyor. Katılımcıların sadece yüzde 62’si bu durumda ne yapılması gerektiğini bildiğini belirtiyor.
- Araştırmaya katılanların yüzde 81’i iş hayatında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığını düşünüyor.
- Çalıştıkları sektörde profesyonel gelişimlerine yönelik destek mekanizmaları olmadığını söyleyen kadınların oranı yüzde 81.
- Katılımcıların yüzde 40’ı koronavirüs salgınının çalıştıkları sektörlerde toplumsal cinsiyet eşitliğine olumsuz etki ettiğini belirtiyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.