SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin aylık konuşmalar dizisi SES’li Düşünüyorum’un Şubat ayı buluşmasında Mazars Denge CEO’su ve Sürdürülebilirlik Elçisi Dr. İzel Levi Coşkun’un sunuşuyla yaşam terazisinin dengesini sağlamakta anahtar bir bakış olabilecek “süreklilikten sürdürülebilirliğe geçmenin hayatiliği”ne mercek tutuldu.
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nin “birikimlerimizi paylaşmak, birbirimizden öğrenmek, birlikte üretmek” amacıyla aylık olarak düzenlediği konuşmalar dizisi SES’li Düşünüyorum’un Şubat ayı buluşması Mazars Denge CEO’su ve Sürdürülebilirlik Elçisi Dr. İzel Levi Coşkun‘un katılımıyla gerçekleşti. Etkinlikte
Çevrimiçi olarak düzenlenen etkinliğin açılış konuşmasını yapan Dr. Leyla Kayhan Elbirlik, İzel Levi Coşkun’un kişisel yaşam tecrübesi üzerinden kaleme aldığı Süreklilikten Sürdürülebilirliğe: Bir Kurumsal Sürdürülebilirlik Yolculuğu kitabında ışık tuttuğu sürdürülebilir dünya hedefinde bireysel dönüşümün öneminden bahsederek kitaptaki ilgili kısımları aktardı.
Sürdürülebilir bir dünya hedefine nasıl ulaşabileceğinin ive bunda bireysel dönüşümün öneminin irdelendiği etkinlikte Coşkun, süreklilik olmadan sürdürülebilirliğin mümkün olup olmadığı sorusu üzerinden sunuşuna başladı.
Dönüşümde bireysel harekete geçişin önemi
Coşkun, “Yıllardır iş dünyasının içindeyim. Bir şeylerin yolunda gitmediğini uzun süredir fark ediyordum. İş yapma tarzımız sürdürülebilirlikten uzaktı” diyerek şirkette yaratmaya çalıştığı dönüşümdeki faktörlerden bahsetti: “Dönüşümün yaratılabilmesi için üst yönetimdeki insanların buna samimiyetle inanması gerekiyor. Sorumluluk alması, farkındalık geliştirmesi ve aksiyon alması gerekiyor. Yönetim bunu yapmadığı sürece bu hedefin gerçekleşmesi mümkün değil.”
Dönüşümü başka kurum ve yapılardan beklemek yerine bireysel harekete geçmenin önemi üzerinde duran Coşkun, “Devlet böyle yapmalı, ülkeler şöyle bir karar almış, kanunlar böyle söylüyorun dışına çıkarak ben burada bir dönüşüm yaratmak istiyorsam ne yapmam gerekiyor diye kafa yormamız gerek” diye konuştu.
‘Süreklilik ile sürdürülebilirlik arasındaki farkı görmek bu işin başlangıcı’
“Şirkette dönüşüm yapmaya çalışırken ‘sürdürülebilirlik’ kavramının süreklilik ile karıştırıldığını gözlemledim” diyen Coşkun, süreklilik ve sürdürülebilirlik arasındaki farkları görmenin başlangıç için doğru bir nokta olduğuna işaret etti.
Coşkun, sunuşunda süreklilik ve sürdürülebilirlik arasındaki farkları maddeler halinde sıraladı:
“Sürdürülebilirlik dediğimizde uzun vadeli düşünmekten bahsediyoruz. Sürdürülebilirliğin tanımında bu var. Yani bugünün ihtiyaçlarını gelecek kuşakların ihtiyaçlarından ve kapasitesinden ödün vermeden karşılayabilmek. Biz şu anda yaptığımız işlerle gelecek kuşakların haklarını elinden alma gibi bir hakka sahip değiliz. Onları borçlandırmaya hakkımız yok. Uzun vadeli bir düşünce yapısına sahip olmamız gerek.”
Coşkun, işletmelerin ana hedefi olan kar maksimizasyonuna da değinerek şunları kaydetti: “Oysaki sürdürülebilir bize karı ‘optimize’ etmemizi salık verir. Elde ettiğimiz geliri, sosyal ve çevresel etkilerle dengelemek lazım. Çalışanlarımızın sağlığı ile oynuyorsak, çevreye zarar veriyorsak, maksimize edilen karın ne önemi var? Sürdürülebilirlik bize sadece kendi çıkarımızı değil sistemin çıkarını gözetmemizi öneriyor.”
Sürdürülebilirliğin en temel felsefelerinden birinin ‘büyüme’ olduğunu belirten Coşkun, “Halbuki sınırlı bir dünyada yaşıyoruz. Önceden lineer büyüme vardı, şimdi üstel büyümeden bahsediliyor. Sürdürülebilrlikte ise kalkınmadan ve gelişmeden söz edilir. Büyüme niceliseldir, kalkınma ya da gelişme ise nitelikseldir” dedi.
Coşkun, gelişmede adalet, ifade özgürlüğü, etik bakış açısı, kadının yönetime katılımı gibi değerlerin olduğunu kaydederek devamında şunları söyledi: “Büyümede ise ölçüm mekanizması para. Oysa bizim para hariç parametrelere ihtiyacımız var. Gayri safi milli hasılamız şöyle, peki gayri safi milli eğitimiz nedir? Cari açığımız varken etik açığımız nedir gibi sorularla karşılaştığımızda buna süreklilik bakış açısıyla yanıt vermek mümkün değil.”
Coşkun, süreklilik tarafına yapılan yatırımlarla dünyanın küresel bir krize girdiğinin altını çizerek, “Şu andan itibaren, sürdürülebilirlik tarafına yatırım yapmamız, doğru ölçüm mekanizmalarını oluşturmamız, paydaşlara yarattığımız etkiyi doğru bir şekilde ölçmemiz, ‘girdiler, aktiviteler, çıktılar ve sonuçlar’ kısmını döngüsel bir şekilde yeniden modelleyerek, bunlar arasındaki ilişkiyi entegre bakış açısıyla ortaya koymamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İzel Levi Coşkun kimdir?
1973 İstanbul doğumlu olan Dr. İzel Levi Coşkun, İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümünden mezun olduktan sonra, University of lllinois at Urbana Champaign’de MBA yaptı. 2004-2014 yılları arasında Marmara Üniversitesi’nde girişimcilik dersi veren Dr. Coşkun “Kurumsal Sürdürülebilirlik” konulu teziyle Marmara Üniversitesi Pazarlama Bölümü’nde doktor oldu.
1991 yılında iş hayatına atılan Coşkun, muhasebe, bağımsız denetim, vergi, danışmanlık ve iç denetim alanlarında uzmanlık kazandıktan sonra, 2010 yılından bu yana Türkiye’nin en büyük 5 muhasebe, denetim, vergi ve danışmanlık şirketi arasında olan Mazars Denge’de CEO ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Elçisi olarak görevine devam etmektedir.
Türkiye Sanayici İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), Business for Goals (B4G) Platformu ve Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) yönetim kurullarında yer almaktadır. Deniz Yaşamını Koruma Derneği (DYK), Buğday, Endeavor, Genç Yönetici İş İnsanları Derneği (GYİAD), Kültür Mirasını Koruma Derneği (KMKD), Türkiye Aİle İşletmeleri Derneği (TAİDER), Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) gibi birçok sivil toplum kuruluşunda aktif rol almaktadır.