Velvele.net editörleri Fulden Erden, Bawer Murmur ve İlker Hepkaner’in LGBTİ+ mücadelesinin güncel tartışmalarını ve kavramlarını konuklarıyla konuştuğu 10 bölümden oluşan podcast serisi “Arkadaşlar Arasında” yayında.
Velvele.net editörleri Fulden Erden, Bawer Murmur ve İlker Hepkaner’in LGBTİ+ mücadelesinin güncel tartışmalarından ve kavramlarından bazılarını arkadaşlarıyla konuştuğu taze podcasti “Arkadaşlar Arasında”nın ilk 10 bölümü yayınlandı.
Velvele’nin “Dileyen zamana yaysın, dileyen bir oturuşta bitirsin; Netflix de işine baksın” diyerek yayınladığı seri, Muamma LGBTİ+ Derneği işbirliği ve Heinreich Böll Stiftung Derneği’nin desteğiyle hazırlanıyor. Bölümler Spotify, Apple Podcast ve podcast dinlenebilen tüm platformlarda erişime açık.
Bu 10 bölümde neler var?
YAASSS QUEENN!! Bir yas tutma biçimi olarak gullüm
“Bu bölüm çok ağır başlı bir bölüm olacaktı. Velvele editörleri İlker ve Bawer kayıttan önce saatlerce aralarında bu bölümün açabileceği yaraları konuştular, içlerine dert oldu. Ancak set, ışık, kamera hazır olunca planları suya düştü ve şu hayatta en çok güldükleri podcast bölümünü yas üzerine kaydettiler. Ülkenin doğusu ve batısındaki farklı cenaze geleneklerine rağmen aynı çiğliklerden mi bahsetmediler? Aile fertlerinin cenaze evlerinde çıkardıkları kavgaları mı anlatmadılar? Bölüm sonunda ölümün hem gözyaşını hem de kahkahayı taşıdığını anlayan ikili, sizi “ilginç” bir yas deneyimine davet ediyor. Mendillerinizi ve yelpazelerinizi hazırlayın.”
Her nerede konuşuluyor ve konuşturuluyorsa: Cinsellik
“Bihter ve Behlül ilk kez 2009’un Haziran’ında birbirine Ziyagil Köşkü’nün serasında kavuşmuş, aşkla sevişmişti. Peki, biz neden Bihter’imizin bu mutlu gününü sansürsüz izleyemedik? Ve neden o sahne çekilirken Beren Saat ve Kıvanç Tatlıtuğ arasında bir yastık olduğu bilgisine sahibiz? Cinselliği konuşmanın hem ayıp olduğu hem de kuytu köşelerde mütecaviz şakaların arasına sıkıştırıldığı bir coğrafyada, cinsellik üzerine içerik üretmenin ne menem bir şey olduğunu editörlerimizden Fulden ve Mentalklitoris podcast’inin yaratıcısı ve sunucusu Hazal Sipahi hasbıhal ettiler. “Seks pozitif olmadan asla!” şiarına sıkı sıkı tutunan ikili, onaya dayalı, kapsayıcı ve kimsenin bahsetmekten utanç duymadığı bir dünyada cinsellik kim bilir nasıl konuşulurdu diye de düşündüler. Eh tabii, cinsellik konuşan o kız olmanın ne gibi varsayımları beraberinde getirdiğini de didiklediler.”
İlişkiler: Mitler ve gerçekler (feat. Nazlı Ilıcak)
“Bu bölümde Bawer, feminist aktivist-akademisyen Beren Azizi ile sosyal medyanın kaşıklamaya doyamadığı temcit pilavı; her ay mutlaka bir tur konuşulan, her konuşulduğunda ahlak denen bataklıkta boy verilen “ilişkiler” hakkında sohbet ettiler. Sosyal medyada sıklıkla tekrar edilen klişelerle başlayan sohbet Türkan Saylan’a, Medeni Kanuna ve Ecevit’in kafasına Anayasa fırlatan Ahmet Necdet Sezer’e bile geldi. Nazlı Ilıcak’la renklenen bölüm yayında.”
Ve sen, ben değirmenlere karşı: Sosyal medyada aktivizm
“Bu bölümde İlker Hepkaner sosyal medyayı oldukça faydalı kullanan Arya B. Zencefil ile LGBTİ+ hareketinin sosyal medyayla ilişkisini konuşuyor. Görüntülenme ve takip sayılarının artmasının her zaman mutluluk getirmediğine değinen ikili, farklı platformların kullanıcıları nasıl yönlendirdiğini de masaya yatırıyor. Arya ve İlker sohbeti LGBTİ+ hareketinin gücünü artırmak ve sesini daha da duyurmak için sosyal medyada nelere dikkat edebiliriz sorusuna aradıkları cevapla bitiriyor. Bir like’ınızı alırız.”
Dikkat inşaat sahası: Transerkeklik
“Transerkeklik inşaat sahasına hoşgeldiniz. Öncelikle kasklarınızı takın, iş güvenliğini çok önemsiyoruz. Sağ tarafımızda yer alan toplumun bizim adımıza inşa ettiği patriyarkal erkeklik. Hemen yanında da kendi erkeklik inşaatımızı görebilirsiniz. Burası hiç bitmeyen, her gün yeni bir kat çıkılan, bir yerde bir şeylerin cam çerçevesi inerken başka tarafta sıfırdan temeli atılan, kocaman bir inşaat sahası. Fulden, Mersin merkezli Muamma LGBTİ+ Derneği’nden Derin ile transerkekliğin inşaat sahasında nelerin olup bittiğini ve Derin’in kendi inşaat faaliyetlerini konuştu.”
Konuşmasak olmazdı: Popüler kültür
“Bu bölümde İlker Hepkaner ve Yakın Bakış podcasti’nin yapımcısı ve sunucusu Ozan Özkan LGBTİ+’ların popüler kültürü neden bu kadar sevdikleri sorusuna cevap arıyor. Popüler kültürün sağladığı imkanlar ve yarattığı ortak dilden bahsederken konu ne ara Bülent Ersoy’un helikopterinin Lana Del Rey tarafından bazukayla vurulmasına geldi, onlar da fark etmedi. Umarız bu sohbet “Lady Gaga’nın Artpop era’sı gibiyim” diyen dinleyicilerimize iyi gelir, hepsinin yaralarını sarar.”
Mizahın ofansı ve defansı: Lubunyaların mizahtaki yeri
“Ne demiş atalarımız? Bana neye güldüğünü söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. Fulden, mizahına LGBTİ+’ları meze edip edip hiç gocunmayan komedyenlerin ahval ve şeraitini Velvele yazarlarından, eleştirmen Hazan Özturan ile konuştu. Ofansif mizahın yürü ya kulum dediklerine karşı kendi mizahını yapan kadın ve lubunyalara da selam söyledi. Hazan bir de komedi literatürüne altın harflerle yazılacak “defansif mizah” terimini armağan etti. Pozisyonunuzu seçin ve dinlemeye başlayın.”
Yoldan gönüllü çıkanlar: Queer edebiyat
“Bu bölümde İlker Hepkaner ve Ardis Kitap‘tan çıkan Yüzen Küçük Şeyler: Hatıra Gezer’in Toplama Albümü romanının yazarı Mertcan Karakuş Türkçe queer edebiyatı konuşuyor. Sohbet queer edebiyat nedir, gibi genel bir soruyla başlıyor, bir noktada ikili LGBTİ+’ların Türkçe edebiyata yapabileceği katkılardan, yalnız yazar ve şairlere nelerin iyi gelebileceğinden ve queer bir kitap kulübü hayallerinden bahsediyorlar. İddia ediyoruz, bu bölümden sonra bilgisayarın başına oturup “O” romana başlayacaksınız.”
Köyden indim şehire: Lubunyalar ve iç göç
“Göç ancak ve ancak bir ülkeden bir ülkeye yapıldığında gündemimiz olan, ya Türkiye’den gidenler ya da Türkiye’ye gelenler ekseninde konuştuğumuz bir olgu. Oysa göç, Türkiye LGBTİ+ hareketinin gündemine ilk olarak taşradan büyük şehirlere gelen ya da kaçan lubunyalarla girmişti. Velvele editörlerinden Bawer, bu bölümde ahretliği Salih Canova ile göçün bu çok az konuşulan rotasını; köyden şehre ve bir ülkeden bir iç ülkeye yapılan göçü konuştu. Basitlik, ucuzluk ve gullüm de bölümün bonusu.”
İki arada bir derede: Aile yanına dönmek
“Muhammed, okumak için geldiği İstanbul kendi nezdinde miadını doldurduğunda yeditepeli şehri terk-i diyar eylemenin yenilgi olduğunu düşünen çevresine aldırmadan ailesinin yanına, doğup büyüdüğü Hatay’a döndü. Aile yanına döndüğünde kendi evinde, kendine ait olmayan bir odada, yeni bir Muhammed yarattı. Depremden sonra palas pandıras ailesiyle birlikte taşındığı Ankara’da lubunyaların dayanışmasıyla kendisini yeniden buluyor. Velvele editörü Fulden ile Muhammed, bu bölümde aile yanındaki kendimize dair konuşuyor.”