Gazeteci Filiz Gazi, daha çok kadın ve LGBT-İ bireylerin hayatlarını etkileyen ve dünyada gitgide yaygınlaşan yeni bir suç tipini, ‘intikam pornosu’nu mercek altına aldı.

Hukuk terminolojisinde “porno intikamı” olarak anılan intikam pornosu, en genel tanımıyla “bireylerin, eski partnerleri tarafından cinsel görüntülerinin rıza dışı dağıtımı” anlamına geliyor.
Özel bir suç olarak ceza kanunlarında ilk kez düzenlenmesi ABD’nin New Jersey kentinde gerçekleşti. Ayrıca Belçika, İngiltere, Fransa ve Kanada ceza kanunlarında da intikam pornosu suç olarak yer alıyor.
Gerçek Gündem’den Filiz Kaya’nın haberine göre, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) bu suç türü ile ilgili herhangi bir düzenleme bulunmuyor. İntikam pornosu suçu şeklinde bir düzenleme olmasa da görüntülerin kişinin rızası olmadan yayınlanması sonrasında mağdurlar tehdit, şantaj, özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi gibi mağduriyetler nedeniyle suç duyurusunda bulunabiliyorlar.
“Kadınlar intihar edebiliyor”
Avukat Gizem Gül Uzun, intikam pornosunun ağır sonuçlarını şöyle anlatıyor:
“İlişki esnasında müstehcen fotoğraflarını gönderdiyse ya da cinsel ilişki ile ilgili konuşmalar yaşadıysa daha sonra erkek bunu kadının ailesinden birine gönderebiliyor. Kadın aile evinden kovuluyor, öldürülebiliyor ya da bu sert psikolojik darbeyi kaldıramadığı için intihar edebiliyor.”
Kaya’nın aktardığına göre, araştırmalar intikam pornosunun genellikle kadınları hedef aldığını gösteriyor. Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü verilerine göre 2019 yılında TCK kanunu 134 madde uyarınca açılan davalardan 2019 mahkûmiyet kararı çıktığı tespit edilmiş. Mahkûm olanların 1872’si erkek, 147’si kadın. Aynı maddeden 2018 yılında 1716 mahkûmiyet kararı çıkmış ve mahkûm olanların 1570’i erkek, 146’si kadın. (TCK madde 134 özel hayatın gizliliği ihlali hakkındadır.)
Feminist avukat Hülya Gülbahar, bu suça maruz kalan kadınların yaşadıklarını şu sözlerle ifade ediyor:
“Çok çok ağır travmalar yaşanıyor. Kendi zihninizde bile farklı bir şekilde kodlanıyorsunuz. Rızası dışında yapılan her şey onları aşağılar, hele ki bu kişisel ve mahrem sayılması gereken bedeni ile özel duyguları ilgili bir konuysa bunun yaratacağı psikolojik yaralanma çok ağır sonuçlar veriyor. Bu nedenle intihar eden, okulunu, işini bırakan, yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalan kadınlar oldu. Türkiye gibi ülkelerde bu suç kadınlar açısından katmerli mağduriyetlere yol açıyor.”
Gülbahar, kadınların kendilerini asla suçlu görmemelerinin altını çizerek “Tehdidin, şantajın etkisi korkutmasındadır. Korkmadığınızda hiçbir etkisi olmaz” diyor ve ekliyor: “Hak aramakta vazgeçmesinler.”
“Derneklere, kadın örgütlerine başvurabilirler”
Gülbahar, bu suça maruz kalan kadınların ne yapması gerektiği konusunda önerileri ise şunlar:
“Cinsel suçlara maruz kalmamanın çaresi cinsel özgürlüklerden vazgeçmek değildir ama güvenli ilişkiler oluşturabilmenin bilgisine sahip olmak ve bu bilgiyle ilerlemektir. Tavsiyem, çevrelerindeki kadın örgütü, gruplarına başvurmaları. Şiddetle Mücadele Derneği’nin bu konuda bir hattı var. İkinci olarak baroların kadın komisyonlarına başvurulabilir.”
Kaynak: Gerçek Gündem