İstanbul’da 12 Eylül askeri darbesi sonrası ilk izinli, kitlesel kadın yürüyüşü olan “Kadınlar Dayağa Karşı Dayanışmaya” yürüyüşünün üzerinden 35 sene geçti.
Aile içi şiddete, dayağın meşrulaştırılmasına karşı düzenlenen 17 Mayıs eylemi, sadece kadınların düzenlediği ve katıldığı ilk yürüyüş oldu.

İstanbul’da 12 Eylül askeri darbesi sonrası ilk izinli, kitlesel kadın yürüyüşü olan “Kadınlar Dayağa Karşı Dayanışmaya” yürüyüşü 35 yaşında. Kadıköy İskelesi’nde başlayan ve Yoğurtçu Parkı’ndaki mitingle devam eden yürüyüşü, Feminist ve Kaktüs dergilerinden kadınlar, Ayrımcılığa Karşı Kadın Derneği’ni kurma hazırlığı yapan kadınlar ve bağımsız feministler örgütledi.
17 Mayıs 1987’deki bu eylem, aile içi şiddete, dayağın meşrulaştırılmasına karşı düzenlenen ve sadece kadınların düzenlediği ve katıldığı ilk yürüyüş oldu.
Yürüyüşün işaret fişeği
Yürüyüşün nedeni Çankırı’da Mustafa Durmuş adlı bir hakimin, dayak nedeniyle boşanmak isteyen bir kadının davasını, “Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmemeli” diyerek reddetmesiydi. Kadınlar erkek şiddetinin toplumda nasıl meşru görüldüğünü örnekleyen bu karara karşı önce protesto telgrafları çektiler, adliyelere toplu gidip dava dilekçeleri verdiler.
Bu karara ve dayağı meşru sayan sisteme karşı mücadele genişledi ve bir miting yapma fikri olgunlaştı. Anneler gününde yapılması planlanan “Kadınlar Dayağa Karşı Dayanışmaya” yürüyüşü, valilik engeliyle anneler gününden bir hafta sonra, 17 Mayıs’ta gerçekleşti. Mitinge katılan yaklaşık 2500 kadın, “Dayağın çıktığı cenneti istemiyoruz”, “Haklı dayak yoktur”, “Dayak aileden çıkmadır” dediler ve kadınları, dayağa karşı dayanışmaya çağırdılar.
Feminist hareketin dönüm noktası
Yürüyüş, feminist hareket açısından bir dönüm noktası oldu. Yürüyüşten sonra şiddete uğrayan kadınlara danışmanlık verilmesi ve bir kadın sığınağının açılması hedefiyle kampanya başlatıldı. Ekim ayında bir şenlik yapıldı. Bu şenliğin geliriyle Bağır Herkes Duysun isimli, içinde ağırlıklı olarak tanıklıkların yer aldığı kitap yayınlandı.
1988 yaz aylarında dayanışma ağları oluşturularak, şiddet gören kadınların hukuki danışmanlık, kalacak yer, maddi destek talepleri daha düzenli karşılanmaya çalışıldı. Ekim 1988’de “kadın sığınağı” projesini içeren Şimdi Sığınak İçin el kitabı hazırlandı.
1989 yılının Ocak ayında şiddete maruz kalan kadınların hukuksal ve pratik destek alabilecekleri bir telefon ağı oluşturuldu. Ancak bir süre sonra, dayanışma ağlarının da yeterli olmayacağı, bir sığınağın gerekli olduğu somut biçimde ortaya çıktı.
Yurtiçi ve yurtdışı dayanışmalarla, aile içindeki erkek şiddetine karşı mücadeleyi yaygınlaştırmak ve şiddetle yüz yüze olan kadınlarla dayanışmayı sürdürmek amacıyla Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı kuruldu.
Kaynak: Çatlak Zemin
Yazının tamamına ulaşmak için tıklayın.