Adil Seçim İçin Seçim Güvenliği Platformu, AKP-MHP ittifakının seçim kanununda değişiklikler öngören teklifinin Meclis’te kabul edilmesine ilişkin yaptığı açıklamada, kanunun iptali için yapılması gerekenin tüm siyasal partilerin ortak eylem anlayışıyla Anayasa Mahkemesi’ne gitmek olduğunu kaydetti.

Sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu Adil Seçim İçin Seçim Güvenliği Platformu, AKP-MHP ittifakının seçim kanununda değişiklikler öngören teklifinin Meclis’te kabul edilmesine ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada, kanunun iptali için yapılması gerekenin tüm siyasal partilerin ortak eylem anlayışıyla Anayasa Mahkemesi’ne gitmek olduğu kaydedildi.
‘Zaten gidecekler havası nedeniyle yeni seçim kanunu önemsenmiyor’
Platform, üç gün süren Genel Kurul tartışmalarına dair de “Genel Kurul tutanakları ve basına yapılan açıklamalar incelendiğinde muhalefet cephesinde iktidarın zaten gideceği havasının yaygın olduğu, bu nedenle değişikliklerin önemsenmediği görüldü” şeklinde gözlemlerde bulundu.
Önümüzdeki dönemde, muhalif siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına ve yurttaşlara önemli görevlerin düştüğünü belirten platformun açıklaması şöyle devam ediyor:
‘Muhalif partilerin birlikte hareket etmesi hayati’
“Daha önce başbakan ve bakanlara getirilen seçim yasaklarının bu değişiklik ile Cumhurbaşkanı’na getirilmemesi Anayasa’ya aykırıdır. Bu nedenle teklifin AYM’ye götürülmesi gerekiyor. Başvurunun tek parti tarafından değil, adil bir seçimin herkesin çıkarına olacağı düşüncesi ile bütün partilerin ortak imzası ile AYM’ye iletilmesinin çok daha değerli olacağını düşünüyoruz. Yurttaşlar ve sivil toplum kuruluşları süreci yakından izlemeli ve görüşlerini siyasi partilere iletmelidirler. TBMM’den geçen Kanun, seçim güvenliği çalışmalarının yerele indirilmesinin ve muhalif tüm siyasi partilerin yerelde birlikte hareket etmelerinin hayati önemini ortaya koyuyor.
Yurttaş seferberliğinin önemi
“Adil Seçim İçin Seçim Güvenliği Platformu olarak; seçimlerin adil ve eşit koşullarda yapılması için, içinde bulunduğumuz seçim süreci, seçim günü ve seçim sonrasında, başta bu seçim kanunu ile ortaya çıkacak sorunlar ve zaten var olan sorunların çözümüne dönük bir yurttaş seferberliği yaklaşımıyla hareket edeceğiz. Seçmenlerin seçime katılımını artıracak önlemleri ortaya koymaya, kamuoyu ve siyasi partilerle veri paylaşımı başta olmak üzere iş birliğini geliştirmeye, sandıklara giren oyun aynı şekilde çıktığı, sonuçta halkın iradesinin sandığa yansıdığı bir seçim için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz.”
Yeni seçim kanunu ne getiriyor?
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda kabul edilen “Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, Resmi Gazete’nin 6 Nisan tarihli sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Kanunun yürürlüğe girmesiyle yüzde 10 olarak uygulanan ülke seçim barajı, yüzde 7’ye indi. İttifakın aldığı oy toplamı ülke barajını geçtiği takdirde, seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak yapılacak.
Kanunla birlikte, ittifakı oluşturan siyasi partilerin her birinin çıkaracağı milletvekili sayısı, her seçim bölgesinde ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak genel D’Hondt uygulamasıyla belirlenecek.
Seçime katılma yeterliliği elde eden parti, Siyasi Partiler Kanunu’nda öngörülen ve parti tüzüğünde belirtilen süreler içinde ilçe, il ve büyük kongrelerini üst üste iki defa yapmamışsa seçime katılma yeterliliğini kaybedecek.
TBMM’de grup kurmuş olmak, seçime katılabilmenin yeter şartından biri olamayacak.
Kaynak: Anadolu Ajansı, DHA, Duvar