Serpil Sancar ve Murat Göç Bilgin, CEID Erkekler, Erkeklikler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Haritalama ve İzleme Çalışması başlıklı raporunda, Türkiye’deki erkeklik krizinin parametreleri, değişim olanakları ve erkeklerin toplumsal cinsiyet eşitliğini savunmaları için politika önerileri üzerine yazdı.
- Bu yazı, CEID Erkekler, Erkeklikler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Haritalama ve İzleme Çalışması raporundan alınmıştır.
Serpil Sancar-Murat Göç Bilgin
Yaşadığımız çağda erkek üstünlüğü iddialarının, erken modernlik dönemlerinde olduğu gibi, biyolojik ve kana dayalı üstünlüklerle sürdürülemeyeceği açıktır. Bugün için erkeklerin üstünlüğüne yol açan cinsiyetçi işbölümünün, yani kadınların yapabileceği işler ve erkeklerin yapabileceği işler ayrımının; cinslere farklı haklar, farklı güçler ve yetkiler atfederek ve çoğunlukla biyolojik farklara dayandırarak sürdürülen cinsiyet farkları rejimlerinin meşruluğunu giderek yitirdiği açıktır (MacInnes, 1998).
Modernlik değerleri bu tür bir cinsiyet farkları rejimini giderek daha temelsiz hale getirmektedir. Modernlik öncesi ataerkil dönemden kalma arkaik bir düşünce olan erkeğin doğal üstünlüğü fikri, modern zamanlarda insanların eşitliği ilkesiyle her zaman çatışmıştır. Feminizmin eşitlik mücadelesi bu gerilimi tanımlayarak açığa çıkarttı. Erkek üstünlüğünün hiçbir nesnel/biyolojik temelde savunulamadığı günümüz dünyasında, erkek üstünlüğünü her alanda yeniden “icat edecek” iktidar stratejileri gelişiyor.
Bu gelişim oldukça istikrarsız ve kırılgan cinsiyet konumları ve değişken cinsiyet kimliklerinin giderek yaygınlaşması anlamına geliyor. Bugün hiçbir erkeği otomatik olarak üstün ve öncelikli kılacak ve bunu garantileyecek bir stratejinin kalıcı olmadığı söylenebilir. Bu durum erkek üstünlüğünün ayağının altından zeminin kayması olarak tanımlanabilir ve bu artık bir kuşaktan diğerine devredilecek erkeklik ayrıcalıklarının yok oluşunun ve bunun karşısında hayıflanma, korku ve endişe duygularının görünür hale gelmesinin nedenidir. Yapılan birçok araştırma erkeklik krizini daha çok ekonomik sebeplere dayandırmaktadır.
Erkekliği inşa eden sorumluluk, dirayet sahibi olmak, sadakat, dürüstlük, onur, akılcı olmak, çalışkanlık, otorite sahibi olmak ve otoritesinin başkaları tarafından kabul edildiğinden emin olmak, bilginin iktidarına sahip olmak ve bilgiyi otoritesini perçinlemek için kullanmak, fiziksel olarak güçlü ve cinsel olarak aktif olmak, şiddeti bir sorun çözüm yolu olarak araçsallaştırmak, baba olmak, karar verici ve uygulayıcı olmak gibi temel niteliklerin tümü ekonomik değişimlerden doğrudan etkilenir.
Bu sebeple ekonomik ve toplumsal kriz dönemleri, kaçınılmaz olarak, erkeklik krizlerine de yol açar. Şiddeti doğuran durumlar erkekliğin krize girdiği durumlar olarak ele alınabilir. Bir erkeği şiddete yönelten nedenleri “erkeklik kaybı korkusu” veya “erkekliğe tehdit algısı” olarak tanımlayabiliriz. Erkekliği tehdit eden, başkaları gözünde sorgulatan durumlar nelerdir diye baktığımızda kadınlardan aşağı hissetmeye neden olan durumlar, örneğin kendi denetimindeki kadınların itaat etmeyi reddetmesi, fiziksel ve cinsel yetersizlik, zekâ ve başarı anlamında başkaları yanında kendisiyle alay edilmesi, kararlarının sorgulanması, ailede sözünün dinlenmemesi, ailedeki kadınların kendi erkeklik itibarını zedeleyecek şekilde davranmasıdır. Castells. (1997).
Türkiye’de şiddet döngüsünü kırmak ancak erkeklerin ve şiddetin toplumsal dinamiklerinin değişebileceğine inanmakla mümkündür. Fiziksel/biyolojik olarak verili özellikler üzerinden değil; zamana ve toplumsal dinamiklere göre icra edilen bir toplumsal cinsiyet pratiği olmasıyla erkeklik, erkek üstünlüğüne dayalı olmayan erkeklik pratiklerini de mümkün kılar.
Değişim Ne Yönde?
Bugün yaşadığımız toplumların temel özelliklerine ilişkin önemli noktalardan biri de erkek egemenliğine dayalı modernitenin çözülmekte olduğudur. Erkek egemenliğine dayalı modernite yani ulus devletlere, zorunlu askerliğe dayalı erkek-vatandaş ordularına, erkek merkezli aileye, erkek kas gücüne dayalı endüstriyel fabrika üretimine dayalı modern toplum yapısı değişmekte ise bunu var eden erkek egemen sistem de değişecektir.
O zaman bu değişimin özelliklerine kısaca değinmeliyiz. Erkek egemen toplum ve egemen erkeklik denen şey aşınıyor; değişiyor ve bazen de başka bir alanda yeniden pekişerek var oluyor. Şöyle ki:
- Erkeklerin aile reisi olarak sahip oldukları otorite aşınıyor, sürdürülemez hale geliyor. Ailede otorite kaybı yaşayan erkekler şiddet kullanarak konumlarını sürdürmeye ve kadınlara ve çocuklara boyun eğdirmeye çalışıyor. Ama bu durum daha büyük krizlere yol açıyor. Kadınlara yönelik erkek şiddeti bütün dünyada ve Türkiye’de giderek artan ölçüde tepki ile karşılaşıyor ve önlemek için ciddi önlemler alınıyor.
- Erkeklerin aile geçimini sağlayabilmeleri için gerekli tam gün ve güvenceli istihdam olanakları giderek azalıyor. Giderek artan sayıda aile çalışan ve ev içi sorumlulukları da eşit paylaşan karıkocadan oluşuyor.
- Diğer yandan erkeklerin geçim sorumluluğunu kadınlarla paylaşmalarının getireceği değişimler erkekleri korkutuyor; “erkeklik krizi” olarak tanımlanan dönüşümler meydana geliyor.
- Erkeklerin kadınlar karşısındaki cinsel üstünlükleri giderek olanaksız hale geliyor çünkü kadınlar cinsellikle ilgili konularda giderek daha bilgili, deneyimli hale geliyor. Ucuz ve kolay doğum kontrol yöntemlerine ulaşım, tüp bebek, sperm bankası, vb. tıbbi gelişmeler kadınların kendi doğurganlıkları üzerindeki denetim olanaklarını artırıyor.
- Ulus devletlerin erkek vatandaşların zorunlu askerliğine dayalı ulusal orduları modeli giderek artan ölçüde kullanılamaz hale geliyor; profesyonel, paralı ordular bunun yerine geçiyor. Altsınıf erkekler dışındaki erkekler askerlik yapmıyor ve kışla eğitiminden geçmiyor. Erkeklerin kışlalarda kitlesel erkeklik eğitiminden geçmemesi klasik erkekliği ve militarizmi aşındırıyor. Ama öte yandan modern paralı/profesyonel ordular sınıfsal temeli farklı yeni militarizm türleri ile farklı erkekleri kuşatıyor.
- Erkeliğin sarsılmaz kalesi olan tek tanrılı dinler hukuk, siyaset ve üretim alanlarından geri çekildikçe artan ölçüde kadın bedenlerinin denetimi ve cinsel ahlak üzerine yoğunlaşıyor. Bu durum dindar kadınların itirazını artırıyor. Dindar kadınların cinsler arası eşitlik ve eşitlikçi din konusundaki yorumları önemli hale geliyor. Örneğin İslami feminizm ve benzeri sivil hareketlerin mücadeleleri tek tanrılı dinlerin eril üstünlük tarzını değişime zorluyor. Camilerde kadınlara ayrılan yerlerin eşitlenmesi, iyileştirilmesi için talepler dünyada ve ülkemizde önemli bir gündem oluşturuyor.
- Heteroseksüel erkekliğin meşruluğu aşınıyor; LGBTİ+ hareketi güçlenerek homofobi ve heteroseksizm eleştirisi görünür hale geliyor.
- Egemen babalık normu değişiyor. Para kazandığı için geçimi sağlayan ama çocuğuna duygusal olarak uzak, mesafeli bir otorite figürü olarak baba modeli anlam yitiriyor. Çocuklarıyla duygusal ilişkiler kurabilen ve birlikte yaşama/deneyimleme arzusu taşıyan yeni babalık modeli popülerleşiyor. Kuşaklar arası erkeklik değerlerinin aktarılması krizi ortaya çıkıyor.
- Değişen istihdam koşulları değişen aile ve değişen erkeklik formları oluşturuyor. Neoliberal esnek istihdam modellerinin egemenliği erkekler için tam gün ve güvenceli istihdam olanaklarını sınırlandırdıkça erkek parasına ve geçim sağlama sorumluluğuna dayalı istihdam kalıpları aşınıyor.
- Güvencesiz erkek emeği ve artan erkek işsizliği, artan kadın istihdamıyla dengelendiği ölçüde daha eşitlikçi toplumsal ilişki modelleri ortaya çıkıyor. Ama kadınların istihdamı aile geçimini dengeleyecek oranda artmıyorsa bu gerilim erkekleri şiddete ya da farklı (yasadışı, enformel, çift vardiyalı, vb.) para kazanma yollarına itiyor.
- Az eğitimli, genç ve yoksul ailelerden gelen, yeterince kültürel sermayeye sahip olmayan erkekler açısından yeni riskler ortaya çıkıyor: Taşeron işçilik, biata dayalı “yanaşmalık”, tetikçilik, paralı askerlik…
- Kadın hakları mücadelesi erkek ayrıcalıklarını yasaların gücüne bağlayan kuralları değiştiriyor; yasalar değişiyor ve daha eşitlikçi yasalar uygulamaya konuluyor. Örneğin, aile içinde kadınlara ve erkeklere eşit haklar anayasal ve yasal garantilere kavuşuyor.
- Kızların çocuk, erken yaşta veya zorla evlendirilmeleri ulusal kalkınmayı ve modern toplum olmayı engelleyen, ülkeyi dünya karşısında geri duruma düşüren bir kötülük olarak tanımlanmaya başlanıyor; çözümler aranıyor; eylem planları yapılıyor.
- Bütün bu gelişmeler karşısında korku ve tedirginlik duyan erkekler tepkisel davranışlara destek veriyor. Kadın haklarına karşı, kadın düşmanı siyasi çıkışlar kamuoyunda görünür hale geliyor.
- Artan erkek şiddeti, terk edilen, reddedilen, itaat edilmeyen erkeğin şiddeti, kadınların gücü arttıkça artıyor. Ama aynı oranda toplumun genel sorunu haline geliyor. Ama hâlâ kadına yönelik şiddet/aile içi şiddet olarak adlandırılıyor. Fail erkek sorumlu konumda tanımlanmıyor. “Erkek şiddeti” denmiyor.
- Kadınlar arasında “erkek düşmanlığı” yayılıyor; aynı zamanda erkek şiddetine karşı çıkan erkeklerin ve kadın hakları savunuculuğu yapan erkeklerin oranı artıyor.
- Erkek şiddetinin cezasız kaldığına dair kanaat güçleniyor ama diğer yandan erkek şiddetine karşı duyarlılık ve takip artıyor. Erkek şiddeti giderek daha az gizli kalabiliyor.
- Sokakta adalet ve ahlak kurucu güç olarak yeni eril şiddet tarzları gelişiyor. “Öfkeli erkek” sokakta suçluları cezalandırıyor. Linç girişimleri, nefret suçlarının artışı, yabancı düşmanlığı, uygunsuz kadınları cezalandırma sıklığı, taciz ve tecavüz suçlarında artış gözleniyor.
Erkeklerin Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Savunmaları İçin Politika Önerileri
Aşağıda, Barker ve ekibinin yaptığı çalışmayı biraz daha genişleterek ve geliştirerek, erkeklerin ve oğlan çocuklarının toplumsal cinsiyet eşitliğine katılımını sağlamada olası politika geliştirme alanlarını ve seçeneklerini şöyle sıraladık.
Eğitim Sektörü
- Eğitim müfredatının toplumsal cinsiyet basmakalıp yargılarından arındırılması
- Okul içi ve çevresinin fiziksel ve cinsel saldırıdan ve tacizden arındırılması
- Oğlan çocuklarının ihtiyaçlarının ve karşılaşabileceği zorlukların öngörülmesi, akran zorbalığının, cinsel yönelim ve cinsel kimlik farkındalığının ve ihtiyaçlarının doğru tesis edilmesi, oğlan çocuklarının toplumsal cinsiyet eşitliği bilincini kazanması
Kamu Güvenliği
- Daha fazla sayıda kadının emniyet güçleri ve silahlı kuvvetlerde görev almasının teşvik edilmesi
- Emniyet güçlerinin ve silahlı kuvvetlerin toplumsal cinsiyet politikaları ve insan hakları konusunda eğitilmesi
- Emniyet güçleri ve silahlı kuvvetlerin toplumsal cinsiyet temelli şiddetin önlenmesinde mevcut yasal düzenlemelere uymalarının sağlanması, aksi takdirde yasal sorumlu sayılmaları
Sağlık Sektörü
- Sağlık hizmeti verenlerin, kadın, erkek, ve LGBTİ+ bireylerin özel ihtiyaçlarına karşı duyarlı olacak ve karşılayacak şekilde eğitilmesi
- Erkeklerin, bedensel ve ruhsal sağlık şikâyetleri söz konusu olduğunda sağlık yardımı alma konusunda teşvik edilmesi, özellikle koruyucu sağlık hizmetleri ve cinsel sağlık alanlarında erkeklere yönelik programlar hazırlanması
- Erkeklerin alkol, uyuşturucu ve sigara alışkanlıklarını azaltmak, alkol ve uyuşturucu nedeniyle oluşan kazalara ve şiddet vakalarına karşı özel önlemler geliştirmek
İnsan Hakları
- Ayrımcı ve küçük düşürücü toplumsal cinsiyet temsillerinin medya yoluyla yayılmasını engellemek için gerekli düzenlemeleri yapmak
- Eşcinsel çiftlerin kanun önünde eşit haklara sahip olması için gerekli yasal düzenlemeleri yapmak
Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı
- Cinsel yollarla bulaşan hastalıklar, özellikle de HIV testlerinin ve tedavi politikalarının toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde herkes için erişilebilir olmasını sağlamak
- Ulusal üreme politikalarını kadınlar kadar erkeklerin de rol ve sorumluluklarını vurgulayacak şekilde düzenlemek
- Çocuk yaşta ve zorla evliliklerin önlenmesi için gerekli çalışmaları yapmak, erkeklerin bu çalışmalara destek vermesini sağlamak
- Cinsel sağlık eğitimini eğitim müfredatının bir parçası haline getirmek
Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ve Zararın Hafifletilmesinde Yerel Yönetimlerin Rolü ve Sorumlulukları
- Yerel yönetimler düzeyinde kadına yönelik şiddetin önlenmesi için gerekli yasal ve kurumsal düzenlemelerin yapılması, bu düzenlemelerde ve uygulamasında erkeklerin aktif görev almasının sağlanması
- Yerel yönetimlerin kapasitelerinin geliştirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği birimlerinin erkekler, kadınlar ve tüm cinsel kimlikler ve cinsel yönelimleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi
- Yerel yönetimlerin, medya ve tanıtım araçları aracılığıyla toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik farkındalığı artırması, erkeklere yönelik olarak şiddet, cinsel sağlık ve babalık eğitimlerini de kapsayacak şekilde eğitim programları düzenlemesi
Ekonomik Destek ve İşyerinde Toplumsal Cinsiyet
- Yoksullukla mücadele politikalarının özellikle göçmen ve bekâr babaları da içine alacak şekilde genişletilmesi
- İşverenlerin toplumsal cinsiyet ayrımcılığı, toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve ataerkil anlayış konularında farkındalığını yükseltmek, yasal düzenlemeler ve sorumluluklarıyla ilgili bilgilendirmek ve toplumsal cinsiyet eşitliğini bir kurumsal politika haline getirmek
- Kadınların ve LGBTİ+ bireylerin işgücüne ve karar mekanizmalarına katılımını artırarak işyerinde toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, erkeklerin karşı karşıya kaldığı ekonomik ve toplumsal beklentileri ve baskıları azaltmak İşyerlerinde cinsel tacizi ve cinsel şiddeti önlemeyi bir kurumsal politika haline getirmek, bunun için komisyonlar kurmak
Babaların Ebeveynlik ve Bakım Sorumluluklarını Üstlenmesi
- Babaların doğum iznine ayrılması ve bakım sorumluluklarını üstlenmesi için yasal ve kurumsal düzenlemeleri yapmak
- Boşanma davalarında, babanın da ortak velayet ve sorumluluk sahibi olmasını yaygınlaştıracak yasal düzenleme ve uygulamaları teşvik etmek
- Doğum öncesi ve doğum sonrası bakımda kadınlara destek olması için erkeklerin eğitilmesi, teşvik edilmesi ve yönlendirilmesini sağlamak
- Çocukların okul içi ve okul dışı eğitimlerinde babaların aktif sorumluluk üstlenmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak, olumlu uygulamaları tanıtarak yaygınlaştırmak
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.