Şili’de gerçekleşecek yeni anayasa yazma süreci toplumsal cinsiyet eşitliği açısından neler getirebilir?

Şili, geçtiğimiz sene hem “La Tesis” performansı, hem de hükümete karşı gerçeklesen kitlesel eylemleri nedeniyle sosyal hareketleri ve toplumsal cinsiyet mücadelesini takip edenlerin gündemdeydi. Protestoların hedefinde kadınların talepleri ile birlikte ülkede hakim olan derin eşitsizlik, sağlık ve eğitim politikaları da vardı. Kadınların liderlik ettiği, ulusal alanda mobilizasyon yaratan, ve yirminden fazla eylemcinin hayatını kaybettiği protesto hareketinin ana taleplerinden biri yeni anayasının yazılmasıydı.
Yeni anayasanın yazılması hakkında geçtiğimiz hafta pandemi yüzünden geç gerçekleşen referandumda ezici çoğunluk yeniden yazımı talep etti. Seçmenler, sadece yeni anayasanın yazılıp yazılmamasını isteyip istemediklerini değil, anayasayı yazacak oluşumu da oyladılar. BBC Türkçe’nin aktardığı gibi referandumda geçerli oyların yüzde 79,04’u, tamamı seçmenler tarafından belirlenecek kurulun anayasayı hazırlamasına onay verdi. Bu kurulda ise cinsiyet eşitliğinin olması ve yerli halkların temsilcilerine sandalye ayrılması kuralı konuldu.
Bu kural yeni anayasanın toplumsal cinsiyet eşitliği adına önemli adımlar atacağına dair umut veriyor. Jennifer M. Piscopo ve Peter Siavelis, Pinochet dönemi anayasasının on iki yazarı arasında sadece iki kadın olduğunu hatırlatarak bu kararın kadınların siyasi katılımı için çığır açan bir küresel standart oluşturduğunu söylüyor. Peki mevcut analiz ve aktarımlar Şili’deki kadın mücadelesini nasıl yorumluyor ve nelerin değişebileceğini gösteriyor ?
Şilili Kadınların Talepleri

Şili’deki kadın mücadelesinin gündemi, Latin Amerika’daki diğer ülkelerdeki mücadelelerle örtüşüyor ve uzun bir geçmişi var. Jacobin dergisinde yazan Pierina Ferretti’nin belirttiği gibi son yıllarda Şili’nin feminist hareketi “diğer ülkelerde olduğu gibi muazzam bir şekilde büyüdü ve ülkedeki en önemli kitle hareketi haline gelip, büyük ölçüde siyasallaştı.” Özellikle son protestolarda Şilili kadınlar, kendilerine yönelik şiddet, cinsel saldırı ve sokak tacizine duyduğu öfkeyi eylemlerinin merkezine taşıdı.
Ferretti, kadınların eşitsizliğin yükünü taşıdığını belirtip, ücretsiz ev işlerinin daha büyük yükünü omuzladığını söylüyor. Ferretti’ye göre geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri, eğitim ve işgücü gibi yaşamın tüm alanlarında sürüyor.
Toplumsal cinsiyet üzerinde çalışan gazeteci Charis Mcgowan, Guardian gazetesinde ele aldığı makalesinde ülkenin en büyük feminist savunuculuk grubu La Coordinadora Feminista 8M‘nin sözcüsü Alondra Carrillo’yu alıntılıyor. Carrillo, Şilili kadınların kürtajın önündeki bariyerlerin kaldırılması, toplumsal cinsiyetle ilgili şiddet ve işyerinde daha fazla eşitlik gibi sorunlar için mücadele ettiğini söylüyor. Şili Kadına Yönelik Şiddete Karşı Şiddet Ağı, Şili’de her yıl ortalama 130.000 aile içi şiddet vakasının bildirildiğini belirtiyor.

Şili’deki kadın mücadelesini üzerine çalışanlar, ülkenin boşanmayı 2004 yılına kadar yasallaştırmadığının altını çiziyor ve yapısal sorunların devam ettiğine işaret ediyor. Mcgowan, protestolar süresince Şili’den gerçekleştirdiği aktarımlarda Şilili kadınların “adalet ve eşitlik çağrısının sosyal ve ekonomik reformlar kadar önemli olmasını talep ettiklerini” söylüyor. “Nunca más sin nosotras” – bir daha biz kadınlar olmadan sloganını protestolarda sık sık duyduğunu belirtiyor. Bu slogan hem sosyal hareketlerde hem de kongrede duyuluyor. Referandumu müzakere ederken Şilili feministler ve kongre üyeleri anayasayı yeniden yazma sürecinde kadınların yüzde elli temsili olmasını talep etmesi ve bunu referandumun sonucu ile kazanması da kadın hareketinin kararlılığını gösteriyor.
Lo gritamos fuerte en la @CamaraDiputados exigimos #ConstituyenteParitaria para que la #NuevaConstitución se escriba con igual participación de géneros ✊🏼, y espero que mujeres elegidas sean parte de una ConvenciónConstituyente(AC) #NuncaMásSinLasMujeres #NadaSinNosotras pic.twitter.com/WyAv3CFXtX
— Daniella Cicardini Milla (@Dani_Cicardini) December 10, 2019
Bu videoda eşit temsil ve bir daha kadınlar olmadan asla sloganı atılıyor.
Yeni Anayasa Tartışmaları ve Toplumsal Cinsiyet
Özetle, yukarıda bahsedilen ana talepler yeni anayasa tartışmalarında toplumsal cinsiyet eşitliği için belirleyici olacak. Feministler, Cumhurbaşkanı Sebastian Piñera’nın sağcı hükümetinin kadın hakları meselelerini ele almak için çok az şey yaptığını ve kadınların mevcut kısıtlı koşullar altında kürtaj için daha da sınırlı erişime sahip olduğunu söylüyor. Şu an tamamen hukuki olmayan kürtaj hakkı, yeni anayasada kuşkusuz ele alınacak en önemli konulardan biri olacak.
Bir çok analiz Piñera’nın“bazen sadece erkekler istismar etmek istemiyor, aynı zamanda kadınlar kendilerini istismara uğradıkları bir duruma sokuyorlar” sözünü hatırlatıp, hükümetin bu konudaki algısındaki sorunları açığa çıkarıyor. Erkeklerin kadınlara uyguladıkları farklı şekildeki şiddetin tanınması ve cezalandırılması da bu tartışmalar arasına giriyor.
Sonuç olarak, yazım sürecinde gerçekleşicek tartışmalar toplumsal cinsiyet mücadelesini takip edenler için çok önemli olacak ve biz de Eşitlik, Adalet, Kadın platformu olarak takipte olacağız.
Ek Okuma Listesi
- A Feminist History of Violence against Women and the LGBTQIA+ Community in Chile, 1964–2018
- Chilean protests and women: One of the historic debts of pseudo democracy
- Chile’s day of women
- LatAm in Focus: The Role of Chilean Women in a New Constitution
Begum Zorlu