Rus askerleri tarafından tecavüze maruz kalan Ukraynalı kadınlara psikolojik destek sağlayan psikologlar, askerlerin kendilerini sorumluluktan kurtarmak için grup halinde, cezalandırma, zarar verme ve bütün bir halkın iradesini yok etme arzusuyla tecavüz eylemini gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

Joshua Yaffa / New Yorker
Mart ayının ortalarında, Polonya’ya yeni gelen Ukraynalı mültecilere yardım eden bir grup, Spartak Subbota adlı bir psikologla temasa geçti. Ukrayna’nın kuzeyinde, Beyaz Rusya sınırına yakın Chernhiv’in dışındaki bir köyden kaçmayı başaran yirmili yaşlarının ortalarında genç bir kadınla görüşmesini istediler. Rus kuvvetleri savaşın ilk günlerinde kadının köyüne girmişti. Askerler erkek arkadaşını öldürdü ve Subbota’ya söylediği gibi, bir bodrum katında birkaç gün boyunca ona defalarca tecavüz ettiler. Subbota bana, “Zor bir durumdaydı” dedi. “Uyuyamıyordu. Gerçeklikle bağı olmayan panik ataklar yaşıyordu.”
Savaş başladığında otuz yaşında olan Subbota, seri tecavüzcülerin ve katillerin izini sürmek için Ukrayna polisiyle birlikte çalışmış ve bu saldırılardan kurtulan kadınları tedavi etmişti. Polonya’daki kadın Subbota’ya, daha sonra pek çok kez tecavüz mağdurundan duyacağı bir hikaye anlattı. Subbota’nın anlattığına göre, askerler ona ‘Rus Ordusunun güçlü olduğunu bil ki bizi hatırla ve bizden kork’ benzeri şeylemişler. “Bir birey olarak sadece beni kastetmediler, tüm bir ulustan söz ediyorlardı”. Subbota, korkunç ve acımasız bir yakınlığa zorlayan türde bir şiddete maruz kalmış mağdurlara nasıl davranacağını biliyordu, ancak tüm bir toplumu yaralamak için bir araç olarak kullanılan bir kişiye nasıl yaklaşması gerektiğinden o kadar emin değildi: “Böyle durumlarda iradenizi ve benlik duygunuzu kaybedersini ve onları geri kazanmak çok daha zor hale gelir.”
Nisan ayının başlarında, Rus Ordusu Kiev ve Çernihiv bölgelerinden çekildi ve Bucha ve Irpin gibi şehirlerde sürekli bir terör kampanyası yürüttü. Tecavüze uğradığı bildirilen yüzlerce kadın ve çocuk kurtarılan bölgelerden tahliye edildi. Times’a göre, olası cezai kovuşturma için şimdiye kadar düzinelerce tecavüz vakası soruşturuldu. Geçen ay, Kiev’de bir Rus askerine savaş suçu olarak tecavüz suçundan ilk dava açıldı; sanık, başkentin dışındaki bir köyde bir ailenin evine zorla girmek, babayı öldürmek ve anneye çocuğunun gözü önünde tecavüz etmekle suçlanıyor.
Hayatta kalanlara tıbbi ve psikiyatrik bakım sağlanıyor. İlk başta, Subbota terapi seanslarının çoğunu yarım saatle sınırladığını fark etti: “Neden, daha önce hiç karşılaşmadığım sorunlarla karşılaşmaya devam etmemdi.” Bir vakada askerler bir anneyi bağlamış ve kızını tecavüz esnasında izlemeye zorlamıştı. Subbota’nın yirmi bir yaşındaki kurbanı tedavi etmesine bir hafta kala annesi kendini öldürmeye çalıştı. Subbota’nın ilk kez, benzer vakalara bakan diğer meslektaşlarına danışabilmek için ara vermesi gerekti: “Hastanın durumunu daha da kötüleştirmemek için çalışmaya nasıl devam edeceğimden emin değildim.”
Subbota şu anda, yaşları on dört ile otuz arasında değişen, savaş zamanı travmalarıyla baş eden yedi hasta görüyor; bazen seanslar saatlerce uzadığı için günde sadece üç tanesini görebiliyor. Ancak hastaları için güvenli bir ortam yaratmak hiç de kolay bir süreç olmadı. Kısa bir süre önce Subbota, diğer birkaç kadınla birlikte bir bodrum katında tutulan ve dört gün boyunca yarım düzine Rus askeri tarafından defalarca tecavüze uğrayan bir kadınla terapiye başladı. Subbota’nın hastası yaşadığı fiziksel yaralanmalar için tedavi görürken bile, on beşinci seansa kadar yaşadıkları hakkında konuşamadı: “Biz anlatıları analiz etmekten veya travma üzerinde çalışmaktan çok daha temel sorular soruyoruz: Güvenlik duygusunu neyle ilişkilendirirsiniz? Sana nasıl hitap etmemi istersin? Rahat mısın?”
Subbota bana son yıllarda Ukrayna’nın güneyinde bir sanayi merkezi olan Kryvyi Rih’den çok sayıda kadına tecavüz edip öldüren bir seri katille geçirdiği zamanı anlattı. Subbota, onu kendi bireysel dürtüleriyle harekete geçen bir sadist olarak tanımlıyordu. Ancak Subbota’nın hastalarının ona anlattığı hikayeler, daha önce karşılaşmadığı bir kötülüğü akla getiriyordu. Rus askerleri, kendilerini sorumluluktan veya herhangi kısıtlamadan kurtarmak için, başkalarının varlığına güvenerek gruplar halinde kadınlara tecavüz etme eğilimindeydi. “Kalabalığın etkisi ve birçok saldırganın yüzlerinin kapalı olması gerçeği, bir anonimlik havası yaratıyor, her türlü korku veya norm duygusunu ortadan kaldırıyor ve kişileri barbarlığa itiyor.”
Ancak Subbota için daha da rahatsız edici olan şey, Rus askerlerinin cezalandırma, zarar verme ve halkın iradesini yok etme arzusuyla eyleme geçmeleriydi. Subbota, “Mümkün olduğunca çok acı ve zarar vermek istiyorlar. Bu, o anda ortaya çıkan ve hayvani bir şekilde doyurulması gerekn bir fikir veya arzu değil, aksine, tıpkı diğerleri gibi, savaş alanında kullanılabilecek bir silahtı.” Bana cinsel şiddet mağdurlarını aylarca tedavi etmesinin kendisinde travmatik izlerini bıraktığını söyledi: “Bilincimde dünya daha sert, daha şiddetli bir yer haline geldi.”
Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.