Yaşadığı psikolojik sorunlar nedeniyle tenise ara verebileceğinin sinyallerini veren Japon kadın tenisçi Naomi Osaka, kendini yetersiz hissetme olarak bilinen ‘kimlik hırsızlığı sendorumu’yla nasıl mücadele ettiğini yazdı.

Amerika Açık Tenis Turnuvası üçüncü turunda karşılaştığı 18 yaşındaki Kanadalı Leylah Fernandez ile oynadığı maç sırasında sinirlerine hakim olmakta güçlük çektiği gözlenen ve umulmadık bir şekilde yenilip turnuvaya veda eden geçen senenin şampiyonu Japon kadın tenisçi Naomi Osaka, tenise bir süre ara verebileceği sinyalini verdi.
Maç sonrası yaptığı basın toplantısında çok üzgün olduğu görülen Osaka, “Bir sonraki maçı ne zaman oynarım inanın bilmiyorum. Sanırım bir süreliğine oynamaya ara vereceğim” şeklinde konuştu.
Son zamanlarda işler istediği gibi gitmediğinde aşırı endişe duyduğunu ve bunu da elinde olmadan dışarıya yansıttığını söyleyen Osaka, “Bazı sorunlarla boğuşuyorum” dedi.
Henüz 23 yaşında olan Naomi Osaka’nın geçen yıldan bu yıla hem ruh sağlığını ve hem de performansını korumada zorlandığı görülüyor.
Bir süredir duygusal yönden yıpranan ve depresyon nöbetleri geçirdiğini söyleyen Osaka, sporcuların da insan olduğu ve kendilerinden sürekli yüksek performans beklenmesinin psikolojilerini bozduğunu savunuyor.
Osaka geçtiğimiz günlerde Twitter’dan yaptığı açıklamada, “İçten içe asla yeterince iyi olmadığımı düşünüyorum. Kendime hiçbir zaman iyi bir iş çıkardığımı söylemedim ama biliyorum ki aslında kendime sürekli berbat olduğumu ya da daha iyisini yapabileceğimi söylüyorum… Ne zaman yeni bir fırsat çıksa ilk düşüncem ‘Acaba neden ben?’ oluyor.”
— NaomiOsaka大坂なおみ (@naomiosaka) August 29, 2021
Osaka, ‘kimlik hırsızlığı sendromu’ olarak bilinen bu sorunla başa çıkmak için “kendimi ve başarılarımın değerini daha çok bileceğim ” dedi ve “Bence hepimiz bunu yapmalıyız. … Bu hayat senin ve kendine başkalarının standartlarına göre değer biçmemelisin.” Osaka, gün içinde işlerini ertelememeyi başarmak gibi küçük başarıların da farkında olmanın öneminin de altını çizdi.
Birçok kadın Osaka’nın ‘kimlik hırsızlığı sendromu’yla mücadelesindeki açıklığı ve kararlılığı kendinden bir şeyler buldu ve sosyal medyada destek mesajları paylaştı.
Kimlik hırsızlığı sendromu nedir?
Kimlik hırsızlığı sendromundan muzdarip kişiler kendilerini yetersiz hissediyor ve bunun aksini gösteren bir şey karşılaştıklarında kendilerinden şüphe duymaya başlıyor. Kimlik hırsızlığı sendromu insanların kendilerini sanki entelektüel birer hırsız gibi hissetmelerine neden oluyor. Bu kişiler başarılarının ve kazanımlarının farkına varamıyor.
Bu sendrom genellikle işinde başarılı olan, kendi çevresinde veya yaş grubunda öncü olabilecek başarılar elde etmiş olan profesyoneller arasında görülüyor. Kimlik hırsızlığı sendromu yaşayan kişiler, kariyerlerinde yükselirken etraflarında olup bitenle ilgilenmeyi bırakıyor ve bir noktadan sonra bulundukları yerde paniklemeye ve kendilerini sahtekar gibi hissetmeye başlıyor ve çevrelerindeki insanları aslında bu başarıyı hak ettiğine ikna etme çabası içine giriyor.
Psikolog Lisa Orbé-Austin’e göre, kimlik hırsızlığı sendromu üzerine yapılan araştırmalar, resmi olarak tanınmadığı için sınırlı. Ancak sistemik ırkçılık ve cinsiyetçilik genellikle bu sendromun altyapısını hazırlıyor ve bu da bireysel olarak mücadele etmenin sınırlarına işaret ediyor.
Kaynak: The Lily, Uplifers