SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği, gazeteci Barçın Yinanç’ın moderatörlüğünde Emekli Büyükelçi ve BM Uyuşturucu, Suçun Önlenmesi Viyana Ofisi Başkan Yardımcısı Sumru Noyan ile, yeni yayınlanan Aklımda Kalanlar kitabı üzerine bir söyleşi düzenledi.

SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği, gazeteci Barçın Yinanç’ın moderatörlüğünde Emekli Büyükelçi ve BM Uyuşturucu, Suçun Önlenmesi Viyana Ofisi Başkan Yardımcısı Sumru Noyan ile, yeni yayınlanan Aklımda Kalanlar kitabı üzerine bir söyleşi düzenledi.
Açılış konuşmasını yapan SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği kurucu başkanı Gülseren Onanç, “Bugün benim hayranı olduğum, kadın kimliğiyle uluslararası arenada, kimliğinden hiç vazgeçmeyen, bütün baskılara rağmen kimliğini koruyabilen müthiş bir kadının anılarını kaleme aldığı kitabını konuşacağız.
Daha sonra sözü alan gazeteci ve yazar Zeynep Oral ise Sumru Noyan’ı şu sözlerle anlatarak söyleşiyi başlattı: “Sumru ‘Nasılsa beni seçmezler’ diye girdiği Birleşmiş Milletler sınavında yüzlerce aday içinden sıyrılıp üst düzey yönetici oldu. Aklımda Kalanlar adlı kitabında bizi ülkeden ülkeye dolaştırıyor: İran, Afganistan, Lübnan, Myanmar, Pakistan Tacikistan, Kamerun, Etiyopya… Ama bu ülkelerin saraylarında, lüks egzotik, folklorik romantik ortamlarında falan değil… Silahların patladığı, kaçakçıların, mafyanın cirit attığı, kadınların horlandığı, yok sayıldığı, kapatıldığı, ortamlarda çalıştı. Her an risk alarak erkek egemen alanlarda tek kadın, tek Türk kadın olarak görevini sürdürdü.”

“Yavaş yavaş alıştılar kadınlara”
Barçın Yinanç’ın moderatörlüğünde gerçekleyen söyleşide, Dışişleri bakanlığında kadın olmanın zorluklarına değinen Sumru Noyan, o günleri şöyle anlattı:
“Dışişlerinde kadın memur sayısı sekizdi. Kadınlar diplomat olarak görülmüyordu. Çalışmaya başladığım dairede herkes kadın düşmanıydı. Alev Kılıç yakın arkadaşımdı, biz birlikte başladık çalışmaya. Yapsan da olur yapmasan da olur, tavrına maruz kaldık ama sonra yavaş yavaş alıştılar kadınlara.”
1998’de BM Uyuşturucu Maddelerle Mücadele ve Suçun Önlenmesi Ofisinde Dış İlişkiler ve Fonların Yönetimi Başkanı, 2001 yılında BM Viyana Ofisi Başkan Yardımcısı (Büyükelçi sıfatıyla) ve BM Uyuşturucu Maddelerle Mücadele ve Suçun Önlenmesi Ofisi Başkan Vekili, 2006 yılında Dışişleri Bakanlığı Müşaviri olan Noyan, BM’de göreve ilk başladığı günlerde yaşadığı zorlukları şöyle anlattı:
“Gittiğimde beni karşılayan kimse olmadı, odamı kendim buldum. Personel bana kocaman bir dosya verdi. Bomboş bir oda. Ne sekreter var, ne bir şey. Ama ben hakkımı aradım, sekreter buldum, başka bir odaya geçtim. 100 kişi çalışıyordu yanımda, kendilerini bana tanıtmadılar. Uzmanlar talimatlarıma burun kıvırdı. 6 ay sabırla bekledim, ama sonra hepsi kol kanat gerdiler.”
İran, Afganistan, Lübnan, Myanmar, Pakistan Tacikistan, Kamerun, Etiyopya gibi pek çok ülkeye seyahat eden Noyan, söyleşide farklı dönemlerde başından geçen ilginç anekdotları, çalışma disiplinini ve diplomasideki anılarını da paylaştı. İranlı yetkililer ve bir Türk müsteşarıyla yaşadığı bir toplantı krizine de değinen Noyan’ın anlattıkları onun bir kadın diplomat olarak yaşadığı zorlukların ötesinde, eşitlikçi duruşundan hiçbir zaman taviz vermeyen tavrını çok iyi özetliyor:
“Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın büyüdüğü dönemlerdi. Zirve bu defa istanbulda yapılacaktı. İran temsilcisi müsteşar yardımcısına masanın etrafında bir kadının oturamayacağını söyledi. Konferansın sekreteriydim aynı zamanda. Sekreterler de cumhurbaşkanının yanında oturur. Onun üzerine müsteşar yardımcısına, ‘ Onlara söyleyin, ben oturmaya devam edeceğim’ dedim. ‘Nolur vazgeç’ dedi. Ben de ‘Bütün basın burada, istifa ederim dedim’ dedim. Gece yarılarına kadar İran temsilcileriyle toplantı yaptım. Başı açık bir şekilde oturdum zirvede.”
