TESEV’in yayınladığı, İstanbul ilindeki mekansal eşitsizliklerin mahalle ölçeğinde ortaya koyan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Kentsel Politika İçin Bir Model” başlıklı rapora göre, hiç evlenmemiş kadınların kentte toplam nüfus ve erkeklere göre çok az mahallede yüksek düzeyde temsil ediliyor.

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV), “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Kentsel Politika İçin Bir Model” başlıklı raporunu yayınladı.
“Yerel Yönetimleri ve Sivil Toplum Örgütlerini Desteklemek: Kentsel Ölçekte Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliklerinin İncelenmesi Projesi” kapsamında hazırlanan raporda kentin demokratikleşmesi amacıyla veriye dayalı politika oluşturmanın öneminin altı çiziliyor.
İsveç İstanbul Başkonsolosluğu’nun desteklediği proje, TESEV ile Kadir Has Üniversitesi İstanbul Çalışmaları Merkezi işbirliği ile yürütüldü. Proje, İstanbul’da yerel yönetimlere ve toplumsal cinsiyet eşitliği için çalışan sivil toplum örgütlerine, ‘mahalle bazında toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri verisini’ erişilebilir kılarak bu kurumların hizmetlerini, savunuculuk faaliyetlerini ve katılımcı karar alma süreçlerini desteklemeyi hedefleniyor.
Raporda toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini mahalle bazında ortaya koyan tematik haritalar ve sentez haritaları sunulurken, farklı toplumsal cinsiyet eşitsizliği profillerine göre seçilen dört mahalle için mekânsal politika önerilerini ortaya konuyor.
Rapora göre, Beşiktaş ve Kadıköy ilçeleri yüksek öğretim mezunlarının en yüksek düzeyde temsil edildiği iki ilçe olarak ön plana çıkıyor. Rapor; Bakırköy, Şişli ilçelerinin mahallelerinde de bazı istisnalar dışında yüksek öğretim mezunları ağırlıkta olduğunu ortaya koyuyor.
Anadolu yakasında Üsküdar yine bazı istisnalar dışında yüksek öğretim mezunlarının ağırlık kazandığı ilçe. Arnavutköy, Sultangazi, Gaziosmanpaşa, Bayrampaşa, Bağcılar, Zeytinburnu ve Sultanbeyli ilçelerinde düşük eğitim profiline sahip mahalleler birbirinden çok farklılaşıyor.
Gazete Duvar’a konuşan TESEV Proje Koordinatörü Dr. Bürge Elvan Erginli’nin aktardığına göre, kadın ve erkek medeni durum haritalarında ise hiç evlenmemiş kadınların kentte toplam nüfus ve erkeklere göre çok az mahallede yüksek düzeyde temsil edildiği görülüyor. “Beşiktaş, Kadıköy gibi merkez ilçelerde yapı daha benzerken, çeperlere gidildikçe mahallelerde evli kadınların görece yüksek temsili, erkeklerin ise daha karma kategorilerle temsili görülüyor. Hane halkı büyüklüğü ile birlikte değerlendirildiğinde yalnız yaşayan kadınların kentin sınırlı sayıda mahallesinde yaşadığı varsayımını yapabiliriz.’’
“Kentteki hizmetlerden yararlanma hakkına herkes eşit şekilde erişemiyor”
Rapor kentteki hizmetlerden yararlanma hakkına herkesin aynı şekilde erişemediğini gösteriyor.
Erginli, bir mahallede yaşayan kadınlarla başka bir mahallede yaşayan kadınların kentteki hizmetlerden yararlanma derecesinin büyük farklılıklar gösterdiğini söylüyor.
“Kreşlere, hastanelere ve raylı ulaşım sistemlerine erişim haritaları mevcut demografik eşitsizliklerin ayrı bir boyutunu gösteriyor. Örneğin erişim analizleri sonucu ortaya çıkarılan haritalara göre raylı ulaşımdan yararlanabilme lüksüne çok az mahalle sakini sahip. Kamu kreşlerine erişim veya hastanelere erişim haritaları da yine çok sayıda mahallede azami 500 metre mesafede bu hizmetlerin bulunmadığını gösteriyor. Bu hizmetler özellikle kadınlar için çok önemli. Ekonomik anlamda erkeklere kıyasla daha dezavantajlı durumdaki kadınların toplu taşımaya erişimi büyük önem taşıyor. Ücretsiz anaokulları yine bakım yükünü üstlenen kadınların işgücüne ve kamusal hayata katılımı açısından çok önemli. Bu hizmetlere erişimdeki farklılıklar mevcuttaki eşitsizlikleri yeniden üretiyor, pekiştiriyor ve sürdürülebilir kılarak derinleştiriyor.”
Erginli, Beşiktaş gibi sakinleri en yüksek eğitim seviyesine sahip en küçük hane halklarının yoğunlaştığı bir ilçede bile derine inildiğinde kadınlar için farklı sorunlar bulunduğunu gördüklerini belirtiyor ve ekliyor:
Çözüme ilişkin öneriler
Rapor, farklı mahalle gruplarında eşitsizliği önlemek amacıyla geliştirilmesi gereken politikaların ve yapılması gereken faaliyetlerin de farklı olduğunu ortaya koyuyor.
Örneğin Beşiktaş’ın diğer mahallelerine kıyasla görece düşük eğitim seviyesindeki ileri yaşta kadınların yoğunlaştığı Mecidiye Mahallesi’nde aile sağlık merkezi sayısı ve nöbetçi eczanelerin artırılması gerektiği, mahalle sakinlerinin sosyalleşebilmek için satın alma gücüne uygun yeme-içme mekanlarının ve mahalle içi parkların artırılması gerektiği öneriliyor.
Şişli’nin Kuştepe Mahallesi için geliştirilen önerilerden biri de kadına yönelik şiddet ile ilgili. Kadına yönelik şiddetin haritalanması gerektiği, bunun için de Şişli Belediyesi’nin şiddet verileri ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin konu ile ilgili aldıkları şikayetlerin bilgisinin kullanılması öneriliyor.
Çocukların çok yüksek düzeyde temsil edildiği Sultanbeyli’nin Ahmet Yesevi Mahallesi’nde ise öne çıkan önerilerden biri Sultanbeyli Belediyesi’nde “Erken Çocukluk” adıyla hizmete dönüşen Sultanbeyli95 Programı’nın daha geniş gruplara hitap etmesi.
Küçükçekmece ilçesinin Atatürk Mahallesi’nde ise göçmen nüfusa yönelik mevcut ve gereken hizmetlerin tespiti gerekliliği üzerinde duruldu. Mahallede okul öncesi eğitim kurumları ve ilkokulların sayısının artırılması önerildi. Çözüm önerilerinden bir diğeri ise kadın istihdamını artırmaya yönelik mesleki eğitim kurslarının açılması oldu.’’
Kaynak: Duvar