Prof. Dr. Serpil Sancar’ın yeni kitabı “Siyasetin Cinsiyeti: Cinsiyetçiliğe Karşı Kadın Hakları Siyaseti”, kadınların siyasal hayata katılımının önündeki engelleri, cinsiyet eşitliği mücadelesinde kadınların yapabileceklerini, dünyada ve Türkiye’de birikmiş tecrübeleri, farklı kadın hareketlerinin stratejilerini, dinin kadınların baskı ve kontrol altında tutulmasındaki rolünü ele alıyor.

Türkiye’de kadınları siyasal alana sokmayan, onları araçsallaştıran, “başkanın kadınları” ya da vitrin mankeni konumuna indiren eril siyasetin ötesine nasıl geçilebilir?
Prof. Dr. Serpil Sancar’ın kaleme alınan ve Metis Kitap tarafından yayınlanan “Siyasetin Cinsiyeti: Cinsiyetçiliğe Karşı Kadın Hakları Siyaseti” kadınların siyasal hayata katılımının önündeki engelleri, cinsiyet eşitliği mücadelesinde kadınların yapabileceklerini, dünyada ve Türkiye’de birikmiş tecrübeleri, farklı kadın hareketlerinin stratejilerini, dinin kadınların baskı ve kontrol altında tutulmasındaki rolünü ele alıyor.
“Eril siyasi failler beklenmemeli”
Kürt siyasal hareketi dışında bütün partilerin nasıl kadınları bilerek, sistematik olarak siyasal alanın dışında tuttuklarına dikkat çeken Sancar, genel ve yerel seçimlerde, parti organlarında, sivil alanda şirket yönetim kurullarında kadın adaylar için verilecek kota mücadelesinin önemine işaret ediyor.
Kadınlar adına hareket edecek eril siyasi failler beklenmemesi gerektiğini vurgulayan Sancar şöyle diyor:
“Cumhuriyet tarihi boyunca ana-akım siyasal kadrolar İslam dininin, özellikle Sünni mezhebinin kadın ve aile anlayışıyla doğrudan mücadele etmemiş, bu kesimlere hep siyasi partilerin yedek gücü olarak bakılmıştır. Bu durum İslam dininin kadınlar üzerinde kurmaya çalıştığı tahakküme yeterince karşı çıkılmamasına, sessizce geçiştirilmesine yol açmıştır. İslama dayanan dini patriyarka ile modernist laikçi muhafazakârlığa dayalı patriyarka, iki farklı uçta ama kadın hakları konusunda benzer sonuçları doğuran siyasetler oldular; kadın-erkek eşitliğinin evrensel normlarından yana göründüler, ilgili siyasi belgelere imza attılar ama gereğini yerine getirmediler.”
“Kadın hareketi örgütlü bir siyasal mücadeleye dönüşemedi””
Sancar, kitapta Türkiye’de kadın hareketinin siyasi yapılarla olan ilişkisine de ayna tutuyor:
“Türkiye’de, bazı açılardan eski politik gücünü ve etkisini yitirmiş olsa da, hâlâ yaygın örgütlülüğünü sürdürebilen bir kadın hareketi var. Bugün hâlâ kadın haklarını koruma amacıyla çalışan çok sayıda kadın örgütünün önemli bir kısmı kadınların, özellikle erkek şiddetine karşı korunması için seferber olmuş durumda. Ama bu örgütler bu siyasal ortamda, mevcut siyasi karar odaklarına gerekli kararları aldırabilecek güce sahip olamadıklarından, çoğunlukla sadece mağdurlara destek oluşturma çalışmalarına sıkışmış, ileri ya da geri hareket edemez durumda. Bu mücadelenin başarıya ulaşması açısından stratejik önemi olan kadınların eşit siyasal katılım hakları da, güçlü ve örgütlü bir siyasal mücadeleye dönüşememiş durumda. Bu nedenle bir cumhurbaşkanlığı kararıyla ya da bir yasa maddesiyle, kazanılmış kadın hakları bir günde geri alınabiliyor ve benzer yeni hamlelerin gelmesinin önünde bir engel de yok.”
Serpil Sancar hakkında
Prof. Dr. Serpil Sancar Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde siyaset bilimi ve kadın çalışmaları alanlarında öğretim üyesi olarak çalıştı. Siyaset ve devlet kuramları, siyaset sosyolojisi, küresel siyasal dinamikler, din-siyaset ilişkisi, Türk modernleşmesinin cinsiyeti, Türkiye’de cinsiyet eşitliği politikaları, erkeklik çalışmaları, feminist kuramlar, kadın hakları hareketleri ve feminist araştırma yöntemleri konularında akademik çalışmalar yaptı, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde dersler verdi.
Sancar, Ankara Üniversitesi, Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (KASAUM) kuruluşu ve güçlendirilmesi döneminde aktif olarak çalıştı. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde bölüm, anabilim dalı başkanlıkları gibi idari görevlerde de bulundu, ayrıca Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde ilk olarak kurulan Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Anabilim Dalı kurucu başkanlığı ve Sosyal Bilimler Enstitüsü’ne bağlı Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı başkanlığı görevlerini de yürüttü. 2014-16 yılları arasında Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin ilk kadın ve son seçilmiş dekanıydı. Sivil örgütlerde de aktif olarak çalışan Sancar, Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği’nin (CEİD) kurucu başkanıdır ve bir süre de bu örgütte Yönetim Kurulu üyesi olarak çalışmıştır.
Çok sayıda akademik ve politik yazıları arasında çok okunan kitaplarından bazıları şunlardır: Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti: Erkekler Devlet, Kadınlar Aile Kurar (İletişim, 2012); Erkeklik: İmkânsız İktidar: Ailede, Piyasada ve Sokakta Erkekler (Metis, 2009); İdeolojinin Serüveni: Yanlış Bilinç ve Hegemonyadan Söyleme (İmge 2009). Prof. Dr. Nermin Abadan Unat’a Armağan olarak Birkaç Arpa Boyu… 21. Yüzyıla Girerken Türkiye’de Feminist Eleştirinin Birikimi kitabını derlemiştir (Bölüm I ve II, Koç Üniversitesi, 2011). Sancar’ın çok sayıdaki diğer yayın ve araştırmalarına, Türkiye’de cinsiyet eşitliğiyle ilgili temel alanlarda hazırladığı raporlara www.serpilsancar.com adresinden ulaşılabilir.