Gazeteci, yapımcı, medya yöneticisi ve TEDWomen küratörü Pat Mitchell, pandeminin kadınları iş yaşamı üzerindeki etkileri ve cinsiyete dayalı eşitsizliği nasıl daha da derinleştirdiği üzerine yazdı.
Pat Mitchell
Bu hafta Covid salgınından kimlerin en çok etkilendiği ve bu konuda ne yapabileceğimize ilişkin bazı şaşırtıcı gerçekler hakkında düşünmemizi istiyorum. Trump’ın ekonomi için ne kadar harika olduğunu söylemeyi bırakmanın zamanı geldi. Zengini daha zengin ve yoksulu daha yoksul yaptı ve bu salgın sürecindeki liderlik gösterememesi bizi iktisadi durgunluğa sürükledi!
Ve tarihimizde ilk defa bu, kadınların ön saflarda olduğu bir iktisadi durgunluk olacak.
Bununla ne demek istiyorum? Genellikle iktisadi durgunluk söz konusu olduğunda, kadınların işlerini kaybetme oranı erkeklere oranla daha fazladır. Bunun nedeni, “inşaat ve imalat gibi ekonomik döngülerle yakından bağlantılı sektörlerde daha fazla erkek çalışıyor olması. Bunun tersine, kadınlar sağlık ve eğitim gibi bu tür döngülere bağlı olmayan sektörlerde çoğunluğu oluşturuyorlar.”
Ancak koronavirüsün neden olduğu durgunluk, normal bir durgunluk değil. Kimin işini elinde tutacağını belirleyen faktörler virüse özgü. Örneğin, uzaktan çalışanların işlerini sürdürme olasılıkları daha yüksek, çünkü evden çevrimiçi olabilirler. BBC’ye göre ABD’de erkeklerin yüzde 28’i, kadınların ise yüzde 22’si evden çalışabiliyor.
Ancak bir kadın, evden çalışmasına izin veren bir işe sahip olacak kadar şanslı olsa bile, küçük çocuklu birçok aile, iş ve ebeveynlik arasında seçim yapmak zorunda kalıyor. İşini çoktan bırakan ya da işgücünden ayrılma ihtimali olanlar çoğunlukla kadınlar oluyor…
Cuma günü, geçen ay 865 bin ABD’li kadının işgücünden ayrıldığını öğrendik (aynı zaman aralığında işgücünden ayrılan erkek sayısı 216 bin, yani erkeklerden dört kat fazla) Birçok aile için bu kendi seçimleriyle olmadı. Kadının işinden ayrılması eşinin işi bırakmasından maddi açıdan daha mantıklı göründü.
Uzmanlar, ekonomik iyileşme sürecinde kadınlar için bu kayıpların asla telafi edilemeyeceğinden endişe ediyorlar.
Bu günleri göreceğimiz belliydi. LeanIn.org ve McKinsey tarafından yapılan bir ankete göre, çalışan beş anneden biri, en azından geçici olarak, iş gücünden ayrılmayı düşündüğünü söyledi, babalarda ise bu oran yüzde 11. Annelerin yüzde 15’i ise daha az saat çalışabilecekleri ve daha az yorucu bir işe geçmeyi düşündüklerini söyledi.
Buna ABD’deki tek ebeveynli 20 milyon haneyi de ekleyin ve bunların dörtte üçü kadınlar tarafından yönetiliyor. Ekonomist Michèle Tertilt, “Bir düşünün, onlar da çalışamayacak” diyor. “Hemşire ya da doktor olsalar bile evde çocukları olabilir ve onları yalnız bırakamazlar.”
Kadınlar zaman içinde işgücünde gitgide artan bir paya sahip oldular. Son yıllarda, The Wall Street Journal, bu payın yüzde 50’ye yaklaştığını bildirdi. Ancak on yıllarca süren ilerlemenin ardından, bu durgunluk tek bir hamlede hepsini geri alma potansiyeline sahip.
Bayer AG’nin Kuzey Amerika ürün bilimi başkanı Lisa Safarian, Journal’a verdiği demeçte, “Geliştirmek için çok çaba sarf ettiğimiz, ama giderek kaybetmeye başlayacağımız yetenekler olduğu konusunda çok endişeliyim” dedi. Bugün küçük çocuğu olan annelerin, gelecek neslin potansiyel iş liderlerinin önemli bir parçası olduğunu da ekledi.
LeanIn.org ve McKinsey araştırması, siyah kadınların en savunmasız konumda olduklarını, genellikle bakım için birden fazla sorumlulukları olduğunu, zor seçimler yapmak zorunda kalarak pandemiyle birlikte, daha az maaşlı/stresli bir işe geçmeyi veya işten ayrılmayı en çok düşünenlerin onlar olduğunu ortaya koydu. Tüm Afrikalı Amerikalı çalışan annelerin üçte ikisinden fazlası bekar ve bu da onları tek olmasa da, aileyi geçindirme görevini üstlenen birincil kişi konumuna getiriyor.
Verilere daha detaylı baktığımızda, hikaye daha da acımasız hale geliyor. Sağlık açısından bakıldığında, beyaz olmayanların pandemiden daha fazla etkilendiğini zaten biliyoruz. Siyahlar nüfusun yalnızca yüzde 12,5’ini oluşturuyor, ancak COVID-19 ile ilgili ölümlerin yüzde 22’sinden fazlasını oluşturuyor. Ne yazık ki, beyaz olmayan erkekler ve kadınlar için ekonomik etki açısından da benzer bir eşitsizlik söz konusu.
Beyaz kadınların işsizlik oranı pandemi sırasında en büyük artışı yaşarken, siyah ve Latin kökenli kadınlar arasında bu oran en yüksek seviyelerde. Şubat ve Nisan ayları arasında, siyah kadınlar arasında yüzde 11 oranında iş kaybı yaşandı (siyah erkekler ve beyaz kadın ve erkeklerden daha fazla)
Ekonomi Politikası Enstitüsü’ne göre, virüsün yol açtığı ekonomik yıkıma karşı en savunmasız olanlar Latin kökenli Amerikalı kadınlar. Latin kökenli Amerikalılar COVID-19 ile ilgili işten çıkarmalardan en çok etkilenen ve evden çalışma olasılığı en düşük olan kesim oldu.
Geçen ay işgücünden ayrılan 865 bin kadından 300 binden fazlası Latin kökenliydi. Beyaz işçilere kıyasla, Latin kökenli işçilerin ücretli hastalık ödemesi alabilmesi ve evden çalışabilmesi daha az muhtemel ve aynı iş için beyazlar 1 dolar kazanırken, latin kökenli işçiler ortalama 72 sent kazanıyor. Sistem doğrudan dezavantajlı duruma düşecek şekilde kurulduğunda, bu grubun doğrudan COVID-19 kaynaklı ekonomik sıkıntı yaşamasına şaşmamalı.
ABD’de, eğlence ve konaklama sektöründe çalışanların büyük bir kısmını Latin kökenli kadınlar oluşturuyor ve en büyük iş kaybı bu sektörlerde yaşandı, pozisyonların yüzde 41’inden fazlası kapatıldı. Nisan ayında, her beş Latin kökenli kadından biri işsiz kaldı. İşsizlik oranı Şubat ayına göre yüzde 15 arttı ve aynı dönemde beyaz kadınların yaşadığı işsizlik oranından yüzde 6 daha fazla bir seviyeye ulaştı.
Bunu nasıl düzeltiriz?
Beni tanıyorsanız, bu tür iç karartıcı gerçekleri ve rakamları bir çözüm önermeden paylaşacak biri olmadığımı biliyorsunuz, ancak böylesine muazzam, aşılmaz zorluklarla karşılaşıldığında ne yapmalı?
OY VER
Mevcut başkanımızın salgını nasıl ele aldığını gördük ve bu kabul edilemez. Farklı bir liderimiz olsaydı, COVID-19’dan etkilenen kadın sayısı büyük ölçüde daha az olacak ve ABD’deki ölüm sayısı çok daha düşük olacaktı. Başkan adayı Biden, COVID-19’un yol açtığı her yeni engelle tam olarak nasıl başa çıkacağını ana hatlarıyla açıklayan, işsizlik başvurusunda bulunan Amerikalıların endişelerini ele alan, ekonomik canlanma için diğer ulusların başarılarını göz önünde bulunduran ve ABD’nin güvenli bir şekilde yeniden hayata dönmesini planlayan bir eylem planına sahip. Ya Trump? Geleceğe bakıp COVID ve toplumsal etkilerine çözüm getirmek yerine Şubat ayında Çin’e seyahat yasağı getirdiğini vurgulamaya devam ediyor.
Kadınlar, bu pandemide oyumuzla söz hakkımız var. 10 eyaletimizde, yakın zamanda yapılan bir anket, kadınların Joe Biden’ın COVID-19 salgınıyla daha iyi mücadele edeceğini düşündüğünü gösteriyor. Seçim açık.