Demokrat Parti liderleri, İlhan Omar’ı ABD dış politikasının temelini oluşturan çifte standardı reddettiği için “ahlaki denklik” ile suçluyorlar. Ancak Omar haklı: Failler İsrail ya da Amerika Birleşik Devletleri olduğunda, sivillere yönelik öldürücü şiddet daha az suç haline gelmez.
Daniel Finn – Jacobin
Capitol Hill’deki kıdemli Demokratlar bir kez daha İlhan Omar’a saldırıyor ve onu en sevdikleri eğlencelerden biri olan Amerikan sağının saldırısına maruz bırakıyorlar. Bundan iki yıl önce de Minnesota Kongre Üyesi olan Omar’a saldırmış ve Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi’nin (AIPAC) kamuoyu tartışmaları üzerindeki etkisiyle ilgili paylaştığı zararsız bir sosyal medya yazısı için özür dilemesi için baskı yapmışlardı. Şimdi ise, Omar’ı “ABD ve İsrail gibi demokrasiler ile Hamas ve Taliban gibi ‘terörü destekleyen’ örgütler arasında yanlış denklikler kurmakla” kınayan bir bildiri yayımladılar.
Nancy Pelosi ve meslektaşları, tacizlerinin sonuçlarını bir gerekçe olarak sunuyorlar: “Kongre Üyesi Omar’ın ABD ile İsrail ve Hamas ile Taliban arasında ahlaki bir denklik olmadığı yönündeki açıklamasını hoşgörüyle karşılıyoruz.”
Bu açıklamadaki en çarpıcı ifade ise “ahlaki denklik”. Bu terim, insanlığa karşı işlenen suçları aklamak için bir araç olarak uzun ve aynı zamanda alçak bir tarihe sahip.
Pelosi ve onun gibi düşünenler “ahlaki denklik”ten şikâyet ettiklerinde aslında kast ettikleri çok başkadır: Hiçbir koşulda ABD ve müttefiklerini yaptıkları şeylerle yargılayamazsınız. Onları, insanlar arasında barışı, demokrasiyi ve iyi niyeti desteklemeye yönelik retorik iddialarına göre yargılamalısınız. Ne kadar masum insanı öldürürlerse öldürsünler, onları asla terör veya mücrimlik ile suçlayamazsınız. Bu tür etiketler, Hamas, Taliban ve Vladimir Putin gibi belirlenmiş “kötü adamların” münhasır özelliklerdir.
“Ahlaki denklik” etrafında dönen konuşmalar, aslında oldukça çirkin bir gerçeği örtbas eder: ABD dış politika konsensüsünün savunucuları, bunun etik normlarla desteklenemeyeceğinin açık şekilde farkındalar. Tüm devletlere ve devlet dışı aktörlere tutarlı bir ahlaki standart seti uygularsak, bu fikir birliği kısa sürede toza dönüşür.
Ne zaman bir politikacı bu terimi kullanırsa, onların kendi hükümetleri ya da onun yandaş devletleri tarafından işlenen vahşeti örtbas etmeye çalıştıklarını varsaymak çok da mantıksız değildir. Nancy Pelosi ve Demokrat liderliğin yaptığı açıklama da bir istisna değil. İmzacılar, İsrail ve ABD’nin Hamas veya Taliban gibi resmi düşmanlarla aynı ahlaki standartlara sahip olabileceği fikrine öfkelerini dile getiriyorlar. “Demokrasiler” ile “terörü destekleyen örgütler” arasında demirden bir kavramsal duvar örmek zorundalar çünkü ABD ve müttefikleri, defalarca kınadıkları “teröristlerden” çok daha fazla masum sivili öldürdü. Büyük kavramlar düzeyinden ampirik gerçeklik düzeyine iner inmez, dış politika fikir birliği dağılmaya mahkûmdur.
Yazının orijinal haline buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Çeviren: Gizem Evgin