Endüstriyel mutfakta halen erkek egemenliğinin hüküm sürdüğünü anlatan şef kadınlar, bir yandan cinsiyetçilikle mücadele ederken, bir yandan da önyargılara meydan okuyarak profesyonel mutfakta başarılara imza atıyor.
“Neden daha az şef kadın var?” hem feminist hem de gastronomi literatüründe tekrar tekrar sorulmuş bir sorudur.
Ev mutfaklarının aksine profesyonel mutfak olarak adlandırılan restoran mutfakları, erkeklerin hakimiyet kurduğu bir alan. Toplumsal cinsiyet rollerine dayanarak mekan olarak ev mutfağı kadınların alanı olarak görülürken, profesyonel mutfak eril bir mekan olan karşımıza çıkıyor.
Erkek egemenliğine rağmen profesyonel mutfaklarda şef olan kadınların sayısı oldukça azken eril hiyerarşi ve tacizler nedeniyle mesleği bırakan kadınların sayısı azımsanacak gibi değil.
“Why Are There No Great Women Chefs?” makalesinin yazarı Charlotte Druckman, mutfaktaki yetenekleri ve yaratıcılıklarına rağmen kadının mutfaktaki yerinin sosyoloji, psikoloji ve gastronomi üçgeninde değerlendirilebilecek disiplinlerarası bir konu olduğunu söylüyor.
Peki, Türkiye’de durum ne? Endüstriyel mutfakta çalışan kadınlar, Yeşil Gazete’den Nida Kara’ya anlattı.
“Mutfakta bekar kadın istiyorlar”
Yaklaşık 22 yıldır, hem yurtiçinde hem de yurtdışında, birçok işletmede şef olarak çalışan, TÜM Anadolu Gastronomi Eğitim Federasyonu ve Uluslararası Mesleki Eğitim Derneği Başkanı Solmaz Kaya:
“Ben kadın olarak çok büyük zorluklar yaşadım. Mesela kıskançlık oluyor. Bir kadın olarak daha iyiyseniz, alaşağı etmeye çalışanlar oluyor. Hiç unutamadığım bir anım var. Yanımda çalışan genç bir kadını meslektaşı taciz ediyor. Tabii kimsenin haberi yok bu durumdan. Ben kızı ağlarken görünce ne olduğunu sordum. Kamera kayıtlarını izledikten sonra olayın ne olduğunu gördüm.”
“10 yıl kadar öncesine gittiğimiz zaman, kadınlar mutfakta çok daha az yer alıyordu. Şimdi durum daha farklı. Gastronomiye ilginin artmasıyla beraber, oldukça önemli ölçüde kadınlar da artık yer almakta. Tabii burada kadınların artık her yerde olmasının da payı büyük. Artık çok değerli kadın ustalarımız var bu sektörde.”
“Daha çok bekar kadınları mutfaklarda istiyorlar, çünkü evliyse ve çocuk varsa kendi hayatına dair de bir sorumluluğu oluyor.”
“Erkekler israfa daha meyilli”
40 senedir profesyonel olarak mutfakta çalışan Nursen Mangut:
“Birebir ayrımcılıkla karşılaşmamış olsam da ben de mutfakta erkek şeflere öncelik verildiğini düşünüyorum. Çünkü erkeklerin daha güçlü olduğunu düşünen bir kesim var, fakat kadınların daha aktif çalıştığı görmezden geliniyor.”
“Mutfak şefinin göremediği hataları bile ben görüyordum. Bir kere erkekler israfa daha meyilli. Aynı zamanda kadınların mutfakta daha duyarlı olduklarını düşünüyorum. Hijyen de bu noktalardan birisi. Hatta bana kalırsa, biz mutfakta çalışan erkekleri eğitiyoruz.”
“Yeni nesil daha aktif”
İki yıldır bir restoranın soğuk bölümünde aşçı olarak çalışan, alanında dört altın, iki gümüş ve bir de birincilik kupası sahibi Melisa Mirza:
“Yeni nesil kadın aşçılar daha aktif şu an, önceki nesillere göre daha şanslı oldukları bir dönemdeler. Bu avantajı daha istikrarlı bir şekilde ileriye taşıyacağımıza inanıyorum.”
“TV programlarıyla beraber herkes kariyer anlamında mutfakta kadın elinin olması gerektiğini anlamaya başladı ve katılım oldukça artmakta. Maalesef hala sektörde olduğu gibi, ekibimizde de çok fazla kadın iş arkadaşımız yok. Umarım gelecek dönemde kadının ürünlere kattığı farklı bakış açısına yönelik bilinç daha da yükselir ve sektörü zenginleştirir.”
“Türkiye’de kadın şeflere karşı bakış açısı olumsuz”
Türkiye’nin ilk ve tek kadın Master Şef ünvanına sahip Deniz Orhun:
“Kadın olduğunuzda hayat iki kez zorlaşıyor. Hem kadın olmanın getirdiği bir eşitsizlik ve hayat zorluğu hem de gastronomi sektöründeki erkek baskınlığı… İş mi yapacaksınız yoksa dediğinizi mi kabul ettirmeye çalışacaksınız? Bu iki zorluktan dolayı kişiliğiniz bile ortama göre değişiyor.”
“Tarihte 1950‘lerde 60’larda kadın erkek eşitliği nasılsa, sektördeki seyri de aynı şekilde gidiyor. Sadece daha fazla okuyor ve duyuyoruz, bu nedenle farkındalık oluyor ve arttı diyoruz. Elbette sadece erkeklerin gittiği bir aşçı okulu yok artık. Bir çok üniversite var, ama sektörde çalışan üniversite eğitimi almış kadın aşçı sayısı bir elin parmağını geçmez. Genel olarak Türkiye’de kadın şeflere karşı bakış açısı olumsuz, ancak bu durum 1970’lerde sürücülük yapan kadınlara karşı da böyleydi. Şoförlük konusunda beceriksiz olarak görülüyorlardı. Şimdilerde kadın taksi şoförleri büyük şehirlerde bulunuyor. Eskiden satranç oynayan ya da maraton koşan kadın neredeyse yoktu. Şimdi ise var. Bu sektörde de aynı şeyler yaşanacaktır. Belki biraz zaman alacak ama kadın aşçılarımızın sayısı artacaktır, bu mesleği kadına yakıştıramayanlar, kadınların başarısını görerek utanacaktır.”
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.