ABD Yüksek Mahkemesi’nin, kürtaj hakkını ulusal çapta garanti altına alan “Roe-Wade’e karşı” adlı kararın yanlış olduğunu savunduğu belgeler ortaya çıktı. Eğer belge bu haliyle onaylanırsa, her eyalete kendi kürtaj sınırlamalarını belirleme hakkı doğacak.
ABD eski başkanı Trump’ın atadığı üç yargıçla birlikte, Yüksek Mahkeme’deki yargıçların çoğunluğu kürtaj karşıtı isimlerden oluşuyor.

ABD Yüksek Mahkemesi’nin, kürtaj hakkını ulusal çapta garanti altına alan “Roe-Wade’e karşı” adlı kararın yanlış olduğunu savunduğu belgeler ortaya çıkarıldı. Politico’nun yayımladığı belgenin, yüksek mahkeme yargıcı Samuel Alito tarafından kaleme alındığı, çoğunluğun da aynı görüşü savunduğu görülüyor.
“Roe-Wade’e karşı” olarak bilinen 1973 tarihli karar, kürtajın anayasal bir hak olmasının temel dayanağını oluşturuyordu. Eğer belge bu haliyle onaylanırsa, her eyalete kendi kürtaj sınırlamalarını belirleme hakkı doğacak.
Yüksek Mahkeme Hakimi John Robert, belgenin mahkemenin kararı anlamına gelmediğini ve üyelerin nihai kararını yansıtmadığını söyledi.
Trump döneminde neler oldu?
9 üyeli Yüksek Mahkemedeki 3 yargıcın liberal, 6 yargıcın ise muhafazakar eğilimlere sahip olduğu biliniyor. Anayasaya göre bu 9 yargıç ölene dek veya kendi istekleri doğrultusunda emekli olana kadar görevde kalıyor.
Yargıç seçilmek için ABD başkanı tarafından aday gösterilmek ve detaylı Senato sorgu süreçlerinin ardından Senato onayı almak yeterli. Bu seçim süreci nedeniyle yargıç atama tamamen politik. Yargıçlar mahkemeye, ABD halkını ikiye bölen; liberaller ve muhafazakarlar olarak ayıran kürtaj, eşcinsel evlilik, dini özgürlükler gibi konulardaki düşünceleri ve geçmiş tutumları doğrultusunda atanıyor.
Trump döneminde Senato ve başkanlık makamı dört sene boyunca Cumhuriyetçilerde olduğu için Trump en az 40 sene mahkemede görev yapacak oldukça genç ve çok muhafazakar üç yargıcı mahkemeye atadı, böylece önümüzdeki bütün Kongre ve başkanlık seçimlerini kaybetseler dahi Cumhuriyetçilerin ABD’yi Yüksek Mahkeme kararlarıyla yönetebilecekleri, Demokratların atadığı yargıçlar ve ılımlı muhafazakar yargıçlar aracılığıyla elde edilen birçok hak kazanımının tehlikeye gireceği bir döneme kapı aralanmış oldu.

‘Muhafazakarlar Demokratlara karşı‘
Kürtaj, ABD’de Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasındaki en sıcak tartışma başlıklarından biri. Amerikan medyası, Yüksek Mahkemenin bu yönde açıklayacağı bir kararın ülkede deprem etkisi yaratacağına ve siyasi bölünmenin daha da artacağına vurgu yapıyor.
ABD Başkanı Joe Biden, belgenin doğru olduğunun ortaya çıkması sonrası yaptığı açıklamada, yönetiminin kürtaj hakkını korumaya kararlı olduğunu söyledi. Biden, olası kararın, eşcinsel evlilikler gibi diğer kişisel özgürlükleri etkileyecek yansımaları olabileceğini ve Amerikan hukuk sistemi için temelden bir değişim anlamına geldiğini dedi.
ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin Senato’daki lideri Mitch McConnell ise sızıntının arkasında liberallerin olduğunu söyledi. McConnel bir politik fırtına yaratarak karar üzerinde baskı yaratmaya çalışıldığını savundu.
Demokratların Senato’daki lideri Chuck Schumer is Yüksek Mahkeme’deki bazı muhafazakar yargıçlar için “aşırı sağcı” ifadesini kullanarak ABD Anayasası’na aykırı hareket ettiklerini söyledi.
Demokratlar, kararı “Son 50 yılın en büyük hak kısıtlaması” olarak adlandırıyor.
Binlerce kişi yürüdü
Ülkenin doğu kıyısındaki New York’tan batı kıyısındaki Los Angeles’a kadar birçok kentte binlerce kişi kürtaj hakkını savunmak için sokağa çıktı ve Yüksek Mahkeme’nin olası iptal kararını protesto etti.
Gösterilere New York Başsavcısı Letitia James, komedyen Amy Schumer, ünlü oyuncu Cynthia Nixon gibi isimler de katıldı.
Demokrat Partili senatör Elizabeth Warren, Yüksek Mahkeme önündeki eylemde “Öfkeli, üzgün ve kararlıyım” diyerek ABD Kongresi’nin Roe v Wade kararını korumak için kanunlaştırması gerektiğini belirtti.
Warren, “Cumhuriyetçiler yıllardır bugünler için çalışıyorlar. Yüksek Mahkeme’deki yargıçları yetiştirerek, ABD’lilerin çoğunluğunun istemediği bir kararı alacak çoğunluğu sağlamalarına çalışıyorlar” dedi.

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris de bir açıklama yayımlayarak “Tüm Amerikalıların hakları tehdit atında. Eğer özel yaşam hakkı yavaşlatılırsa herkes bir gün kişisel hayatıyla ilgili aldığı kararlarda devletin müdahalesiyle karşılaşabilir. Bu, her şeyimizle kadınlar ve ülkemiz için mücadele etme zamanı” dedi.
Taslakta neler var?
Roe v. Wade kararının geri çevrilmesine ilişkin taslağı Politico’ya kimin ulaştırdığı ve amacın ne olabileceği de belirsiz. Politico, konuya ilişkin olarak sadece “Mahkemenin gördüğü davaları bilen bir kişinin karar taslağının kopyasını ve belgenin gerçek olduğunu destekleyen diğer ayrıntıları ulaştırdığını” kaydetti.
Sızdırılan Yüksek Mahkeme görüşünde “Roe-Wade kararının baştan beri açık şekilde yanlış olduğu” söylenerek, kararın gerekçesinin “son derece zayıf olduğu” ve kararın “zararlı sonuçları olduğu” ifade ediliyor.
Metinde, “Kaçınılmaz sonuç, kürtaj hakkının ülke tarihinde ve geleneklerinde köklü bir yerinin olmadığıdır” ifadeleri yer alıyor.
Söz konusu taslak metin eğer çoğunluk kararı olarak açıklanırsa, ABD’de kürtaj anayasal bir hak olmaktan çıkabilir ve eyaletlerin bu konuda tekil kararlar vermesinin önü açılabilir.
Kaynak: BBC Türkçe, Evrensel, VOA Türkçe, Serbestiyet