Gazeteci Hrant Dink anısına Hrant Dink Vakfı tarafından düzenlenen “Uluslararası Hrant Dink Ödül Töreni”nde, bu yıl Hindistan’dan Agnes Kharshiing ile Türkiye’den Nebahat Akkoç ödül aldı.
DW Türkçe
Agos gazetesinin 2007’de uğradığı suikast sonucu yaşamını yitiren genel yayın yönetmeni HrantDink’in anısına her yıl doğum günü olan 15 Eylül’de verilen “Uluslararası Hrant Dink Ödülleri” bu yıl 11’inci kez sahiplerini buldu.
Ödül, ırkçılık, ayrımcılık ve şiddetten arınmış bir dünya için mücadele eden, barış dilini benimseyen, insanlara umut ve ilham verenleri ödüllendirmeyi amaçlıyor. Ödül her yıl biri Türkiye biri yurtdışından iki kişi, grup ya da kuruma veriliyor.
Ödülün bu yılki sahipleri, 15 Eylül Pazar akşamı, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen törende belli oldu. Ödül, Türkiye’den Nebahat Akkoç’a ve Hindistan’dan AgnesKharshiing’e verildi.
DW Türkçe
“Bu ödülü şiddete karşı duran kadınlar adına alıyorum”
Türkiye’de uzun yıllardır kadının, insan hakları konusunda farkındalığın artması ve eril şiddete karşı çalışmalar yürüten Akkoç, törende yaptığı konuşmasında, “Bu kıymetli ödülü, hiçbir şiddetin masum ya da haklı olamayacağına inanan gerçek barış elçileri için, devrimin kendisinden, aile içinden başlayacağını bilen, yaşayacağı bedelleri göze alarak şiddete karşı duran, kendi şiddetleri ile baş ederken geliştirdikleri yeni dil ve davranışlarla bize yeni bir dünya hayal etmemizi mümkün kılan tüm kadınlar adına aldım ve kalbimde saklayacağım” ifadelerini kullandı.
DW Türkçe
“Halk sesini yükseltmeye başlamalı”
Ödülün bir diğer sahibi AgnesKharshiing, Hindistan’da yaşadığı bölgedeki yoksulların, kadınların, çocukların ve dezavantajlı insanların hakları ve çevre hakları için mücadele yürütüyor.
Kharshiing ödül töreninde, “Halk sesini yükseltmeye başlamalı; korunmasızlara yardım etmeli, insan hakları ihlal edildiğinde onlara destek olmalı. İnsanlık, nefreti ancak bu şekilde alt edebilir. Dünyaya barışı getirmek için, çocukların içinin korkuyla değil sevgiyle dolması için birlikte yapabileceğimiz o kadar çok şey var ki” diye konuştu.
İbrahim Betil: “İfade özgürlüğü, gazetecilik suç mudur?”
Tören’in açılış konuşmasını Hrant Dink Vakfı Danışma Kurulu üyesi İbrahim Betil yaptı. “İfade özgürlüğü, gazetecilik suç mudur? Düşüncelerinden, yazdıklarından ya da söylemlerinden dolayı yıllardır cezaevlerinde uzun gözaltı, tutukluluk sürelerine maruz bırakılan insanlar yüzlerce gazeteci, akademisyen, avukat, öğretmen, sanatçı, insan savunucuları var. Neden?” diyen Betil’in, “Kültürel çeşitlilik ve insan haklarına yönelik pek çok projeyi hayata geçirmiş olan Anadolu Kültür Derneği kurucusu Osman Kavala’nın suçu nedir?” sorusu üzerine salondan alkışlar yükseldi.
Her yıl “geleceğe dair umudu arttıranların” anıldığı “Işıklar” kategorisi içinde bu yıl, İstanbul Havalimanı inşaatındaki kötü çalışma koşullarına karşı mücadele veren işçiler, iklim krizini durdurmak için okul grevine çıkan 16 yaşındaki İsveçli Greta, her iki yakadan çocukların oynayabilmesi için ABD-Meksika sınırına tahterevalli inşa eden mimarlar ve Sudan’daki halk isyanına öncülük eden kadınlar gibi dünyanın dört bir yanından kişiler ve kurumlar yer aldı.
Jüri Üyeleri
Ödülün bu yılki jürisinde, 2018 Uluslararası Hrant Dink Ödülü sahibi, insan hakları aktivisti Murat Çelikkan, 2018 Uluslararası Hrant Dink Ödülü sahibi insan hakları örgütü Mwatana, insan hakları aktivisti ve eski hakim AlbieSachs, siyaset bilimci Ayşe Kadıoğlu, yazar, oyuncu ve film yönetmeni Ercan Kesal, insan hakları aktivisti Özlem Dalkıran, tarihçi Ronald GrigorSuny, sanatçı Sarkis, müzisyen ve siyasi aktivistSerjTankian, kadın hakları aktivistiZainabSalbi ve Hrant Dink Vakfı Başkanı Rakel Dink yer aldı.
Hrant Dink Ödülleri
Uluslararası Hrant Dink Ödülleri, 2018’de geçmişle yüzleşme ve diyalog odaklı çalışmalar yürüten insan hakları aktivisti Murat Çelikkan ve Yemen’de insan haklarını savunmak ve korumak için mücadele eden Mwatana İnsan Hakları Örgütü’ne, insan hakları ihlallerini hem Türkiye’nin hem de uluslararası toplumun gündemine taşıyan avukat Eren Keskin ve eserleriyle tüm dünyada yaşanan eşitsizliklere dikkat çeken Çinli sanatçı Ai Weiwei’ye; 2016’da Malavi’de çocukların insan hakları üzerine çalışan kabile reisi Theresa Kachindamoto ve insan hakları ve hukukun üstünlüğü için mücadele eden Diyarbakır Barosu’na; 2015’te Suudi Arabistan’dan kadın hakları savunucu Samar Badawi ve LGBT hakları için mücadele eden KAOS GL’ye; 2014’te adli tıp uzmanı ve insan hakları savunucusu Şebnem Korur Fincancı ve aktivist Angie Zelter’e; 2013’te insan hakları savunucusu Nataša Kandic ve Cumartesi Anneleri / İnsanları’na; 2012’de yazar İsmail Beşikçi ve insan hakları örgütü Uluslararası ‘Memorial’ Topluluğu’na; 2011’de gazeteci, yazar Ahmet Altan ve gazeteci, insan hakları savunucusu Lydia Cacho’ya; 2010’da Türkiye Vicdani Ret Hareketi ve hukukçu Baltasar Garzón’a; 2009’da gazeteci, yazar Alper Görmüş ve gazeteci, yazar Amira Hass’a verilmişti.