Karantina sürecinde kadınlar arasında sütyen takmama pratiği yaygınlaştı. Sütyen takmamanın rahatlık arayışından kaynaklandığını söyleyenler de var, bu eylemin politik çağrışımlarına işaret edenler de. Peki bu trend kalıcı olabilecek mi?
Fotoğraf: Getty Images
Karantina süreci, kendimizi dünyaya sunma şeklimizle ilgili birçok şeyi değiştirdi ve birçok kadın için sütyen takmama pratiği yaygınlaştı. Buzzfeed yazarı Tomi Obaro, Mayıs ayında tweet attığı “Bundan sonra sütyenlerin geri döndüğünü görmüyorum” sözleri yarım milyondan fazla “beğenildi”. Feminist mizah sitesi Reductress geçen hafta “Sütyen izni uzatıldı” başlığıyla bir haber yayınladı.
Kadınlar arasında gitgide yaygınlaşan bu durum, iç giyim markalarının da dikkat çekiyor. Öte yandan Bravissimo’nun ürün ve tedarik planlaması başkanı Clare Turner her şeye rağmen sütyenden vazgeçilmeyeceği görüşünde. Ama Turner, kadınlar arasında son yıllarda daha rahat modellere talebin arttığını da ekliyor.
“Bu sadece karantina dönemiyle alakalı bir durum değil, “son iki ya da üç yıldır hızla büyüyen bir trend. İnsanlar kendilerine iyi bakmak ve kendilerini iyi hissettiren şeyler giymek istiyorlar.”
Sütyen son 100 yılda nedeni sorgulanmadan, otomatik olarak tercih edilen bir şey haline geldi. Peki kadınların sütyene gerçekten ihtiyacı var mı? Portsmouth Üniversitesi’nde biyomekanik profesörü Joanna Wakefield-Scurr Meme ağrısı yaşayan kadınlar için sütyenlerin rahatlatıcı bir etkiye sahip olduğunu ifade ediyor.
Wakefield-Scurr’a göre, sütyen ayrıca “hareket fazlalığını” da önleyici etkiye sahip. “Memede kas yoktur ve memeyi yerinde tutan sadece iki zayıf destekleyici yapı vardır. Bunlar deri ve göğsü destekleyen ve şekillendiren lifli dokudur. Spor aktiviteleri sırasında göğüs hareket ettiğinde, bu hareket potansiyel olarak destekleyici yapılara zarar verebilir.”
Bununla birlikte, yaygın inanışın aksine sütyen takmanın – spor yaparken takılan spor sütyeni dışında – uzun vadede sarkmayı önlediğine dair bir bulgu da olmadığını söylüyor Wakefield-Scurr.
Sütyen takmanın göğüs veya sırt ağrısını azaltmak ya da tahriş sorunu yaşamamak gibi meşru sağlık nedenleri olabilir. Ancak birçok kadın için de sütyen takmak estetik bir kaygıya işaret ediyor. Yüzyıllardır kadın göğüslerinin canlı ve dolgun durması ve meme uçlarının da görünmemesi gerektiğine daha dair bir temayül gelişti. Ve sütyen takmayı reddetmenin de kaçınılmaz bir biçimde hep politik çağrışımları oldu. Karantina sürecinin de “sütyensizlik” trendini hızlandırdığı ifade ediliyor.
Bu süreçte sütyen takmayan kadınlar, ofise hayatına dönüşle birlikte beklentinin sütyen giyilmesi yönünde olmaya devam edeceğini söylerken çoğu kadın bunun “bir seçim” olduğunun anlaşılması gerektiğinin de altını çiziyor.