Son dönemde artan nefret ve ayrımcılık söylemlerini değerlendiren Kaos GL’den avukat Yasemin Öz, kadın hareketi temsilcilerine Türkiye’de lezbiyen bir kadın olarak deneyimlerini ve LGBTİQ+ dayanışmasının gücünü anlattı.
Son dönemde LGBTİ+’ları hedef gösteren açıklamalar çoğalıyor, nefret ve ayrımcılık söylemleri gitgide artıyor. En son Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Onur Haftası nedeniyle LGBTİQ+ bireyleri hedef alan açıklamaları gündeme geldi:
“Birileri yine sinsice milli ve manevi değerlerimize saldırıyor. İnsanlık tarihi boyunca hep lanetlenmiş sapkınlıkları normalleştirerek, genç dimağları zehirlemenin peşindeler. İnancımıza ve kültürümüze aykırı bu tür marjinal akımları destekleyenler bizim gözümüzde aynı sapkınlığın ortaklarıdır. Halkın lanetlediği hiçbir yanlışın bu ülkede kök salma ihtimali yoktur. Türkiye milli ve manevi yapısını hedef alan saldırılara karşı da mücadele edecek güce sahiptir. Rabbimden milletimizi ve ülkemizi bu tür sapkınların yol açacağı beşeri felaketlerden korumasını niyaz ediyorum.”
Erdoğan’ın açıklamasından sonra Türkiye’nin dört bir yanındaki barolardan yüzlerce avukat ortak bildiri yayınlayarak, “LGBTİQ+ hakları insan haklarıdır” dedi.
Bu avukatlardan biri de Yasemin Öz. 22 yıldır avukatlık yapan Öz, Türkiye’de LGBTİQ+ hareketinin kurulmasına öncü olmuş bir isim ve 1995 yılından beri Kaos GL ekibi içerisinde.
Son dönemde artan nefret ve ayrımcılık söylemlerini değerlendiren Öz, kadın hareketi temsilcilerine Türkiye’de lezbiyen bir kadın olarak deneyimlerini ve LGBTİQ+ dayanışmasının gücünü anlattı.
“Benim için herhalde en korkutucu zamanlar, dünyada tek olduğum sandığım ergenlik yaşlarımdı. Açık kimlik kullanmıyorduk başta, Kaos GL’nin ilk sayılarında yazılarımızı bile başka isimlerle yazıyorduk. Kimliğini yüksek sesle söylemenin zor olduğu olduğu bir zamandı.”
“Ben hayatım boyunca kimliğimle ilgili her şeyi korka korka yaptım. Ya korkmaya devam edip kendimi ömür boyu bir olmadığım insan rolüne zorlayacaktım. Ki pek çok LGBTİ gibi heteroseksüel olmaya kendimi çok zorladım. Karşı cinsle flört etmeye, sevgili olmaya. Karşı tarafa bakarken içi boş çuval gibi hissetmeye, hiçbir duygu hissetmemeye. Bütün bunları yaşadıktan sonra, kitlesel olmuşuz biz. Bu saldırgan, şiddet dolu dil bana geçmiyor zaten. 20’li yaşlarımda da geçmezdi. Biri bana küfrettiğinde gülesim gelirdi. Hala da gülesim geliyor. Çok garip bir dil. Bir insan bir insana neden küfretme ihtiyacı duyar. O duyguyu bile anlamam mümkün değil.”
“Artık yapacak bir şeyleri yok”
“Şu dönem hükümetin, Tayyip Erdoğan’ın doğrudan hedef göstermesi şaşırtıcı değil. Korka korka her şeyi, korkuya rağmen yapmayı öğrendikten sonra, hayatta elde edemeyeceğin, edeceğini düşünmediğin bir kitlesel güç olduktan sonra ne yapsalar durduramazlar zaten. Bilişim çağı, herkes kimliğini biliyor, yüksek sesle söyleyebiliyor. Bütün her şeyi yasaklasalar, interneti kapatsalar, insanlar yine kimliğini bilir. Şimdi onlara çok geçmiş olsun. Yapacak bir şeyleri yok artık bence. Şu yaştan sonra başıma kötü bir şey geleceğine hiç ihtimal vermiyorum. Gelirse de korkmuyorum. Çünkü yaptığım hiçbir şeyden dolayı, başıma kayda değer kötü bir şey gelmedi. Sevimsiz bir sürü şey yaşansa da, onlar benim o kadar ürkeceğim şeyler değildi. Her zaman varlığınızla güç kattınız. Kendimi yüksek sesle ifade etmeme varlığınız çok destek oldu. Ben artık bağırmışım, sesim boşluğa karışmış, bundan sonra bir şey olmaz.”
“Bu ülkede çok fazla insanı incittiler, bir sürü nefret cinayeti oluyor. Siyasi suikastlere çok alışık bir ülkeyiz. İnsanlığın en aşağılık hallerini bilen bir ülkeyiz. Herkes bu ülkede, bu dünyada hatta, bir ideali olup da faturasını ödememiş kimse yoktur. Bunu geçenlerde bir röportajımda da söylemiştim. Engizisyondan, cadı avından nasibini almamış kimse yoktur. Ama onlar vazgeçmemiştir. İnsanlık birkaç yüzyıl sonra uyanmıştır. Yine böyle olacak.”
Yasemin Öz hakkında
1997 Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Öz, Kaos GL’nin 2005 yılında dernekleşmesinden itibaren hukuk danışmanlığını yürütmekte. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamlayan Öz, 1995 yılından 2005 yılına kadar Kadın Dayanışma Vakfı ve 2007 yılından beri Amargi Kadın Kooperatifi’nin de üyesi olup, avukatlıklarını yürütüyor.
Ayrıca 2008 yılından beri Sivil Toplum Geliştirme Merkezi’nin Hukuk Hattı Koordinatörlüğü görevini üstlenmiştir. Öz, genel olarak LGBTT ve kadın hakları ve bu gruplara yönelik şiddet ve ayrımcılık alanında, özel olarak ise kadına yönelik aile içi şiddet ve cinsel şiddet konularında, çeşitli sivil toplum kuruluşları ile gönüllü ve profesyonel çalışmalar yürütüyor.
Öz’ün LGBTİ hakları alanında yıllardır verdiği mücadeleyi ve Kaos GL’ye ilişkin daha detaylı okumak için bu yazıyı okuyabilirsiniz.