İBB’nin “Birlikte Çok; Eşit ve Tok” başlığıyla düzenlediği ‘2. Mor Zirve Harbiye’deki İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Zirvenin açılış konuşmasını yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Tarih, bize değerli bir şans verdi: İstanbul Sözleşmesi. Onu da elimize, yüzümüze bulaştırdık ne yazık ki. İstanbul Sözleşmesi’ni, Ankara’daki arkadaşlar, yine bir avuç insan, her konuda olduğu gibi, paramparça hale getirdiler. Ama mücadelesi ve çözüme kavuşturulmasıyla ilgili adımları devam etmekte” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB), 10-11 Haziran tarihleri arasında düzenlediği “2. Mor Zirve”, Harbiye’deki İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.
İstanbul’da, “toplumsal cinsiyet eşitliği” odaklı çalışan kurum, kuruluş, sivil inisiyatif, aktivist ve uzmanlarla yerel yöneticileri bir araya getiren zirve, bu yıl, “Yerel Eşitlik Eylem Planı”nı merkeze aldı.
Mor Zirve’ye, Bağ Etkileşimli Öğrenme Derneği, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı, İlk Adım Kadın Kooperatifi gibi sivil toplum örgütlerinin yanı sıra, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İKK İstanbul Kadın Komisyonu, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) gibi kuruluşlar katılım sağladı.
“Birlikte Çok; Eşit ve Tok” başlığıyla düzenlenen zirvenin açılış konuşmasını İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı. “Eşit, adil ve yaratıcı kent” kavramlarını hayata geçirmek amacıyla yola çıktıklarını hatırlatan İmamoğlu, bu kapsamda yaptıkları çalışmalardan örnekler verdi.
Ülkemizde ve dünyada, cinsiyet eşitsizliğinin yanı sıra farklı kavramlar üzerinden de bireyler arasında eşitsiz durumların yaşandığına vurgu yapan İmamoğlu, bu konuda bir zihniyet değişikliğine duyulduğunu vurguladı. Söz konusu zihniyet değişikliğinin toplumun tüm katmanlarını ilgilendiren bütüncül bir sorun olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Toplumda eğer eşitliği oluşturamazsak, o toplumda gerçekten kalkınmayı, gelişimi, ilerlemeyi konuşmak mümkün değil. Hepsi lafta kalır. Gelişemez öylesi bir toplum. Geleceğe de güçlü bir şekilde bakamaz. Bir kentte, yüzde 30-35 civarında kadının istihdamda yeri varsa, zaten o toplumun zenginleşmesinin mümkün olmayacağını anlamak lazım. Ki kadınlar, erkeklerin yaptığı her işi layıkıyla yerine getirebileceklerini her alanda gösteriyorlar” diye konuştu.

Kadın çalışan istihdamı
İBB olarak, kadın çalışan ve yönetici istihdamına özel önem verdiklerinin altını çizen İmamoğlu, “Bugün İBB’de, gerek yönetici pozisyonlarında, gerekse bazen bir İETT şoförü ya da zabıta arkadaşlarım ya da metro sürücüsünden bir teknik elemana, bir mühendise varıncaya kadar çok özel bir hizmeti sunduklarını ve hiç de alışık olmadığımız ortamlarda hizmet veren birçok kadın çalışma arkadaşımızın varlığını görüyorum. Hem 16 milyon insana hizmet sunuyorlar hem de bence 16 milyon vatandaşımıza iyi geliyor kadınları gördükçe. Oradaki o görüntü, bence bu şehrin kadınlarına, kız çocuklarımıza çok iyi geliyor. Onlarla birlikte İstanbul’a hizmet vermekten gerçekten büyük bir onur duyuyorum, gurur duyuyorum” ifadelerini kullandı.
‘Bir avuç azınlık İstanbul Sözleşmesi’ni paramparça etti’
Bir önceki zirvenin ana konusunun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle çıkılan “İstanbul Sözleşmesi” olduğunu hatırlatan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Tarih, bize değerli bir şans verdi: İstanbul Sözleşmesi. Onu da elimize, yüzümüze bulaştırdık ne yazık ki. Bu kadar asil ve bu kadar dünyada vitrine konacak bir sürecin adına; içinde cinsiyet eşitsizliğini gideren bir tanımın olduğu ve kadının olduğu, çağdaş bir meselenin çözüme kavuşturulması temelinin oluşturulduğu bir sürece İstanbul Sözleşmesi’ dendi. Ne yazık ki bu İstanbul Sözleşmesi’ni, Ankara’daki arkadaşlar, yine bir avuç insan, her konuda olduğu gibi, paramparça hale getirdiler. Ama mücadelesi ve çözüme kavuşturulmasıyla ilgili adımları devam etmekte.”

‘Asıl sorun eşitlik meselesi: Cinsiyette, vatandaşlıkta, hakta, hukukta…’
Türkiye nüfusunun, mülteciler ve farklı statüdeki yabancı unsurlarla 93 milyona ulaştığını kaydeden İmamoğlu, “Bu topraklarda, meselelerimizin her birinin çok önemli, dünyaya da örnek olabilecek kıymette meseleler olduğunun farkına varmalıyız. İstanbul, bu yaşam sisteminin her yönüyle bir göstergesi, merkezi. Burada yapılacak her işin de ülkeye çok ciddi katkılar sunacağını bilen yöneticileriz. Birçok sorunu konuşuyoruz. Sığınmacı, mülteci… İnanç üzerinden sorunları konuşuyoruz. Etnik köken üzerinden problemleri konuşuyoruz. Birçok konu var. Ama kabul edelim: Aslında temel sorun, eşitlik meselesi. Onun alt başlığına ne koyarsanız koyun, meselenin temelinde eşitlik var. Yani cinsiyette eşitlik, vatandaşlıkta eşitlik, hakta, hukukta eşitlik; her hususta eşitlik. Aslında eşitlik meselesini, bu toplumun zihninde, bilincinde, tavırlarında, davranışlarında, hukukunda, kuralların uygulanmasında çözüme kavuşturduğumuzda, büyük oranda sorunları çözebileceğimizi düşünüyorum” diye konuştu.
Zirvede hangi ilkelerden yola çıkıldı?
Katılımcılık: Hazırlık sürecinde ve organizasyonda her bir aktörün kendi adına katılımı ve katkı koyması sağlanması
Eşit ilişki kurmak: Katılımcılar arasında hiyerarşik bir ilişki kurulmaması, eğitici/öğretici olmaktansa birbirini dinleyen ve öğrenen bir yaklaşım benimsenmesi.
Tabana yayılmak: Kurumsal kadın örgütleri yanında kesişen alanlarda var olan iklim, yoksulluk, erişim, şeffaflık, katılım vb. alanlarda çalışan sivil oluşumlar ile İstanbul’un farklı çeperlerinden mahalle ve informal örgütlenmelerin yer alması.
Edilgen formatlardan çıkmak: Katılımcıların sadece dinleyici olduğu panel/konferans gibi formatların dışına çıkılarak, ilişki kurmayı sağlayacak formatlar tasarlanması.
Etkileşimi sağlamak: Katılımcıların birbirini tanıyabileceği, çalışmalarından haberdar olabileceği ve birlikte çalışma olanaklarını tartışabilecekleri alanları yaratılması.
Eşitlikçi dil ve simgeler: Organizasyon kararları, mekân giydirmesi ve kullanılan iletişim materyallerinde eşitlikçi bir söylem ve görseller kullanılması.
Çeşitliliği gözetmek: Farklı dillerde mesajların verilmesi, işaret dili kullanılması erişimin gerekli olanaklar yaratılarak sağlanması.
Sürdürülebilirlik: Kullanılan malzemelerin tekrar kullanıma izin vermesi, doğaya duyarlı olması farkındalığın arttırılması