LGBTİ+ derneklerinin kapatılmasının” seçim propagandası olarak kullanıldığı, Meclis’e 9 milletvekiliyle giren HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin seçim sonrası hiç vakit kaybetmeden derneklerin kapatılması için bastırdığı böylesi bir dönemde, LGBTİ+’lar da bir hayli endişeli.
Öte yandan toplumun her alanında yalnızlaştırılan, 2015 yılından beri Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP’nin nefret söylemlerine ve ayrımcı uygulamalara maruz kalan LGBTİ+’lar, tüm bunlarla mücadele etmenin, yılgınlığa düşmemenin yollarını en iyi deneyimleyen kişiler aslında.

Cumhurbaşkanı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi öncesinde ve sonrasında siyasi partilerin LGBTİ+’lara yönelik ifadeleri de sertleşti. Hem muhalefet hem de iktidar bloğundaki bazı siyasetçiler birbirlerini LGBTİ+ savunucusu ya da destekçisi olmakla suçlarken, LGBTİ+’lara dönük nefret dili de siyasette sıklıkla yer buldu.
LGBTİ+ derneklerinin kapatılmasının” seçim propagandası olarak kullanıldığı, Meclis’e 9 milletvekiliyle giren HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin seçim sonrası hiç vakit kaybetmeden derneklerin kapatılması için bastırdığı böylesi bir dönemde, LGBTİ+’lar da bir hayli endişeli.
Öte yandan toplumun her alanında yalnızlaştırılan, 2015 yılından beri Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP’nin nefret söylemlerine ve ayrımcı uygulamalara maruz kalan LGBTİ+’lar, tüm bunlarla mücadele etmenin, yılgınlığa düşmemenin yollarını en iyi deneyimleyen kişiler aslında.
“Kendinize sarılın ve inanın”
Kaos GL’ye konuşan LGBTİ’+’lardan zor zamanlarda nasıl ayakta kalma tavsiyeleri:
“Kendinize sarılın ve inanın bacım. Hayvanlara yardım edin, kedileri kurtarın.”
“Geçen bu seçim muhabbeti olduğunda depresyona girecek gibi oldum, oturamıyordum yerimde. Sonra ertesi gün uyandım, biraz depresif gibiyim falan. Birkaç günüm kötü geçti, şey dedim kendi kendime ‘Ne olacaksa olacak zaten bunu engelleyemem’. Bir de kötü olsa bile ben hedeflerimden vazgeçecek miyim diye düşündüm. Ve hayır, ben yine yarın bir gün ne yapacağım, hedeflerim ne olacak diye düşündüm. Beni ayakta tutan şeyler, arkadaşlarım falan da aslında ama hayattayken yapmak istediğim şeyler var ve bu zamana kadar gelmişiz. Dünya birden başımıza yıkılacak değil ya… Sanki göklerden bir anda ateş mi püskürtülecek diye düşündüm. Keza bunlar da olsa, ne olacak tekrar devam edeceğiz diye düşünüyorum. Bunların hepsi yaşandı ve devam ettik. Yine devam edeceğiz. Ve buna sığınıyorum.”
“İlk yaptığım şey kabuğuma çekilmek”
“Sanırım zor zamanlarda önce kendi kabuğuma çekilmeyi tercih ediyorum. Bir ölçüyorum, tartıyorum. Kendi içimde anlamlandırmaya çalışıyorum yaşadığım şeyleri. Sonra en yakınlarımla paylaşıyorum. Özellikle fikrine çok değer verdiğim, mümkünse bana muhalefet de olabilecek yakınlarıma danışıyorum. Eleştirebilirsem de eleştirileyim diye. Ama aslında öyle bir sürece girdik ki, önce benim kendimi eleştirmem gerekmiyor. Çünkü bir yaşam hakkının, yani en temel birtakım hakların sağlanamadığı bir ülkede bireyin kendini değil dışarıyı eleştirmesi gerekiyor. Yani neden 21. yüzyılda yaşam hakkım elimden alınmasın diye ben uğraşıyorum? Tabii ki uğraşacağız bu arada, bu uğraşmayalım demek değil ama zaten bunun sağlanıyor olması gerekiyor. Dolayısıyla evet ilk yaptığım şey kabuğuma çekilmek, sonra da yakınlarımla paylaşmak ama keşke ilk kabuğuma çekilmesem.”
“Benim üzerimde çok sarkastik bir hava hakim diyebilirim. Gülüyoruz, dalga geçiyoruz. Bir de sistematik olarak aynı şeylerle karşılaştığımız için, oturup hepsini ciddiye alırsak, teker teker cevap verirsek ve depresyona girersek böyle daha kötü olacakmış gibi her şey. Yani böyle gülmeye başladık. Bu arada bunun da doğru olduğunu savunmuyorum, burayı böyle komikleştirmenin yani ama gullüm işte bir yandan da. Fakat işin ciddiyetini de kaybediyor muyuz diye de düşünüyorum. Ama özetinde bu kadar ciddiye alırsak da hayatta kalabileceğimizi düşünmüyorum açıkçası. Gullüm bizi hayatta tutuyor.”
Kaynak: KaosGL