Havle Kadın Derneği’nden Rümeysa Çamdereli, kadınların neden sandığa gitmesi gerektiğini, 2. turda Erdoğan’ın kazanması halinde kadınların neler kaybedeceğini anlatıyor.

Kadınların yaşam hakkını hedef alan, “Sahiplendirilmeleri gerekir” diyen Hizbullah bağlantılı HÜDA PAR’ın Meclis’e girmesi ve hatta “Türkiye tarihinin şu ana kadar gördüğü en karanlık ittifak” olarak nitelendirilen AKP, Yeniden Refah ve HÜDA PAR’ın mecliste çoğunluğu sağlaması kadınların gelecek kaygılarını derinleştirdi.
Kadınların ikinci turda sandığa gitmesinin çok önemli olduğunu söyleyen Rümeysa Çamdereli, “Erdoğan’ın başkanlığında böylesi bir meclisin neler yapabileceğini hayal bile edemiyorum. O yüzden gerçekten çok kaygılıyım. Şu an daha iyi bir hayat yaşayabilmemiz için kimin iktidarda olması gerektiği de ortada” dedi.
AKP seçimi kazanırsa kadınlar ne kaybeder? Bundan sonra kadınları neler bekliyor?
Çamdereli, 2. turda Erdoğan kazanırsa kadınların haklarının elinden alınmasının daha da kolaylaşacağını söylüyor:
“İkinci tur başkanlık seçimleriyle kaybedeceğimiz şey, aslında son 4-5 yılda yaşadıklarımızın devamı. Yani keyfi kararların, keyfi yasaklamaların, keyfi hukuki kararların devamı bekliyor bizi. Feministler, ‘İstanbul sözleşmesinden çıkış, 6284 ile ilgili tartışmayı beraberinde getirecek’ demişti. ‘Öyle bir şey yok’ dendi. Birkaç ay geçmeden 6284 tartışmaya açıldı. İkinci turun olumsuz bir şekilde sonuçlanması, elimizdeki hakların alınmasıyla ilgili sürecin kolaylaşması demek.
Çamdereli’ye göre 6284 sayılı yasa da tehlikede
“Meclis çoğunluğunu elde eden parti ve o partiyi destekleyen Yeniden Refah ve HÜDAPAR bu gündemi ortaya atarak ittifakın bir parçası oldular. 6284’ün kaldırılması değil de belirli maddelerin değiştirilmesi gibi gittikçe daha garip ve ucu açık şeyler de söylemeye başladılar. Bu anlamda risk altında 6284. Bütün mücadelemizi bir süre oraya odaklamamız gerecek. Ama onun dışında da bir sürü gündemimiz vardı. Evlilik yaşı, nafaka, halihazırda edinilmiş ama o hakların olumsuz yönde hukuki genişletmelerle kullanıldığı, şiddete yönelik ceza indirimleri gibi bir sürü gündem vardı. Türkiye, aslında kendi coğrafyası içinde kendi hukuki düzenlemelerinde çok örnek gösterilen bir ülkeydi. Çünkü çok iyi hukuki düzenlere, çok iyi yasalara sahibiz. Beni üzen şey, bunların hakkını vermek ve çok daha iyi bir noktaya gelmek gibi bir şansımız varken muhafazakarlaşmanın ekmeğini yemeğe çalışan bir yönetim yüzünden yerimizde sayacak olmamız. Hatta elimizdeki hakları korumaya çalışacağız gibi duruyor.”
Kadın cinayetlerinde artış yaşanır mı?
Çamdereli, 6284 tartışmaya açıldıkça ve kadına yönelik şiddet cezasız kalmaya devam ettikçe kadın cinayetlerinde artış olacağını söylüyor:
“Şiddet dili gün geçtikçe artıyor. Ben genel anlamda erkek şiddetinin kadın cinayetlerinin şiddet ve savaş dilinin büyümesiyle özdeş olduğunu düşünüyorum. Kadına şiddet ne kadar meşrulaşırsa, erkeklik açısından şiddet uyguladığınızda başınıza bir şey gelmediğini ne kadar anlarsanız o kadar çok kadın ölüyor. Finalde iktidarın dili ya da en azından muhalefetin dili bu anlamda kendini iyileştirdiği sürece yani ‘Biz öfke istemiyoruz, şiddet istemiyoruz kavga istemiyoruz’ dediği sürece bu tarz kadına yönelik şiddet vakalarının daha azalacağını düşünüyorum açıkçası.
Ve bir yandan da tabii ki 6284 etrafındaki tartışmalar, kadına yönelik şiddetin artmasına ve bu anlamda erkeklerin kendilerini tırnak içinde daha güvende hissetmelerine, yaptıkları şeylerden sonra herhangi bir suçlamayla karşılaşmayacaklarına dair bir güvence duymalarına neden oluyor. Bu konudaki meselede tabii ki olumsuz yönde etkileyecektir. Ama 6284’ün korunması yönünde atacağımız her adım burada engel olacak. Daha yoğun bir mücadele içinde olacağız. Çok yorulmuştuk, daha çok yorulacağız. Eğer Kılıçdaroğlu başkan olursa bir nebze daha kolaylaşmış bir mücadele olacak. Büyük bir mücadele bizi bekliyor.”
Kaynak: Halk TV