Selin Mavi, Kaos GL’deki yazısında, iş yerlerinde, süreç ve politikalara eleştirel yaklaşan kadın ve LGBTİ+’ların maruz kaldığı ‘üstü kapalı’ ayrımcılığı deşifre ediyor.

Selin Mavi / Kaos GL
Çalıştığım bir işyerinde idari anlayışta yaşanan radikal bir değişiklik sonrası işyerinden yaklaşık üç ayda yedi kişi ayrılmış, çıkarılmış ya da ayrılmak zorunda bırakılmıştı. Ayrılan sayısı, kurumun toplam çalışanlarının üçte biriydi.
Ayrılanların ortak bir özelliği vardı: Neredeyse tamamı iki yıldan fazla çalışmış tecrübeli kadınlardı.
Üzerine çok düşündüm. Bunun ne anlama geldiğini, sebeplerini o zaman da biliyordum, şimdi 8 Mart’ta bunu anlatmaya değer görüyorum.
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: O kişilerin kadın ve LGBTİ+ oldukları için işten çıkarıldığını ya da ayrıldığını düşünmüyorum. Bu kaba saba bir ayrımcılık olurdu çünkü, kurum kendine bunu yakıştıramazdı. Ne düşünüyorum, anlatayım.
İş yaşamının hatta yaşamın tümünün kadın ve LGBTİ+’lara gümüş tepside sunulmadığını çok iyi biliyoruz. Yaşamımız boyunca yetersiz ve eksik hissettiriliyoruz. Tabiri caizse “saçımızı süpürge ediyor” fakat “yaranamıyoruz.” Hayatın her alanında ayrımcılıklarla mücadele edip, eşitmiş gibi aynı yarışı koşuyoruz.
Kadınların ve LGBTİ+’ların yaşamları boyunca tecrübe ettiği tüm zorlukların onları hem daha dayanıklı, hem daha eleştirel kıldığına inanıyorum. Bunun politik ve sosyolojik nedenlerini anlamak güç değil.
“Me too” hareketinin de yarattığı rüzgarla birlikte çoğu şirkette şekilci bir “gender mainstreaming” akımı var. Ne demek istiyorum? Yeni nesil şirketlerin doğrudan, göstere göstere kadın ve LGBTİ+’lara ayrımcılık yapmadığı ya da yapamadığını, hatta kimi zaman bu ayrımcılıkları formalitelerin tümüne tik atarak yapabildiğini, maharetlerinin bu olduğunu iddia ediyorum.
Kadın ve LGBTİ+ çalışanların, var oluş hikayelerinin doğal bir sonucu olarak daha eleştirel olduğunu söylemiştim. Haksızlık, eşitsizlik, yolsuzluk, sindirme ve denetimsizliğe karşı antenleri daha açık, radarları daha iyi. Haliyle işverence kolayca gözden çıkarılabiliyorlar. Düzene sadakat ve eleştirel beceriden yoksunluk, pek çok işveren için daha makul çünkü.