İsveç merkezli Operation 1325, SES Eşitlik ve Dayanışma işbirliğiyle, Türkiye’de 1325 Kararının uygulanmasına ilişkin tavsiye raporu hazırladı.
Operation 1325, Birleşmiş Milletler’in 1325 numaralı kararını uygulamak hedefiyle, kamuoyunu, karar alan liderleri ve sivil toplumu etkileyecek tartışma ve diyalog kanallarını genişletmek amacıyla platformlar oluşturan ve eğitimler veren İsveç merkezli bir sivil toplum kuruluşu.
Bu kararla ilgili farkındalık yaratmak ve bu kararın kapasitesini inşa etmek için Türkiye’de aktif olarak çalışan Operation 1325, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmak üzere projeler geliştiren SES Derneği işbirliğiyle, İsveç’in Türkiye’de 1325 kararının uygulanmasına ilişkin durum analizi ve özet tavsiyeler içeren bir rapor yayınladı.
Raporun Türkçesi:
Durum Analizi
• Türkiye yüksek insani gelişmeye sahip olmasına rağmen, özellikle ekonomik ve siyasi katılım açısından cinsiyet eşitsizliği devam etmektedir. 2019’da bildirilen 474 kadın cinayetinin yanı sıra, Türkiye’deki kadınlar yasal ayrımcılığa ve cinsiyete dayalı şiddete maruz kalıyor.
• Türkiye’nin 1325 sayılı karar karşısındaki uluslararası yükümlülüklerine rağmen, Suriye’de devam eden çatışmalar, Kürt bölgelerindeki çatışmalar ve Akdeniz’de Yunanistan ile Türkiye arasındaki son gerilimle ilgili olarak kadınlar barış süreçlerinde marjinalleştirilmeye devam ediyor.
• Türkiye güçlü bir kadın hareketine sahip olmasına rağmen, son zamanlarda yaşanan demokratik gerileme, kadın aktivistlerin tutuklanması, protestoların bastırılması ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tehditleri ile devletin baskısı arttı.
• Türkiye en az 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. Türkiye’deki kadın mülteciler barınma imkânından yoksun, dil engelleriyle karşı karşıya, cinsel şiddete karşı savunmasız ve istihdamının önünde yasal engeller mevcut.
Özet Tavsiyeler
• Kadınların çatışmanın önlenmesi ve yönetimi alanlarına anlamlı katılımını sağlayın.
• Türkiye’de kadın hareketinin çevrimiçi ve çevrimdışı örgütlenme hakkını destekleyin ve koruyun.
• Türkiye’de ikamet eden kadın mültecileri koruyun.
Kadınların Çatışmanın Önlenmesi ve Yönetimi Alanlarında Anlamlı Katılımını Sağlayın
Türkiye şu anda Suriye’deki savaşın aktif bir tarafı ve 2016’daki darbe girişiminden bu yana ağırlıklı olarak Kürt nüfusun yaşadığı bölgede çatışmalara giriyor. Eylül 2020’de Yunanistan ile Türkiye arasında Akdeniz’deki tartışmalı hidrokarbon arama çalışmaları nedeniyle askeri bir gerilim yaşandı.
Tüm bu aktif çatışma ve askeri tırmanma durumlarında, kadınların çatışmanın önlenmesi, çözümü ve yönetimi ile resmi barış süreçlerine anlamlı bir şekilde dahil edilmesi çok önemlidir.
Özet Tavsiyeler
• İsveç, Türkiye hükümetinin Kürt sorununda barışçıl bir çözüme duyulan ihtiyacı kabul etmesi ve barış isteyenleri marjinalleştirmeyi bırakmasını savunmalıdır.
• İsveç, Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerilimle ilgili AB ve BM düzeyindeki tüm üst düzey görüşmelerde kadın sivil toplum gruplarının temsilini savunmalıdır.
• İsveç, kadınların askeri gerilimi azaltma yönündeki girişimlere katılımını sağlamak için Türkiye ve Yunanistan’daki kadın sivil toplum örgütleri arasındaki yerel barış girişimlerini desteklemelidir.
Türkiye’de Kadın Hareketinin Çevrimiçi ve Çevrimdışı Örgütlenme Hakkını Destekleyin ve Koruyun
Türkiye’deki siyasi iklim, genel olarak sivil toplum kuruluşlarına ve kadın hareketine karşı giderek daha düşmanca bir tavır sergiliyor. Ağustos 2020’de kadın hareketinden gelen en az 54 kadın gözaltına alınırken, kadın hareketlerinin düzenlediği gösteriler yerel yönetimler tarafından sistematik olarak iptal edildi. Demokratik gerileme, Türkiye’de kadın hareketinin toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kadın cinayetlerine karşı kampanya yürütmesi için kilit bir platform olan sosyal medya da dahil olmak üzere basın özgürlüğünü sınırlandırdı.
Özet Tavsiyeler
• İsveç, BM’nin Türkiye’nin kadın aktivistlere, politikacılara, insan hakları savunucularına, gazetecilere ve yazarlara yönelik uyguladığı keyfi ve uzun süreli tutukluluk hallerini resmen kınamasını savunmalıdır.
• İsveç, Türkiye’nin sosyal medyaya yönelik tüm sansür girişimlerini açıkça kınamalı ve AB’nin benzer beyanlarda bulunmasını desteklemelidir.
• İsveç, hukuki desteğe erişim ve gerekli koruma önlemleri dahil olmak üzere Türkiye’de kadın hareketine doğrudan destek sağlamaya ve ayrıca BMGK 1325’ye ilişkin Ulusal Eylem Planı’nın kabulü için destek sağlamaya devam etmelidir.
• İsveç, Türkiye devletinin kadın hakları savunucuları ile düzenli olarak resmi istişareler yürütmesinin önemini vurgulamalıdır.
Türkiye’de İkamet Eden Kadın Mültecileri Koruyun
Türkiye, 3.7 milyonu Suriyeli olmak üzere yaklaşık 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor. AB-Türkiye mülteci sözleşmesinin ardından, daha az mülteci Avrupa’ya gidebiliyor ve temel kaynaklara erişimlerinin olmadığı yasal bir belirsizlik içinde yaşıyorlar. Kadın mültecilerin durumu özellikle daha hassas; barınmaya erişim eksikliği, dil engelleri, cinsel şiddete karşı savunmasızlık ve istihdamın önündeki yasal engeller gibi zorluklarla karşı karşıyalar.
Özet Tavsiyeler
• İsveç, cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet mağduru kadın mülteciler için özel hizmetler için kaynak sağlamalı ve kadın mülteciler için yasal yardım sağlamaya devam etmelidir.
• İsveç, Türkiye’deki mülteci hizmetlerinin anadilde sunulmasını ve kadın mültecilerin hakları ve bunlara nereden erişebilecekleri konusunda bilgilendirilmesini savunmalıdır.
• İsveç, Türkiye’de 1325 sayılı kararın uygulanmasını tartışmak için mülteciler de dahil olmak üzere farklı geçmişlere sahip kadınları bir araya getiren projeleri desteklemelidir.
• İsveç, gelecekteki tüm AB-Türkiye mülteci anlaşmalarının uluslararası sözleşmelerle uyumlu olmasını ve kadın mültecilerin haklarına ve korunmasına saygı gösterilmesini savunmalıdır.