Şirketler ve politika yapıcılar, kadınların ekonomik güçlenmesine katkı sağlamak istiyorlarsa, yeni nesil teknolojilerin dönüştürdüğü iş modellerini, toplumsal cinsiyet perspektifiyle yeniden değerlendirmeli. Bu kapsamda iş ve kamu liderlerinin üzerine düşen görevler nelerdir?
Küresel büyümeyi ve sürdürülebilirliği sağlamak için kadınların ekonomik güçlenmesinin gerekli olduğu konusunda giderek artan bir fikir birliği var. Bununla birlikte, dünyadaki hükümetler ve şirketler, işin değişen doğasının kadınları erkeklerden farklı olarak nasıl etkileyeceği üzerine çok düşünmüyor.
Toplumsal cinsiyet ve işin geleceğine dair araştırmaların zenginliğine rağmen uygulamada pek bir şey değişmiyor.
Marissa Wesely ve Linda Midgley’nin Stanford Social Innovation Review’da yer alan yazısında ifade ettiğine göre bu eylem eksikliğinin üç nedeni var. Birincisi, mevcut araştırmaların çoğu, değişen çalışma ortamlarının ABD ve Avrupa’daki kadınlar üzerindeki geniş etkilerine odaklanıyor. İkincisi, bu araştırmaların çoğu pratik programlar ve politikalar oluşturmak yerine makroekonomik düzeyde kalıyor. Son olarak, hem şirketler hem de hükümetler çoğu kez işleri farklı “kompartımanlara” bölüyor, yani kadınların güçlendirilmesiyle bir departman ilgilenirken ve diğeri gelecekteki çalışmalarla ilgili konulara odaklanıyor.
Kadın işgücüne risk oluşturabilecek unsurlar
Makaleye göre, otomasyon ve yapay zekanın kadınlar için yaratacağı risk, düşük ve orta vasıflı (üretim ve büro işleri gibi) işlerini kaybetmeleri anlamına geliyor. 28 OECD üyesi ülkenin yanı sıra Kıbrıs ve Singapur’u inceleyen bir IMF makalesine göre, önümüzdeki yirmi yılda otomasyon, kadın işgücünün yüzde 11’inin, erkek işgücünün ise yüzde 9’unun yerini alacak. Bu, küresel olarak 180 milyon kadının, işini kaybetme riski altında olduğu anlamına geliyor.
Wesely ve Midgley’e göre, STEM işlerinde kadın işgücünün eksikliği ve bu alanda çok az sayıda kadın ve kız çocuğunun eğitim görmesi, teknolojik gelişmelerin kadınlar üzerindeki olumsuz etkisini daha da ağırlaştırıyor. UNESCO’nun 2017 yılına ait verilerine göre, kadınlar, STEM yüksek öğrenim alanlarına kayıtlı öğrencilerin sadece yüzde 35’ini, bilgi ve iletişim teknolojisi alanına kayıtlı öğrencilerin ise sadece yüzde 28’ini oluşturuyor.
Bunun yanı sıra, cinsiyet eşitsizliği dijital ortamda da etkisini gösteriyor. IEEE İnternet Girişimi’ne göre, internet kullanan kadınların oranı, dünya çapında internet kullanan erkeklerin oranından yüzde 12 daha düşük. En az gelişmiş ülkelerde, her yedi kadından sadece biri internet kullanabiliyor.
Liderler ne yapabilir?
Kadınların teknolojinin sunduğu fırsatlardan yararlanmasını sağlamak, hükümetlerin, şirketlerin, eğitim kurumlarının ve sivil toplumun birlikte hareket etmesini gerektiriyor. Wesely ve Midgley özellikle iş ve kamu liderlerinin yapabileceklerini şöyle özetliyor:
- Cinsiyete göre düzenlenmiş veri toplamak ve daha fazla kadın ve kız çocuğunun geleceğin işlerinde çalışma fırsatına sahip olmalarını sağlamak için tüm eğitim, beceri ve yetkinlik programlarını toplumsal cinsiyet merceğiyle hazırlamak.
- Kadınların STEM ve teknoloji alanında çalışmasına ilişkin önyargıların değişmesine ön ayak olmak. (Eğitim alanı ve iş dünyasında kadın rol modelleri ön plana çıkarmak. Hindistan’daki Azad Vakfı ve Sakha Cabs gibi yerel kadın örgütleri bu konuda başı çekiyorlar.)
- Kız çocukları için için STEM eğitimi ve kadınlar için özel beceri eğitim programlarını desteklemek.
- Tüm işlerin – ister resmi ister gayrı resmi, ister tam zamanlı ister yarı zamanlı olsun – ücret, emeklilik, ebeveyn izni, sağlık hizmetleri ve çocuk bakımı programları bakımından eşit muamele görmesini sağlayacak sosyal koruma programları geliştirmek ve bu tür programların ve sosyal altyapının kadınların ve kız çocuklarının farklı bağlamlardaki özel ihtiyaçlarına cevap vermesini sağlamak.
- Şirketler özelinde, kadınların ücretsiz bakım yükünü azaltmaya ve ücretli ebeveynlik ve yaşlı bakımı izni gibi uygulamalarla cinsiyet normlarının değiştirilmesine yardımcı olmak, çocuk bakım tesisleri açmak ve babalık izni uygulamalarıyla erkeklerin ücretsiz bakım yükünü üstlenmesini sağlamak (Starbucks ve Patagonia gibi şirketlerin programlarına göz atın)
- Kadın girişimcileri destekleyin.
- Gelecekteki işlerin kadınların geçim kaynakları ve yaşamları üzerindeki etkisini anlamak için, özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa dışından örnek ve stratejiler paylaşın.
- Kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesinin kendi içindeki öneminin yanı sıra, Ekonomik Büyüme ve İnsana Yakışır İş (SKH 8) ve diğer sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada oynadığı rolü açıkça tanımak ve savunmak.
Kaynak: Standford Social Innovation Review