Şöhret düşkünü sahte ünlüler olarak görülüp sıklıkla eleştirilen, ancak küresel ekonomiyi ve internet deneyimini biçimlendiren ‘influencer’lara sosyo-politik bir bakış…

Çağın yeni ünlüleri genellikle özel hayatının ayrıntılarını paylaşan şöhret düşkünleri olarak görülüp küçümseniyor. Ancak Forbes’a göre dünyada 50 milyondan fazla influencer var. Goldman Sachs sektörün 2027 yılına kadar 500 milyar dolar değere yaklaşacağını tahmin ediyor. Peki kim bu influencer’lar?
Economist’in internet sitesinde yayımlanan yazıda, internet deneyimini biçimlendiren sosyal medya influencer’larına yapılan eleştirilere rağmen küresel ekonomideki rollerini anlatıyor:
“Dijital kültürü biçimlendirmelerine rağmen influencer’lar özel hayatına dair ayrıntıları paylaşan ve fahiş fiyatlar karşılığında markalı ürünleri hiç düşünmeden pazarlayan şöhret düşkünü sahte ünlüler olarak görülüp sıklıkla küçümseniyor. Ancak influencer sektörünü ciddiye alan bazı yeni kitaplar, sosyal medyadaki en popüler kullanıcıların küresel ekonomiye nasıl biçim verdiğine ve sıradan insanların internette gördüğü şeyleri nasıl belirlediğine dair açıklamalar sunuyor.”
Washington Post teknoloji yazarı Taylor Lorenz sosyal medya trendleri ve internet kültürü konusunda önde gelen isimlerden. “Extremely Online” adlı kitabında influencer’ların çok güçlü olduğunu iddia ediyor.
Yazıda Lorenz’in influencer’lara bakış açısı şu şekilde özetleniyor:
“‘E-şöhretler’ diye anılan influencer’ların 1990’lardan bugüne uzanan hikayesini anlatan Lorenz’e göre bu yükselişin sebebi influencer’ların ünü ve lüksü ‘daha erişilebilir’ hale getirmesi. Lorenz internet üzerinden insanları etkilemeye kötü gözle bakıldığını ama bu pratiğin ‘tarihte ilk kez bu kadar çok insana emeğinin karşılığını doğrudan alma imkanı verdiğini’ söylüyor. Ebeveynliğin dertlerini altı haneli teşebbüslere çeviren ‘blog’cu annelerin’ ve kısa skeçlerle multi-milyoner olan ergenlerin hikayelerini anlatıyor.”
Siyasetçiler de oyuna girdi
Sosyal medya aktivizminin yükselişi ile birlikte influencer pratiği siyasete de bulaştı. Bazı siyasiler genç seçmenlerin gönlünü kazanmak için influencer’lara başvurabiliyor:
“Lorenz ayrıca influencer’ların geleneksel medyadaki yeni rolünü de inceliyor. Televizyonlar ve film stüdyoları bu hesaplardaki içeriklerden kendine yeni yıldızlar ve senaryolar yaratıyor.”
Yazıya göre bu konudaki tek iyimser Lorenz değil:
“Influencer Oenone Forbat ‘Bad Influence’ adlı otobiyografisinde influencer’ların on yıllık tarihini anlatırken bir yandan da bu kişilerin kültürdeki işlevine dair parlak bir tablo çiziyor. ‘Fotoğrafçı, videografiker, metin yazarı, yönetmen, editör, model ve pazarlama ekibinin yaptığı işi tek başımıza yapıyoruz’ diyen Forbat kitapta influencer’ların şöhretinin tesadüfi karakterine dair samimi bilgiler veriyor. Ancak iyimserliğine karşın ‘Bad Influence’ın gücü, hayatınızı sürekli bu kadar çok insanın gözleri önüne sermenin yol açtığı paranoyadan geliyor.”
Trump Üniversitesi’ne para kaptıranlar
Ateşli eleştirmenlerden biri olan Symeon Brown ise “Get Rich or Lie Trying” kitabında sektördeki dolandırıcıları, operasyonları, ırkçılık ve sömürüyü inceliyor.
“Gazeteci Brown sahtekarlığa bulaşan influencer’ların korkunç hikayelerini anlatıyor. Dolandırılan bazı isimler de zamanla ‘dolandırıcı influencer’lara’ dönüşüyor. Örneğin gayrimenkul eğitim programları açan ve bugün var olmayan Trump Üniversitesi’ne on binlerce dolar kaptırdıktan sonra kendi benzer tezgahını kuran kadının serüveni. Brown’a göre influencer’ların gerçek etkisi burada yatıyor: Sömürüyü internet öncesine kıyasla daha erişilebilir, yaygın ve şeytani hale getirmek.”
“Birbirinden hayli farklı olan bu kitaplarda ortak bir argüman var: Influencer’lar hem kültürümüzün ritmini hem de toplumdaki güç sahiplerini değiştirdi. Ancak kitapların hiçbiri influencer’ların saltanatının ne kadar süreceğine dair bir şey söylemiyor.”