Doç. Dr. Melek Birsel, Prof. Dr. Deniz Elber Börü, Prof Dr. Güler İslamoğlu’nun yaptığı “Güvenilir ve güvenilmez insan özellikleri karşılaştırması” araştırmasına göre, ‘dürüstlük’ güvenilir insan, ‘yalan söylemek’ ve ‘ikiyüzlülük’ ise güvenilmez insanın baş özellikleri arasında yer alıyor.
Araştırmanın yazarlarından Doç. Dr. Melek Birsel ile, araştırmanın toplumsal çıkarımları üzerine konuştuk.
“Güvenilir ve güvenilmez insan özellikleri karşılaştırması” başlıklı araştırmanın sonuçlarına göre, güvenilir insanı tanımlamak için “dürüstlük”, “yalan söylememek”, “sadakat”, “samimiyet”, “saygılı olmak”, “sır tutmak”, “güvenilir olmak”, “yardım severlik”, “açık sözlülük”, “sözünü tutmak” ifadeleri ilk 10 sırada yer aldı. Güvenilmez insanı tanımlamak için ise “yalan söylemek”, “ikiyüzlülük”, “dedikodu yapmak”, “bencillik”, “tutarsızlık”, “söz tutmamak”, “samimiyetsizlik”, “dürüst olmamak”, “aşırı çıkarcılık”, “ağız gevşekliği” ifadeleri ilk 10 sırada ortaya çıktı.
Çıkan bir diğer sonuç ise, güvenilir insan konusunda farklı kültür ve farklı zaman diliminde yapılmış çalışmalar karşılaştırıldığında, güvenilir insanı tanımlamak için aranılan en önemli özellikler değişim göstermemesi.
Güvenilmez insan her zaman güvenilir insanın zıddı değil
Araştırmada, güvenilir insan ifadeleri ile güvenilmez insan ifadeleri karşılaştırıldığında, güvenilir insan tanımında kullanılan olumlu ifadelerin, güvenilmez insan tanımlamasında zıttı olan olumsuz ifadeler olarak yer aldığı da gözlendi.
Örneğin, güvenilir insan tanımlamasındaki “dürüst olmak” özelliği, güvenilmez insan tanımlamasında “dürüst olmamak” olarak yer almadı. Ancak, güvenilmez insan için aranan özelliklerin her zaman güvenilir insanın tam zıddı olacağı bulgusuna ulaşılmadı. Güvenilmez insan özellikleri altında yer alan “çıkarcılık”, “ağız gevşekliği”, “egolu olmak”, “iftira etmek” ve “vefasızlık” özellikleri zıt ifadeler ile güvenilir insan tanımı altındaki özelliklerde yer bulmadı. Aynı şekilde “yardımseverlik” “açık sözlülük” “anlayışlı olmak” “dinlemeyi bilmek” “iyi niyetlilik” “adaletli olmak” “fedakârlık” ve “hayvan sevmek”, “merhametli olmak”, “cesaretli olmak” ve göz teması kurmak” güvenilir insan tanımında aranan özellikler olarak sıralanırken güvenilmez insan tanımında zıt
ifadeleri görülmedi.
Araştırmanın yazarlarından Doç. Dr. Melek Birsel ile, araştırmanın sonuçları üzerine konuştuk.
Çalışmanızın arka planından biraz söz eder misiniz?
2001 yılında Deniz Elber Börü’nün “Örgütlerde Güven Ortamının Yaratılmasında İlk Adım .. Güvenilir İnsanlar Kim?’ başlıklı araştırmasından yola çıkarak 2014 yılında Börü, Birsel Yurtkoru ve İslamoğlu’nun ‘Güvenilir İnsan Tanımı Değişiyor mu’ başlıklı araştırmamızla bağ kurarak bu son çalışmamızı gerçekleştirdik.
2001 yılında Elber Börü tarafından yapılan çalışmada Türk Toplumu açısından güvenilir insanda aranılan özellikler ile ilgili bir anket formu geliştirilmiş ve bundan sonra yapılacak çalışmalara bir temel oluşturması amaçlanmıştır. Hem öğrenci hem de çalışan kişilerle yürütülen bu çalışmada güvenilir insanda aranılan özelliklerin ‘ÖZGÜVEN’, ‘DİĞERKAMLIK’ (ÖZGECİLİK), ‘UYUMLULUK’, ‘DÜRÜSTLÜK’, ‘SEVECENLİK’, ‘AÇIKLIK’, ‘TUTARLILIK’, ‘BİLGİLİ OLMAK’, VE ‘DEDİKODU YAPMAMAK’ olduğu ortaya çıkmıştır.
2012’de yürüttüğümüz ‘Güvenilir İnsan Tanımı Değişiyor mu’ başlıklı çalışmamız ise bu ilk çalışmanın devamı niteliğindedir. Yıllar içinde güvenilir insan için aranan en önemli özellikler arasında dürüstlüğün ve tutarlılığın hala bu çalışmada da yer aldığı dikkat çekmiştir. İlk çalışmada (2001) yer alan ‘açıklık’, ‘bilgili olmak’ ve ‘dedikodu yapmamak’ ise güvenilir insan tanımlamasında aranan özellikler arasında görülmemiştir.
Amaç zaman içinde ‘güvenilir insanı’ tanımlamak için kullanılan ifadelerin değişip değişmediğini görmekti. Bu ikinci çalışmada bir diğer amaç geleneksel ve modern eğilime göre bu özelliklerin değişip değişmeyeceğini ortaya çıkarmaktı. Bulgulara göre bireylerin modernlik eğilimi arttıkça ‘özgüven’, ‘diğerkamlık’, ‘dürüstlük’, ‘sevecenlik’ ve ‘tutarlılık’ boyutları güvenilir insan tanımlamasında daha aranılır olurken; ‘uyumluluk’ gelenekçi eğilim arttıkça daha aranan özellik olarak göze çarpmıştır.
Ayrıca ikinci çalışmada güven duyma konusundaki boyutlara, birinci çalışmadan daha fazla değer atfettikleri de görülmüştür. Bir başka değişle, kişiler güven duymada bu boyutları daha çok arar hale gelmişlerdir.
2020 yılında yapmış olduğumuz son çalışmamızda ise güvenilir insan ve güvenilmez insan özelliklerinin birbirinin zıttı olarak bulgulanıp, bulgulanmayacağını merak ettik. Bu kapsamda yapılan çalışmanın sonucunda ‘dürüstlük’ yine en önemli özellik olarak karşımıza çıkarken dürüstlüğü desteklediğini düşündüğümüz ‘yalan söylememek’, ‘sır tutmak’, ‘açık sözlülük’ ve ‘sözünü tutmak’ gibi özellikler de aranılan ilk 10 özellik arasına girmiştir.
Daha önceki çalışmalarımızla karşılaştırdığımızda ise üç çalışmanın da ortak bulgusu olarak güvenilir insanda aranan özellikler arasında yerini korumuş olan iki özellik ‘dürüstlük’ ve ‘tutarlılık’ olarak karşımıza çıkmaktadır. 2020 yılında yapılan çalışmanın dikkat çeken bir bulgusu daha önce hiç rastlanmayan ‘Empati kurabilmek’ özelliğinin sıralamaya girmesidir.
Son çalışmamızda güvenilir insan özelliklerinin yanı sıra güvenilmez insan özelliklerini de merak ettik ve elde ettiğimiz sonuçları incelendiğinde güvenilmez insan özellikleri olarak en önemli özellik ‘yalan söylemek’ ve ‘ikiyüzlülük’ görülmesine rağmen ‘söz tutmamak’, ‘dürüst olmamak’, ‘aşırı çıkarcılık’ ve ‘ağız gevşekliği’ gibi dürüstlüğe işaret eden özellikler yine ilk 10 sırada yer almıştır. ‘Tutarsızlık’ da yine güvenilmez insan özelliği olarak ilk 5 de yerini korumuştur.
Bu araştırmayı, Türkiye’de hem siyasi hem de sivil toplum açısından değerlendirdiğinizde, nasıl yorumlarsınız? Araştırma sonuçları bu alanlarda faaliyet gösteren kişiler için ne anlama gelebilir sizce?
Güven olgusunu sivil toplum ve politik platformlara taşıdığımızda yine dürüstlük ve tutarlılığın toplumun güvenini kazanmak için çok önemli iki özellik olabileceğini düşünüyoruz. Hem STK’ların hem siyasi lider ve partilerin verdikleri mesaj ve hizmetlerin dürüst ve tutarlı olduğunu görmek toplumun güvenini kazanmak için iki önemli unsur olarak yorumlanabilir. Bir kurumun dürüst ve tutarlı olduğunu halkın/toplumun görebilmesi için o kurumların yaptıkları ve vadettiklerinin ne kadarını gerçekleştirdiklerini dürüst bir şekilde paylaşmaları gerekir ki bireyler de söylemlerle yapılanların tutarlı olduğunu gözlemleyip kurumlara güven duyabilsin. Yani STK’ların veya siyasi lider/partilerin Türkiye’de daha açık bir şekilde amaçlarını ve eylemlerini gözle görülür bir şekilde toplumla paylaşabilmeleri gerekir ki toplumda bu kurumlar hakkında gerçekçi bir karara sahip olabilsinler.
Araştırmanın toplumsal cinsiyet açısından sonuçlarını nasıl değerlendirirsiniz? Kadınlar ve erkeklerin verdikleri yanıtlar arasında ne gibi farklılıklar var?
Toplumsal cinsiyet rolleri incelendiğinde erkeklerin genel olarak cesur, güçlü, bağımsız ve serüvenci olmaları beklenirken kadınların sıcak, edilgen, sessiz ve bakıcı olmaları beklenir.
Güvenilir insan özellikleri için kadın ve erkek cinsiyet farklılığına baktığımızda kadınların da ‘dürüstlüğe’, ‘sevecenliğe’, ‘açıklığa’, ‘tutarlılığa’, ‘diğerkamlığa’ daha fazla değer atfettikleri görülmüştür. Bu sonuçları toplumsal cinsiyet açısından değerlendirdiğimizde kadın ve erkeklere atfedilen özellikler ile kadınların güven duymak için erkeklere göre ön plana çıkarttıkları güven özellikleri toplumda kendilerine atfedilen özellikleri ile paralellik göstermektedir, yani kadınlar sevecenlik, açıklık, diğerkamlık gibi sıcak özellikler aramaktadır.
Araştırmada güvenilir insan tanımının farklı kültür ve farklı zaman diliminde yapılmış çalışmalar karşılaştırıldığında, en önemli özelliklerin değişmediği ifade ediliyor. Bunun nedenleri nelerdir?
Yabancı yazını da takip ettiğimizde güven kavramının tanımı çok kabaca karşı taraftan gelecek olan eylem ve davranışlara karşı savunmasız olma ve her türlü riski kabul etme olarak tanımlanabilir. Bu durumda güvenen kişi karşı tarafı kontrol etme ihtiyacı duymadan ona karşı her türlü riski alabilmelidir. Bunu gerçekleştirebilmesi için de karşısındaki kişinin dürüst olduğuna inanması gerekmektedir. Yani kısaca karşı tarafın niyetinin ve amacının size zarar vermemek olduğunu düşündüğünüz zaman ona güvenirsiniz.
Güven, aslında sosyal sermayenin en önemli göstergesidir. Güven düzeyi yüksek toplum ve topluluklarda sosyal sermayenin de yüksek olduğu bilinmektedir. Zaman itibariyle 3 ayrı dönemde yapılan bu çalışmalarda güven duymada aranılan nitelikler olarak sıraladığımız “dürüstlük” ‘tutarlılık’ gibi unsurların değişmediği, ayrıca alan yazınla da benzerlik gösterdiği anlaşılmıştır. Evrensel değerler olarak da tanımlayabileceğimiz bu ifadelerin “erdem” ya da “ahlak” anlayışı olarak insanların bir arada yaşamaya başladıkları erken dönemlerden itibaren din gibi inanç sistemleri, kültür gibi yazılı olmayan kurallar ve normlar yoluyla yerleşik hale gelmeye başladığı görülmektedir. Bunun yanında kültürel farklılıkların evrensel olarak tanımlayabileceğimiz bu unsurlar dışında güvenilir insanı tanımlayan farklı ifadeleri ortaya çıkardığı görülmektedir. Örneğin Türkiye’de yapılan ilk iki çalışmada “uyumluluk” kadın ve erkek fark etmeksizin aranılan bir özellik olarak ortaya çıkmıştır. Doğu toplumlarına has kültürün Toplulukçuluk/Kolektivist özelliği daha çok “fikir birliği içerisinde olma” , “toplumsal normlara uyma” ve “ortak kültürel değerlere sahip olma” gibi “uyumluluk” özelliği altında birleşen nitelikleri, kolektivist özellik gösteren Türkiye’deki araştırmalarda da kendini ortaya koymuştur.
1 Yorum
Metnin bütününü okuyunca son 19 yılın tüm örneklerini içeren güvenilmez insan tiplemesi için atölyeli bir okuma oldu benim için varlığınız benim çağdaşlarımı umutlandırıyor.
Esen kalınız hocalarım.