Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) önde gelen gazetelerinden New York Times, koronavirüs salgını ve sosyal medya konusunda kamuoyuyla paylaştığı görüşleri konusunda zaman içinde hep haklı bulunan sosyolog Doç. Dr. Zeynep Tüfekçi üzerine bir makale yayımladı.
New York Times’da yayımlanan ve Pınar Lombaard’ın Medyascope için derlediği yazı şöyle:
“Son yıllarda Amerika Birleşik Devletleri‘nde (ABD) seçim tahminleri, sosyal medyanın siyasete etkisi ve son olarak da salgın hastalık riski gibi toplumda son derece önemli konulara dair yapılan görüşler çok isabetli olmadı. Ancak ABD’de yaşayan Doç. Dr. Zeynep Tüfekçi, salgın hastalıklar konusunda uzman olmamasına karşın tıpkı iyi bir salgın hastalıkları uzmanı gibi oldukça doğru tahminlerde bulundu ve sonrasında bu konudaki görüşlerinde ne kadar haklı olduğu anlaşıldı.
ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), koronavirüs salgınının başında yani ocak ayında Amerikan vatandaşlarına maske takmalarına gerek olmadığını ve yalnızca sağlık çalışanlarının maske takmaları gerektiğini söylemişti. Ancak sosyolog Tüfekçi, mart ayında sosyal medya hesabı üzerinden CDC’nin maske konusundaki kararını şiddetli bir şekilde eleştirdi ve ardından 17 Mart tarihinde New York Times’ta bu konuya ilişkin detaylı bir makale kaleme aldı.
Mayo Clinic’te görev yapan profesör ve Blood Cancer Journal Dergisi’nin editörü Dr.Vincent Rajkumar, CDC’nin önerisini duyduğunda kulaklarına inanamamıştı. Rajkumar sessizliğini ancak Dr. Tüfekçi’nin sosyal medya üzerinden yaptığı maskeyle ilgili uyarıların sonrasında bozdu ve CDC’nin maske takma konusunda hata yaptığını ileri sürdü.
Koronavirüsün mart ayından itibaren ABD’de hızla yayılmasının ardından CDC, ilk yaptığı önerisinden geri adım atarak nisan ayında ülkedeki herkesin maske takması gerektiğini açıkladı. Hatta Harvard Üniversitesi’nden Salgın Hastalıklar Uzmanı Julia Marcus, Tüfekçi’nin salgına karşı alınması önlemlere dair erken görüşleriyle ilgili olarak “Dr. Tüfekçi’nin ne kadar haklı çıktığına şaşırdım kaldım” dedi.
CDC’nin, maskelere olabilecek yoğun talepten çekinerek ilk başta maske kullanımını sadece sağlık çalışanlarıyla sınırladığı ve bu sebepten dolayı halkın maske takmasına gerek olmadığını duyurduğu düşünülmüştü. Ancak Dr. Tüfekçi, CDC’nin ilk duyurularına ilişkin olarak doğruyu söylemelerinde halka olan güvensizliklerinin yattığını, oysa insanların çoğunun korkulanın aksine daha yardımsever ve dayanışmaya daha meyilli olduklarının bilinmesi gerektiğini ve hükümetin yaptıkları yanlış beyanlarla inandırıcılıklarını sarsmak yerine vatandaşlarına güvenmesi gerektiğini vurguladı.
Halk sağlığı otoriteleri, Dr. Tüfekçi’nin görüşlerini artık çok daha dikkatli dinliyorlar. New York Times‘ta 17 Mart’ta kaleme aldığı makalesinden iki ay sonra, Dr. Tüfekçi, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) öncülüğünde düzenlenen ve maskelerin kullanımı ve maske kullanımını alışkanlık edinmiş kişilerin kendileri güvende hissetmesi nedeniyle dikkatsiz davranmaya başlayabileceklerini konu alan bir konferans görüşmesine katıldı.
Fotoğraf: New York Times
Zeynep Tüfekçi’nin internet ve toplumsal hareketler konusundaki düşüncelerini şekillendiren en önemli olaylardan biri, Meksika’nın dünyaca bilinen sol militer devrimci grubu Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu’na (EZLN) bağlı bir elektronik posta listesini keşfetmesi oldu. Adını Meksika Devrimi’nin öncülerinden olan Emiliano Zapata’dan alan Zapatistalar, 1994 yılında Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nın (NAFTA) uygulan maya başladığı gün silahlı ayaklanmalar gerçekleştirerek Meksika’da uzun yıllar sürecek birçok işgal hareketinin de başlatıcısı olmuştu. Temel olarak küreselleşme ve neoliberalizmin yerli halkları yoksullaştırdığını öne süren Zapatistalar’a ait elektronik posta listesi, Dr. Tüfekçi’nin fikirlerini tartışabileceği çok sayıda yeni arkadaş ve entelektüel çevre edinmesini sağladı.
1998 yılında Zapatistalar’ın merkez üssü olan Meksika’nın Chiapas bölgesine bir ziyaret gerçekleştiren Dr. Tüfekçi, orada geçirdiği süre boyunca Zapatistalar’ın eski yöntemlerle isyan hareketlerini sürdürmeye çalıştığını ancak grubun arkasında internet üzerinden örgütlenen büyük ve yepyeni bir çevrimiçi topluluğun olduğunu farketti. Tüfekçi’ye göre sahada eski yöntemleri kullanan fakat hareketlerini örgütlemek için internetin imkanlarından faydalanan Zapatistalar, “modern çağın başlatıcıları” konumundaydı.
Sosyolog Dr. Tüfekçi, ABD’deki Teksas Üniversitesi’nde yaptığı ve “tekno-sosyoloji” olarak tanımladığı doktora çalışmasından sonra Twitter’ın Arap Baharı, Gezi Parkı Olayları ve Wall Street İşgali gibi sosyal olayların yayılmasında etkin olduğu bir dönemde, dijital medyanın toplumu nasıl değiştirebileceğine dair çalışmalara iyice yoğunlaştı.
Dr. Tüfekçi, 2011 yılında, geniş toplumsal hareketlerin itici gücünün Twitter olduğuna dair yaygın görüşe karşı çıkarak bunun toplumsal hareketleri basitleştirmek anlamına geldiğini ileri sürdü. 2012 yılında ise haber kaynaklarının silahlı okul baskınlarının görüntülerini yayınlayarak bu tür olayların daha da artmasına vesile olabilecekleri uyarısında bulundu. 2013’te Facebook‘un “etnik temizliği” besleyebileceği yorumunu yaptı ve 2017 yılında YouTube‘un “öneri özelliğinin” bir radikalleşme aracı olarak kullanılabileceğini savundu.”