29. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nın (COP29)11-22 Kasım tarihleri arasında Bakü’de düzenlendi. İklim uzmanları COP Zirvelerinin çıkmazda olduğunu, bir reform gerektiğini söylüyor. Azerbeycan devlet başkanının açılış konuşması da iklim aktivistlerinden büyük eleştiri aldı.

Fotoğraf: Sergei Grits/AP
The Guardian gazetesinde yayınlanan değerlendirme makalesi şöyle devam ediyor;
Küresel emisyonlar artmaya devam ediyor, karbon havuzları zarar görüyor ve 2100 yılına kadar 2,9°C’lik bir ısınma eşiğini aşma olasılığını artık göz ardı edemiyoruz. Bu, gezegenimizin geleceğiyle ilgili karanlık bir değerlendirme ve dünyadaki herhangi bir çevre örgütü tarafından yapılmış gibi görünebilir. Oysa bu değerlendirme, Bakü’de düzenlenen 29. BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda (COP29) dile getirilen, iklim uzmanlarından oluşan uluslararası bir gruba ait. Bu uzmanlar, geçen hafta yaptıkları açıklamada, COP zirvelerinin artık işlevlerini yerine getiremez hale geldiğini ve acil bir reforma ihtiyaç duyduğunu belirtti.
COP Zirveleri: Çok Laf Az Eylem
Aralarında eski BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ve eski BM İklim Şefi Christiana Figueres’in de bulunduğu bu grubun, uyarılarının doğruluğu ve zamanlaması nedeniyle takdir edilmesi gerekiyor. COP zirveleri, çok az eylemle sonuçlanan görüşmelerin simgesi haline geldi. Örneğin, fosil yakıtlardan “uzaklaşma” kararı alınması neredeyse 30 yıl sürdü; oysa bu süreçte fosil yakıtların tamamen terk edilmesine yönelik kesin bir karar alınması yıllardır büyük bir ihtiyaçtı.
Aliyev: Doğalgaz Tanrının Bir Armağanıdır
COP müzakerelerinin kötü durumunu, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in geçen hafta yaptığı açıklamalar daha da belirginleştirdi. Aliyev, doğal gazın “Tanrı’nın bir armağanı” olduğunu ve bu kaynakların pazara sunulmasından dolayı ülkelerin suçlanmaması gerektiğini söyledi. Çünkü “pazar buna ihtiyaç duyuyor,” dedi. Aliyev’in fosil yakıtların kullanımını savunduğu konuşması iklim değişikliğiyle mücadelede fosil yakıtların azaltılması gerektiğini savunan çevre örgütleri ve aktivistler tarafından eleştirildi. Aliyev’in fosil yakıtları savunan tutumu, COP29’da iklim finansmanı ve emisyon azaltımı konularında yeterli ilerleme kaydedilememesiyle ilişkilendirildi. Bu durum, zirvenin etkinliği konusunda eleştirilere yol açtı.
Bu arada COP29’da, gelişmekte olan ülkelerin küresel ısınmaya uyum sağlamasına yardımcı olacak finansmanı bulma veya gelecekte emisyonları nasıl azaltacağımızı belirleme konusunda çok az ilerleme kaydedildi. İklim düşünce kuruluşu Power Shift Africa’nın direktörü Mohamed Adow, bugün yaptığı açıklamada, “Bu, 15 yıllık COP deneyimimdeki en kötü ilk hafta oldu,” dedi.
Bu koşullar altında, tamamen yeni bir diplomatik girişimle sıfırdan başlama ve iklim değişikliğini daha hızlı ve etkili bir şekilde sınırlamanın yollarını bulma fikri cazip gelebilir. Bu, gezegenimizi giderek daha şiddetli seller, kuraklıklar ve fırtınalardan korumak için bir çözüm olabilir.
Ancak böyle ani bir adım atmak büyük bir hata olur. COP zirveleri, dünyadaki her ulusun – zengin ya da fakir – Dünya’yı kurtarma konusunda masada bir koltuk bulduğu tek toplantılar olmaya devam ediyor. Adow’un da belirttiği gibi, bu zirveler Winston Churchill’in demokrasiyi tanımladığı şekle benziyor; diğer tüm yollar kadar kötü, ama onlardan daha iyisi yok.
Fosil enerji kullanımının kaldırılmasını desteklemeyen ülkeler dışlanmalı
Bu kısıtlama göz önüne alındığında, geçen hafta Ban Ki-moon, Figueres ve diğerlerinin müdahalesi daha da önemli hale geldi. Zirvelerle devam edeceksek, onları etkili hale getirmenin yollarını bulmalıyız, diyorlar. Fosil enerji kullanımının aşamalı olarak kaldırılmasını desteklemeyen ülkelerin dışlanmasını öneriyorlar. Zirveler daha küçük, daha sık ve belirli iklimle ilgili sorunları çözmeye odaklanmalı. Ayrıca, ülkelerin iklim hedeflerine bağlı kalmalarını sağlayacak mekanizmalar getirilmeli. Zirvelere katılan binlerce fosil yakıt lobicisinin etkisi meselesi de ele alınmalı.