Yazar Aslı Erdoğan, 2018’den beri Almanya’da. 5 buçuk yıl yargılanmasının ardından
suçlamalardan beraat eden yazar, bir yandan ciddi sağlık sorunlarıyla uğraşırken bir yandan da PEN Almanya tarafından dışlandığını söylüyor.

2016 yılında kapatılan Özgür Gündem gazetesi yayın danışma kurulu üyesi ve yazarı Aslı Erdoğan ‘örgüt propagandası yapmak’, ‘örgüt üyesi olmak’ ve ‘halkı kışkırtmak’ suçlamalarıyla tutuklanmıştı. Dört ay cezaevinde kalan Erdoğan, tahliye olduktan dokuz ay sonra Almanya’ya gitti. Bu süreçte PEN Almanya’dan burs aldı.
Avrupa Postası’na konuşan Erdoğan, Türkiye’de cezaevinde kaldığı süreci, Almanya’daki yaşamını ve yaşadığı sağlık sorunlarını anlattı. “Üç takım elbiseyle geldim buraya. İkinci bir pantolonum yoktu. PEN Almanya’dan burs aldım ama sonrasında işler yolunda gitmedi. Hala bursiyer statüsündeyim” diyen yazar, PEN tarafından dışlandığını ve aldığı bursun hastalığına rağmen yenilenmediğini söyledi.
Röportajda cezaevinde geçirdiği dört aylık süreçten sonra sağlığının bir türlü düzelmediğini söyleyen Erdoğan, bu süreçte beyin kanaması geçirdi, bağırsak ameliyatı oldu. Hastalığını anlatırken
“Benim gücümü aştığını hissediyorum artık” diyor.
‘Sesimiz Almanya’da ustalıkla kısıldı’
Yazar başlarda ödüller yağdığını, kitaplarının çok sattığını, kendisi üzerinden çok fazla para kazanan insan olduğunu ancak sonrasında kendisini kenara itilmiş olduğunu hissettiğini söylüyor:
“Sesimizin Almanya’da ustalıkla kısıldığını düşünüyorum. Türkiye’deki gibi vurmayla, kırmayla, cezaevine atmakla değil. Orada daha duyulurdu sesim. Burada bir şekilde sisteme uyum sağladık. Şimdi istediğim her lafı ediyorum ama kimse duymuyor. Yıldızlara konuşuyorum sanki. Ustaca yola getirildik. Burada pek çok ödül hatta şövalye nişanı almama rağmen hala yarı turist statüsünde oturma izni almaya çalışıyorum.”
‘Yenildiğim zamanı bilirim’
“Her koşulda yazarım diyordum ama sonunda sesimi kestiler. Yenildiğim zamanı bilirim. Cezaevinde belli bir kırılma başlıyor. Türkçe benim hep evimdi. Türkiye’de hiç evimde hissetmedim ama Türkçede var oluyordum. İlk kırılma cezaevinde başladı. Cezaevinde Türkçe mahkeme evraklarıyla, belgelerle, emirler yağdırılarak zulmün diline dönüştü.”
“Sürgün çok daha büyük bir kırılma, yaşamayan bilemez. Kendi dilinden bile sürgün edilmiş oldum. Kütüphanemden uzağım. 20 yılda yazdığım her şey İstanbul’da kaldı. Burada yeniden onları kurmak neredeyse imkansız. Türkçeyi de unutuyorum. Artık daha çok İngilizce konuşuyorum, okuyorum. Bir suskunluk dönemine girdim. Son 3 yılda on bir kez hastanede yattım. Eylülde bursum bitiyor, yıl sonunda oturum iznim bitiyor. Bu sorunlar halledilmezse belki uçağa bindirilip Türkiye’ye gönderileceğim. Edebiyatı düşünecek halim kalmadı. Bir iki yıl burs verip sonra ortada bırakmak çok da doğru değil.”
PEN Türkiye’den resmi açıklama
PEN Türkiye ise resmi bir açıklama yayınlayarak, yazar Aslı Erdoğan’ın yanında olduklarını açıkladı:
“Frankfurt’ta yaşayan yazarımız Aslı Erdoğan’ın sağlık ve yaşam koşulları Türkiye’deki okurlarını ve sevenlerini yakından ilgilendirmektir. PEN TÜRKİYE olarak, hem Uluslararası PEN hem de Almanya’daki iki PEN derneği ve çeşitli yazar kuruluşlarıyla ilişkideyiz, görüşmelerimizi sürdürmekteyiz. PEN TÜRKİYE değerli yazarımız Aslı Erdoğan’ın Türkiye’deki yargı ve cezaevi sürecinde olduğu gibi bugün de yanında olacaktır.En kısa zamanda olumlu bir sonuç alacağımızı umuyoruz.”
Kaynak: 10Haber