Karar aşamasına gelen Gezi davasının bugün görülen duruşmasında, iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verilirken, davanın gelecek duruşması 22 Nisan’a ertelendi.
Hakkında “cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet istenen Mimarlar Odası ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Yüksek Mimar Mücella Yapıcı: “Bu kadar ekonomik, küresel sıkışmışlık içinde toplumun hakkını aramasından ve bunu birlikte yapmasından korkuyor iktidar. Ama şunu bilsinler ki dünya tarihi umudun hiç ölmediğinin yüzlerce kez ispatıyla dolu.”

Karar aşamasına gelen Gezi davasının bugün görülen duruşmasında, iş insanı Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Davanın gelecek duruşması, 22 Nisan’a ertelendi.
4 Mart tarihinde mütalaası açıklanan davada, 1601 gündür tutuklu olan Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala ve Mimarlar Odası ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Yüksek Mimar Mücella Yapıcı için “cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay ve Yiğit Ali Ekmekçi için ise 15’er yıldan 20’şer yıla kadar hapsi isteniyor.
Duruşma öncesi konuşan Evrensel’den Meltem Akyol’a konuşan Mücella Yapıcı davadan utandığının belirterek, “Bizim yerimiz doldurulur, her şey tamir edilir ama hukuk yoksa bir ülkede, siyasilerin iki dudağı arasındaysa her şey, Süleyman Soylu mahkemeden bir hafta önce çıkıp Osman Kavala’yı hedef alıyorsa, bunlar nasıl onarılır, bilemiyorum” dedi.
“Mütalaada bir uzaylılar eksik”
Mütalaadaki iddiaları ‘absürt bir senaryo yazılsa filmi çekilmez, çekilse izlenmez’ sözleriyle özetleyen Yapıcı, 15 Temmuz’un de sorumlusu ilan edildiklerini ifade etti:
“2011’den beri OTPOR’la birlikte Kavala Gezi Direnişi’ni planlamış. Sonra da beni bulmuş. Ben Kavala ile Gezi sürecinde bir kez bile bir araya gelmedim. Ama Kavala bana talimat vermiş. Nasıl yapmış; bakın burası çok önemli. Ben Mine Özerden ile beş kere telefonla konuşmuşum, talimatlar bu görüşmeler sırasında verilmiş. Yani 2013’te Türkiye’nin her yerinde milyonlarca kişiyi silahsız ve şiddetsiz bir şekilde ayağa kaldırmışız. Kavala ve ben… Bunu da asla bir araya gelmeden sadece Mine ile görüşerek yapmışız. Bitmedi, biliyorsunuz ben Mimarlar Odasının ÇED Danışma Kurulu sekreteriyim. Can Atalay Mimarlar Odasının avukatı; odalarımız da yan yana. Tayfun Kahraman o dönem Şehir Plancıları Odası Başkanı. 2013’te onlarla telefonla konuşmuşum, bu da onları benim yardımcım yapmış. Gezi’yle bitse, bitmiyor. Gezi’de başarılı olamayınca 15 Temmuz’u düzenlemişiz. Bu arada bizim yargılanmamıza neden olan suçlamaların dayanağı dinlemeleri yapan polisler, iddianameyi hazırlayan savcı “FETÖ”cülükle suçlandı daha sonra. Yani mütalaa bu. Bu kadar absürt bir senaryo yazılsa filmi çekilmez, çekilse izlenmez. Araya uzaylıları falan da koyarlarsa belki… Bir onlar eksik çünkü. Yargılanıyoruz işte, hatta ağırlaştırılmış müebbet isteniyor.”
“Ben geleceğe, gençliğe güveniyorum”
Bu davada yalnızca bizi cezalandırmaya çalışmıyorlar, umudu öldürmeye çalışıyorlar” diyen Yapıcı, iktidarın toplumun hakkını aramasından korktuğunun altını çizdi:
“İnsanlar bir şeye ‘hayır’ demenin, ‘bunu istemiyorum’ demenin, bunu birlikte söylemenin ne kadar önemli bir şey olduğunu anladılar Gezi’de. Asıl mesele bu. Bu kadar ekonomik, küresel sıkışmışlık içinde toplumun hakkını aramasından ve bunu birlikte yapmasından korkuyor iktidar. Ama şunu bilsinler ki dünya tarihi umudun hiç ölmediğinin yüzlerce kez ispatıyla dolu. Ve ben de buradayım, yerimde duruyorum. Anlaşılan yargılanacağım daha, olsun. Gezi hayatımın en onur duyduğum zamanı. Yaşamış olmaktan mutluyum.Umut ediyorum, umut ölmez biliyorum. Savaşlar, şunlar bunlar ne yaparsa yapsınlar dünya halkları, dünyanın bütün emekçileri, kadınları, çocukları, bu anlayışı yenmek zorunda, yenecek de… Ben geleceğe, gençliğe güveniyorum.”
Kaynak: Evrensel