Ocak ayından bu yana Fransa’da milyonlarca emekçi, hükümetin emeklilik reformunu protesto etmek için sokaklara döküldü. Reformlardan orantısız bir biçimde etkilenecek olan kadınlar ise protestolarda başı çekiyor.

Eda Doğançay
Fransa Cumhurbaşkanı, yeniden iktidara gelmesinin üzerinden bir yıl geçmeden, bugüne kadarki en büyük siyasi krizle karşı karşıya. Emeklilik ilgili reformlar Fransa genelinde tepkilere yol açtı. Macron’un sokaklardaki fırtınayı dindirmek için ne önereceği ise belirsizliğini koruyor.
Hükümet, emeklilik yaşını 62’den 64’e yükseltilmesini ve tam emeklilik için gereken şartların ağırlaştırılmasını, değişen demografik yapı karşısında emeklilik sistemini dengelemek için gerekli olduğunu savunuyor. Ancak sendikalar önerilen tedbirlerin adil olmadığını ve kariyerlerine erken başlayan çalışanları ve kadınları orantısız bir şekilde etkileyeceğini söylüyor.
Reform karşıtları, emeklilik tartışmasını çok daha geniş bir çerçeveye oturtmayı başararak Macron döneminde servetin nasıl dağıtılacağı ve önerilerinin yükünü en yoksul ve en kırılgan kesimlerin taşıyıp taşımayacağı sorularına odaklanıyorlar.
Kadınlar iş hayatında halihazırda dezavantajlı durumdalar çünkü hem erkeklerden daha geç emekli oluyorlar hem de kadınların ortalama emekli maaşı erkeklerinkinden yüzde 40 daha düşük. Bunun sebebi ise, çalışırken ücretlerin erkeklerinkinden düşük olması, kadınların meslek hayatının doğum izinleriyle kesintiye uğraması, yarı zamanlı çalışma, güvencesiz çalışma. Kadınlar, prim ödeme süresinin uzatılmasından, emeklilik yaşının yükseltilmesinden en fazla zarar görenler oluyor.
Kadınlar reformdan dezavantajlı mı çıkacak?
Ekonomistler yeni emeklilik reformunun zaten var olan bu eşitsizliği daha da derinleştireceğini savunuyor.
Mevcut emeklilik hakları, kadınların doğum izinlerinin tamamını kullanmaları halinde 62 yaşında işten ayrılmalarına ve tam emeklilik maaşı almalarına imkan tanıyor. Ancak Macron’un emeklilik reformu artık bu doğum iznini dikkate almayacak ve bu da annelerin emekli olmadan önce iki yıl daha beklemek zorunda kalacağı anlamına geliyor.
Paris Ekonomi Okulu’nda sağlık ekonomisti olan Elena Bassoli’ye göre, reform belirli sektörlerde çalışan kadınları da olumsuz etkileyecek.
Bassoli, “Çoğunlukla kadınların istihdam edildiği meslekler yani hemşireler, öğretmenler ya da temizlik görevlileri, özellikle kariyerlerinin sonuna yaklaşan kadın çalışanlar emeklilik reformundan ağır bir şekilde etkilenebilir. Fiziksel olarak zorlayıcı bu tür işlerde bir ya da iki yıl daha fazla kalmak, örneğin kadınların sağlığı üzerinde olumsuz bir etki yaratabilir” diyor.
Hükümet kadınlar için asgari emekli maaşını artırma sözü verse de uzmanlar bu politikanın – memnuniyetle karşılanmakla birlikte sadece işgücündeki az sayıda kadına fayda sağlayacağını savunuyor.
“Bu artış için iki koşul var: tam 43 yıl çalışmış olmanız gerekiyor. Ancak kadınların %40’ı kariyerlerini tamamlamadan emekli oluyor,” diyor toplumsal cinsiyet eşitliğinden sorumlu CGT Kadrolar Sendikası Genel Sekreteri Sophie Binet.
“İkinci koşul ise bu kariyerin tamamının tam zamanlı olması ve kadınların %30’unun yarı zamanlı çalışması. Dolayısıyla pek çok kadın bu emeklilik zammından yararlanamayacak.”
Sendikalar ise emeklilik yaşının 60’a indirilmesi ve tam emeklilik koşullarında emekli maaşının asgari ücrete eşit olmasını, en düşük emekli maaşına zam, yarı zamanlı çalıştırılmış tüm işçiler için tam emeklilik hakkı güvencesi, annelik ve babalık izninin kaza ve hastalık izinleri gibi kabul edilmesini talep ediyorlar.
Kaynaklar: Euronews, France24, Kadinisci.org