Gülseren Onanç
BM İklim Zirvesi, COP26 Glasgow’da yapılıyor. 1995 yılından beri yapılan bu toplantılarda önemli adımlar atıldı; 1997’de Kyoto protokolü imzalandı ama devletleri üzerinde gerekli baskıyı kuramadı, bu nedenle 2015’te Paris Anlaşması imzalandı.
Ancak ülkelerin Paris anlaşmasına uyduklarını söylemelerine rağmen sera gazı salınımı ve ona bağlı olarak küresel ısınma ve iklim değişikliği devam ediyor. Zirvenin açılış konuşmasında Antonio Guterres, küresel ısınmaya referansla “Ya biz onu durduracağız ya da o bizi durduracak. Artık yeter deme vakti geldi. Kendi mezarımızı kazıyoruz” dedi. Devlet başkanları durumun acil olduğunu söylüyor.
Dünyanın her yerinden devlet başkanları, diplomatlar, aktivistler, iş insanları, lobiciler, gazetecilerden oluşan yaklaşık 30 bin kişinin katılımı ile gerçekleşen bu toplantıda alınacak kararlar dünyanın geleceği için çok kritik. Geçmiş 26 yıla baktığımızda umutsuz olmak için çok neden var. The Economist dergisi ise COP26 toplantısının önemli olduğu kadar hayal kırıklığı da olacağını söylüyor.
Küresel sıcaklık artışının 1,5°C ile sınırlanması iklim değişikliğiyle mücadele için çok kritik. Ancak birçok araştırma kuruluşu Paris Anlaşması’na taraf ülkelerin verdiği niyet beyanlarının bu 1,5 ya da 2 derece hedefini tutturmanın çok uzağında olduğunu söylüyor. Her ülke BM’ye sunduğu niyet edilen katkı beyanındaki gibi hareket ederse, küresel sıcaklık artışının 2,7 derecenin üzerinde olması bekleniyor. Yani devletlerin hedeflerini daha yükseltmesi ve uygulamayı hızlandırması gerekli.
İklim aktivisti genç kadınların çağrısına büyük destek
Dünyanın önde gelen iklim aktivisti 4 genç kadın, İsveç’ten Greta, Uganda’dan Vanessa, Polonya’dan Dominika ve Filipinler’den Mitzi dünya liderlerine hitaben açık bir mektup yazdı. Geleceğimizi kurtarma yolunda acilen yapılması gerekenleri sıralayan ve imzaya açılan mektuba çok kısa zamanda dünya çapında şimdiye kadar yaklaşık 1,7 milyon kişi imza attı.
İklim krizi konusunda “endişeli gençlik”
Greta Thunberg’in iklim krizi konusundaki örnek aktivizminin de katkısı ile gençler iklim krizi konusunda en endişeli olanlar. İngiltere’deki Bath Üniversitesi’nin Finlandiya, ABD ve İngiltere’deki üniversitelerle ortaklaşa yaptığı ve bu alandaki en geniş kapsamlı anket olduğu belirtilen çalışmaya göre ise, gençlerin yüzde 60’ı iklim krizi konusunda kendilerini “çok endişeli” veya “aşırı endişeli” olarak nitelendiriyor. Yüzde 45’lik bir kesim ise iklim değişikliğinin bu krizin günlük yaşamlarını bir biçimde etkilediğini dile getiriyor. Yine gençlerin üçte ikisi kendilerini korkutucu bir geleceğin, yüzde 56’sı da insanlığı ciddi felaketlerin beklediğini düşünüyor.
Gençlerin önemli bir kısmı siyasetçiler ve yetişkinler tarafından ihanete uğradıklarını, görmezden gelindiklerini ve yalnız bırakıldıklarını düşünüyor.
Çalışmaya katılan gençlerden birinin, “Ölmek istemiyorum ama çocukların ve hayvanların umursanmadığı bir dünyada yaşamak da istemiyorum” sözleri gençlerin iklim krizi ve siyasal iktidarlarla ilişkisini gösterir nitelikte.
İklim krizine kadın liderliği gerekli
İklim krizi ile mücadelede karar mekanizmalarında yeterince kadın temsili yok. Aktivistler iklim müzakerelerinde üst düzey pozisyonlarda kadın temsilinin düşük olmasının dünyanın geleceği için endişe verici olduğu konusunda uyarıyor. “İklim kararlarında kadın liderliğinin olmaması ekonomimizi, sosyal yapımızı, yaratıcılık ve çözüm üretme yeteneğimizi etkiliyor” diyorlar.
İrlanda’nın eski cumhurbaşkanı ve Elders dünya liderleri grubunun başkanı Mary Robinson, kadınları ve kız çocuklarının iklim krizi bağlamında merkeze alınması gerektiğini ifade ediyor: “Kadınların müzakere masalarına dahil edilmesi gerekiyor. Covid krizi toplumsal cinsiyet eşitsizliğini şiddetlendirdi, toplumsal cinsiyet eylem planını geliştirmemiz gerekiyor.”
Sürdürülebilir bir dünya için eşitlikçi ve adil bir sistem
İklim aktivistleri ve feministler özünde patriyarkanın olduğu bu sistemin değişmesini talep ediyor.
Gelir adaletsizliği ve yoksulluk üreten, iklim krizine yol açan, korku ve şiddeti arttıran kapitalist sistemin temellerini sorgulamak, adil bir toplum düzeni için mevcut ekonomik sisteme alternatif bir sistem inşasını talep ediyorlar.
İklim aktivistleri dünya liderlerinden değişim talep ediyor
İklim aktivistleri sistemi içerden, liderlere baskı yaparak değiştirmenin en hızlı yöntem olduğunu düşünüyor ve hükümet liderlerini sorumlu tutup aksiyon almaya çağırıyor.
İklim aktivistlerini temsilen dört iklim aktivisti genç kadının dünyadaki hükümet liderlerine yönelik iklim aciliyeti ile yüzleşmelerini talep ettikleri mektupta karbon emisyonlarını düşürmekte başarısız olan siyasetçileri “ihanet” ile suçluyor ve acil olarak aksiyon almalarını talep ediyor. Somut talepler şöyle;
- 1,5 derecelik hedefe ulaşmak için hızlı, etkili adımlar atın.
- Tüm fosil yakıt yatırımlarını, sübvansiyonları ve yeni projeleri derhal sonlandırın ve yeni fosil yakıt arama ve çıkarma çalışmalarını durdurun.
- Tüm tüketim endeksleri, tedarik zincirleri, uluslararası havacılık, denizcilik ve biyokütlenin yakılmasıyla üretilen toplam emisyon verilerini yayınlayarak yaratıcı karbon muhasebesine son verin.
- İklim felaketleri için ek fonlarla birlikte vaat edilen 100 milyar doları en savunmasız ülkelere verin.
- Çalışanları ve en savunmasız olanları koruyan ve her türlü eşitsizliği azaltan iklim politikalarını hayata geçirin.
6 Kasım Küresel Eylem Günü’nde buluşalım
Adil ve sürdürülebilir dünya için feministler ve iklim aktivistleri yeşil ve mor bir gelecek talep ediyor. Bunun için bugün harekete geçmek gerekli. Sizi benim de çağrıcısı olduğum Küresel Eylem Günü eylemine davet ediyorum. Bu sistem değişmeli diyen herkesi 6 Kasım Küresel Eylem Günü’ne katılmaya davet ediyorum. İklim ve gezegen için 6 Kasım’da eylemlerde buluşalım.
Mor ve yeşil geleceği birlikte inşa edelim.