Ortadoğu üzerine uzmanlaşmış gazeteci ve yazar Hediye Levent, Pakistan’a dair haber taraması yaparken karşısına çıkan 24 yaşındaki motosiklet tutkunu Zenith İrfan’ın hikayesini kaleme aldı.
“Siyasi gelişmeler bekleyebilir, önce bu kadınla konuşmalıyım” diye düşündüğünü söyleyen Levent, İrfan’ın hikayesinin tüm kadınlara ilham verecek niteliğine dikkat çekiyor.

Hediye Levent – Gazete Duvar
Afganistan ve Pakistan’da neler oluyor diye haber taraması yaparken karşıma genç bir Pakistanlı kadının hikayesi çıktı.
Henüz 24 yaşında ve motosikletiyle Pakistan’ı gezen ve bir gün dünya turu yapmayı hayal eden genç bir kadın…
“Siyasi gelişmeler bekleyebilir, önce bu kadınla konuşmalıyım” diye düşündüm.
Babasının hayalinin peşine düşen, kendisiyle ve ülkesiyle ilgili olumsuzlukların tamamen farkında olan ve her şeye rağmen yoluna devam eden Zenith İrfan’ın hikayesi…
Motosikletle nasıl tanıştın?
Motosikletle dünyayı gezmek babamın hayaliydi. Çok genç yaşta vefat etti. Bu onun tutkusuydu ancak bundan haberdar olduğumda hemen motosiklet kullanmaya başladım. Her şey bir gecede gerçekleşmedi, zaman aldı.
17-18 yaşındayken üniversiteye başladım. Pakistan’da toplu taşıma ile ilgili ciddi sorunlar vardı. Toplu taşıma kadınlar için güvenli değildi, güvenli olsaydı bile kadınlar için seyahat seçenekleri çok kısıtlıydı.
Aslında küçük bir motosiklet kullanmayı öğrenmek annemin fikriydi. Annem erkek kardeşimden bana motosiklet kullanmayı öğretmesini istedi. İlk motosikletim oldukça küçüktü.
2015’te Pakistan içinde ilk gezimi yaptım. Kuzeyde, Pakistan-Çin sınırındaki dağlık bir bölgeye gittim.
Gezimi sosyal medyada paylaştım, kısa sürede yayıldı. Çünkü birçok insan bir kadının, özellikle de Pakistanlı bir kadının dağlık bölgelere gidebileceğini düşünmüyordu. Büyük bir olaydı. Her şey böyle başladı.
Annen ve ailen kadınlar konusunda oldukça açık görüşlüymüş anladığım kadarıyla.
Evet. Ailemde “sadece erkekler bisiklet kullanır” şeklinde bir bakış açısı yok.
Pakistan’da, Hindistan’da, bütün Asya’da “kadınlar şunu şunu yapabilir, bunu bunu yapamaz” şeklinde yapılabilecekler ve yapılamayacaklar listesi anlayışı çok yaygın.
Ancak annem kişisel olarak bağımsızlığımı ve kendi işimi halledebilecek yeterliliklerimin olması gerektiği konusunda beni cesaretlendiriyor. Bu, çok ama çok spesifik bir durum. Pakistan’da hala çok az sayıda kadın bisiklet kullanıyor. Motosikletle (Pakistan) kuzeyine, dağlık bölgelere giden kadın sayısı ondan da az. 2015 yılındaki seyahatimle bunu yapan ilk kadındım.
Bu yolculuğu yalnız mı yaptın?
Hayır, erkek kardeşim de kendi motosikletiyle katıldı. Daha sonraki bazı seyahatlerimi bazen ekiple gerçekleştirdim. Çünkü seyahatleri bazen reklam gibi gelir amaçlı yapıyorum. Bazı seyahatlerimde yalnızdım.
Bu seyahatlere başladığında ailenden, arkadaşlarından hatta annenden nasıl tepkiler aldın? Sonuçta kültürü ve kadına bakışı biliyorlar. Senin için endişeleri oldu mu?
Ailem oldukça farklı. Açıkçası geniş imkanları olan bir aileden geliyorum.
Diğer aileler, mesela komşularım ne olacak, kendini yaralayabilir, güvenli değil gibi endişelerle bisiklet-motosiklet kullanılmasına izin vermeyebilir. Benim ailem oldukça açık fikirli ancak arkadaşlarım, insanların bir kısmı sosyal medyada “çok iyi işler yapıyorsun” derken arkamdan “o, şöyle şöyle bir kadın” diyebiliyor.
Dürüstçesi insanlar yüzüme “bunu niye yapıyorsun?” demeye korkuyor ancak etkinliklerde veya farklı yerlerde bana dair yanlış veya ön yargılar olduğunu hissediyorum.
Sosyal medyada tepkilerin yüzde 99’u olumlu, destekleyici ancak yüzde 1’i olumsuz oluyor ki, bu şekilde yazanların ne yaptığımı bildiklerini bile sanmıyorum sadece öfkelerini çıkarmaya çalışıyorlar.
Röportajın tamamına ulaşmak için tıklayın.