Müzik endüstrisi içindeki farklılıklarıyla, radikal, cesur, eleştirel söylemleriyle, toplumun dayattığı kadın imajına meydan okuması ve otoriteyi her daim sorgulayan duruşuyla hafızalara kazınan İrlandalı müzisyen ve aktivist Sinead O’Connor 56 yaşında hayatını kaybetti.

İrlandalı müzisyen ve aktivist Sinead O’Connor 56 yaşında hayatını kaybetti.
Kalıplara uymayan kıyafetleriyle, popüler kültüre uzun süredir hakim olan kadınlık ve cinsellik kavramlarına doğrudan meydan okuyan O’Connor, 1990’ların başında müzikteki kadın imajını değiştirdi.
O’Connor, 1990’da orijinali Prince’e ait olan “Nothing Compares 2 U” şarkısını, doğrudan kameraya bakarak seslendirdiği video ile küresel müzik sahnesine çıktı. Bu video, YouTube’da yaklaşık 400 milyon kez izlendi.
“Nothing Compares 2 U” üç Grammy adaylığı aldı, Rolling Stone 1991’de onu Yılın Sanatçısı seçti, uluslararası kadın solo sanatçı dalında Brit Ödülü‘ne kavuştu.
Dergi O’Connor için, “Albüm çıkaran bir müzisyenin, ödün vermeyi reddedebileceğini ve yine de özlü müziğe aç milyonlarca dinleyiciyle bağlantı kurabileceğini kanıtladı” dedi.
Toplamda sekiz Grammy adaylığı elde eden ve 1991’de en iyi alternatif müzik performansı ödülünü kazanan O’Connor 2003 yılında müzikten emekli olduğunu açıkladı, ancak yeni kayıtlar yapmaya devam etti.

Otoriteye kafan tuttu
Albüm firmalarının ‘’çekici’’ olması için baskı yapmasına tepki olarak kafasını kazıttığını söyleyecekti. Müziği kadar din, seks, feminizm ve savaş konusundaki açık sözlü görüşleriyle de tanındı.
Otoriteyi sorgulayan siyasi duruşuyla da sıkça gündem oldu.
ABD Milli Marşı’nın çalınmasına izin vermediği için Frank Sinatra ile kavga etti ve Prince’i kendisini fiziksel olarak tehdit etmekle suçladı. 1989 yılında İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nu desteklediğini açıkladı, ancak bir yıl sonra bu açıklamasını geri çekti. Aynı dönemde Grammy törenini çok ticarileştiğini söyleyerek terk etti.
Rolling Stone dergisi Kim Kardashian’ı kapak yaptığında “Müziği öldürdünüz” diye dergiyi topa tuttu.
Cinsel istismar iddialarının yaygın bir şekilde rapor edilmesinden çok önce Katolik Kilisesi’ni eleştiren O’Connor, 1992 Ekim ayında ABD’nin ünlü TV şovu “Saturday Night Live”da Papa II. John Paul’ün fotoğrafını yırttı ve kiliseyi düşman ilan etmesiyle manşetlere çıktı.

New York’ta Madison Square Garden’da Bob Dylan için düzenlenen yıldızlar geçidine katıldı ve yuhalandı. Dylan’ın “I Believe in You” şarkısını söylemesi gerekiyordu, ancak “Saturday Night Live”da söylediği Bob Marley’in “War” şarkısının akapella versiyonuna geçti.
SNL’de yaşanan olaydan bir ay sonra O’Connor TIME dergisine verdiği röportajda şunları söylüyordu: ‘Elbette adamın kendisiyle bir derdim yok. Onun bulunduğu ofis ve temsil ettiği kuruluşun sembolüyle bir derdim var. İrlanda’da, halkımızın Avrupa’daki en yüksek çocuk istismarı olaylarını gördüğünü biliyoruz. Bu, İrlandalı insanların kendi tarihleriyle bağlantıda olmamalarından ve okullarda yıllardır rahiplerin çocukların başını okşayıp, cinsel istismarda bulunmalarıyla doğrudan alakalı. İrlanda halkının kontrolü Kilise tarafından ele alındı.’
1999 yılında O’Connor, ana akım Katolik Kilisesi tarafından tanınmayan bir pozisyon olan ayrılıkçı Latin Tridentin Kilisesi’nin rahibesi olduğunda İrlanda’da tepkiye neden oldu.
Uzun yıllar boyunca, Katolik Kilisesi’nin din adamlarının çocuk istismarını gizlemedeki rolünün boyutlarının tam olarak araştırılması çağrısında bulundu.
2010 yılında Papa 16. Benediktus, onlarca yıllık istismarın kefaretini ödemek için İrlanda’dan özür dilediğinde, O’Connor yeterli bulmadığı özrü kınadı. Katolikler’e Vatikan’ın rolü hakkında tam bir soruşturma yapılana kadar ayinleri boykot etme çağrısında bulunması, 2018’de uluslararası manşetlere taşındı.
2010 yılında Washington Post gazetesinde yayınlanan yazısında, “İnsanlar benim Tanrı’ya inanmadığımı düşündüler. Hiç de öyle değil. Doğuştan ve kültür olarak Katolik’im ve Vatikan samimi bir uzlaşma teklif etseydi kilisenin kapısına ilk giden ben olurdum” demişti.

LGBTİ+’lara destek verdi
O’Connor aynı zamanda bir LGBTİ+ aktivistiydi. Muhafazakâr başbakan Margaret Thatcher’ın 1988’de eşcinsel karşıtı 28. yasa maddesini yürürlüğe koymasından bir ay sonra şarkıcı, toplulukla dayanışma amacıyla Pride’a katıldı. Sanatçı, 80’lerin sonunda eşcinsel olduğunu açıklayan solist Andy Bell’in de yer aldığı ana akım pop ikilisi Erasure ile birlikte sahne aldı.
1990 yılında, AIDS salgının patlak verdiği dönemde O’Connor, eşcinsel besteci Cole Porter’ın “You Do Something to Me” şarkısını yeniden yorumlaraya Red Hot + Blue adlı bağış toplama albümüne katkıda bulundu. Albümdeki diğer sanatçılar arasında U2, Neneh Cherry, Salif Keita ve Fine Young Cannibals vardı.
O’Connor’ın LGBTQ+ topluluğuna desteği hayatı boyunca devam etti. Transgender Equality Network Ireland’ın (TENI) eski bir çalışanının aktardığına göre, O’Connor kıyafetlerini trans gençlere bağışlamıştı.
Yasın ağırlığı
2018’e İslam’ı benimseyen şarkıcı adını Şüheda Sadakat olarak değiştirdiyse de sahnede Sinéad O’Connor ismini kullanmaya devam etti.
Sanatçı, 2021 yılında yayınladığı “Rememberings” isimli bir biyografisinde “şöhreti arzulamayan” bir “protest şarkıcı” olduğu için pişmanlık duymadığını söyledi.
Ocak 2022’de ise 17 yaşındaki oğlu Shane iki günlüğüne kaybolduktan sonra ölü bulunmuştu. Shane’in ölümünün ardından O’connor, sosyal medyada yaptığı açıklamada oğlunun “dünya üzerindeki mücadelesini sonlandırmaya karar verdiğini” belirtti ve “kimsenin onu örnek almamasını” rica etti.
Şarkıcı oğlunun ölümünden sonra 2022 yılı için planlanan tüm canlı performanslarını “süregelen üzüntüsü” nedeniyle iptal etti.
Kaynak: VOA Türkçe, BBC Türkçe, Guardian