Gazeteci Nevşin Mengü, her bölümü günlerce konuşulan Kızılcık Şerbeti ve Kızıl Goncalar dizilerini akademisyen Orhan Şener Deliormanlı ile masaya yatırdı. Bu dizilerin, uzun vadede AKP’nin “kültürel hegemonya”sını kurmaya hizmet ettiğini belirten Deliormanlı, buna tepki göstermek isteyen izleyicileri boykota çağırdı.

Gazeteci Nevşin Mengü, her bölümü günlerce konuşulan Kızılcık Şerbeti ve Kızıl Goncalar dizilerini akademisyen Orhan Şener Deliormanlı ile masaya yatırdı.
Muhafazakar ailenin üyesi Fatih ve seküler ailenin kızı Doğa’nın evliliğiyle başlayan ve her bölümünde farklı olayların yaşandığı diziyle ilgili Mengü yorumu yaptı:
“Bu dizide bütün kadınlar, İslamcı erkeklerin önüne atıyor kendini. Laik erkekler sersem sepelek, eli ekmek tutmuyor, boş boş geziyor. Ama İslamcı erkekler ailesine sahip çıkıyor, para kazanıyor. Aslında laikçi görünümlü siyasal İslam propagandası gibi bir dizi. Kıvılcım, Ertuğrul’la her konuda ne kadar iyi anlaştığını söylüyor. Nasıl anlaşıyorsun, hangi konuda konuşuyorsun? Biri namaz kılıyor, öbürü içki içiyor, hangi ortak konularda bu kadar iyi anlaşıyorlar? Kıvılcım öğretmendi, hiç mi okullardaki 78 saat din dersine konu gelmiyor?”
Orhan Şener Deliormanlı ise Kızılcık Şerbeti ile ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Bu dizide laik erkekler hadım edilmiş gibi, ailesine bakamaz, koruyamaz. Oradaki baba karakteri ancak gidiyor zengin kayınpederden iş dileniyor, öbürü Nursema’yla evlendi ama kendine hayrı yok. Son bölümde mesela ‘eski Kıvılcım geri döndü’ deniyor. Öyle bir şey falan yok. Eski Kıvılcım zaten seküler ebeveynlerin bir karikatürüydü. Bu karikatürün de karikatürü, trajikomik bir şey. Niye? Senin kızın kuma gitmiş 18 yaşında adamın birisine. Bir kere bu normal bir şey mi? “Çıkar o başındakini “diyor. Yani şu an başındakini konuşuruz ayrıca da, kız kuma gitti. Yani Kıvılcım’ın buna değil de başörtüsüne tepkisi. Niye? Kıvılcım, İslamcıların ve genel olarak AKP tabanın önüne atılan ‘dövmelik seküler.’ Başka bir şey değil aslında.”

“Boykot edelim”
Kızılcık Şerbeti ve Kızıl Goncalar gibi dizilerin, uzun vadede AKP’nin “kültürel hegemonya”sını kurmaya hizmet ettiğini belirten Deliormanlı, buna tepki göstermek isteyen izleyici de diziyi boykot etmeye çağırdı:
“Kasıtlı veya istemeden de olsa, toplumun belli bir yarısını oldukça kötü bir algı yönetimiyle kirlettiğini düşünüyorum. ‘Twitter’dan yazarak olmaz’ deniyor Arkadaşlar, 40 yılda bir Twitter’dan yazıp, sadece evinizde oturarak yapabileceğiniz bir şey. Bir tane boykot tweeti atın, bu dizileri de böyle oldukları zaman izlemeyin. ‘Kim izliyor bu dizileri?’ diye soruyorduk. Biz izliyoruz artık. Biz niye izliyoruz bunu?”
Boykot çağrısına katılan Mengü ise Kızıl Goncalar’ın ilk bölümüne tepki göstermek için tarikatların RTÜK’ü ‘telefon yağmuruna tuttukları’nı hatırlattı:
“Kızıl Goncalar’ın ilk bölümünde, tarikat eleştirisi var gibiydi. Bütün tarikatlar telefon yağmuruna tuttular RTÜK’ü. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, ’30 bin telefon aldık, onun üzerine bu diziyi izlemeye aldık. Sonuçta kamuoyu tepki gösterdi, biz de kayıtsız kalamadık’ dedi. Demek ki bunun yolu yapımcıları protesto etmek. Sana katılıyorum. Tarikatçiler örgütlenip arıyorsa, siz de arayın. Bu ne saçmalık, deyin. Özellikle kadınlar olarak protesto edelim. Bu Kızıl Goncalar rezilliği artık son bulsun. Kızılcık Şerbeti rezilliği son bulsun.”