Ukrayna’nın güneyindeki Mykolaiv Rusya tarafından bombalanırken 72 yaşındaki Valentina Ejova, hayatını öncesi ve sonrası olmak üzere ikiye ayıracak bir karar verdi. Birkaç saat içinde eşyalarını iki küçük valize doldurdu, memleketini, arkadaşlarını ve bildiği dünyayı geride bırakarak yollara düştü…

“Dışarıda patlamalar oldu, her yer duman kokuyordu. Kuşatılmış gibiydik, üstümüzde durmadan uçaklar uçuyordu. Öyle çok gürültü vardı ki, kendi konuşmamı dahi duyamıyordum. Eğer geceyi atlatabilirsek, ertesi sabah gitmeye karar verdik…”
Ukrayna’nın güneyindeki Mykolaiv Rusya tarafından bombalanırken 72 yaşındaki Valentina Ejova, hayatını öncesi ve sonrası olmak üzere ikiye ayıracak bir karar verdi. Birkaç saat içinde eşyalarını iki küçük valize doldurdu, memleketini, arkadaşlarını ve bildiği dünyayı geride bırakarak yollara düştü.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre, işgalin başladığı 24 Şubat’tan bu yana Ukrayna nüfusunun dörtte biri evini terk etmek zorunda kaldı. Bunların 4,5 milyondan fazlası Ukrayna’yı terk etti, 6,5 milyonu da Ukrayna’da başka bir şehre taşındı. 9 Nisan 2022 itibarıyla, krizin başlangıcından bu yana Moldova Cumhuriyeti’ne çoğunluğu kadın, çocuk ve yaşlılardan oluşan yaklaşık 400.000 kişi girdi.
Bayan Ejova, “Kalbim gittiğim için sızlasa da, arkama bakmadan memleketimden kaçtım. Hayatımın geride bıraktığın maddi şeylerden daha değerli olduğuna karar verdim,” dedi.
Kadınlar, kız çocukları ve yaşlılar, kriz ortamında, özellikle de hareket halindeyken, sınır geçiş noktalarında, sıkışık ve genellikle güvenli olmayan yerleştirme merkezlerinde, istismar açısından yüksek risk altında. Yaşlılar için durum ayrıca zor. Mevcut sağlık sorunları ve hareket etmekle ilgili fiziksel sıkıntılar, yalnız seyahat ederken ve çatışma bölgelerinden geçerken, zaten zor ulaşılabilen sağlık hizmetlerine ve psikososyal desteğe erişimi iyice zorlaştırıyor.
Kadınlar erkeklerden ortalama on yıl daha uzun yaşadığı için, birçok yaşlı kadın kendi başına kaçıyor. Bu durum kadınları hem cinsel hem de fiziksel şiddet ve istismar açısından daha yüksek risk altına sokuyor.
Hayatının en uzun yolculuğu
Mykolaiv’den Moldova’nın başkenti Kişinev’e yolculuk normal koşullar altında yaklaşık yarım gün sürüyor. Bayan Ejova o gün belki de son kez evinin kapısını kapattıktan ancak 24 saat sonra sınıra varabilmişti. Önce aile dostlarının arabasıyla Odesa’ya gitti, daha sonra uzun bir bekleyişin ardından Kişinev’e giden bir minibüs buldu. Yolculuk zorluydu; buz gibi havada kendisini bekleyen bilinmezliğe doğru yavaş yavaş ilerliyordu.
“Her zaman aktif bir hayatım oldu, ama bu yolculuk tüm gücümü emdi sanki. Fiziksel bir şeyden söz etmiyorum, duygusal olarak… Mayın tarlalarında arabayla ilerlerken de, “Ya durdurulursak?” diye düşünürken de o büyük korku bir an olsun peşimi bırakmadı,” diye anımsıyor o anları Bayan Ejova.
Ancak sınırı geçtiğinde rahat bir nefes alabildiğini söylüyor. Moldova Cumhuriyeti’ne vardığında, geçici bir yerleştirme merkezine yerleştirildi. Bize bu ülkenin onun için barış, yardım ve nezaket anlamına geldiğini söyledi.
Hem Ukrayna’da hem de mültecilere ev sahipliği yapan komşu ülkelerde UNFPA, tıbbi ekipman sağlıyor, hijyenik ve sıhhi ürünler içeren kitler dağıtıyor, gezici sağlık ekiplerini görevlendiriyor ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz kalanlar için barınaklar ve bir destek hattı sağlıyor.
“Yaş bir hastalık değil, yeni bir ülkede zorluklarla yüzleşmeye hazırım.”
Bayan Ejova, şu ana kadar Moldova’da aldığı yardım için minnettardı ve birkaç gün sonra, şu anda Ukrayna’dan gelen ve transit geçiş yapan mültecilere ev sahipliği yapan Avusturya’ya uçacaktı. Bu onun ilk yurt dışı seyahati olacaktı ve orada kimseyi tanımasa da uyum sağlayabileceğinden emindi.
“72 yaşındayım, evet, ama yeni bir dil öğrenmeye hazırım. Çalışmaya ve kendi ayaklarımın üstünde durmaya hazırım. Yaş bir hastalık değil, kendimi güç ve enerji dolu hissediyorum, yeni bir ülkede zorluklarla yüzleşmeye hazırım.”
Arkasında bıraktığı dünyaya ait anılarını gözden geçirirken sesi titreyerek, “Neyi bırakıp, neleri yanımda götüreceğime karar vermem gerekiyor,” dedi. Kıyafetlerden ve ayakkabılardan vazgeçebilirim ama fotoğraflarımdan vazgeçmem, onlar benim hayatım.”
Bayan Ejova’nın 39 yaşındaki oğlu, iletişim ve internet olanaklarının neredeyse tamamen kesildiği Mykolaiv’de kalmıştı. Birkaç gün önce ise telefon edip şehri terk etmek istediğini söylemişti Bayan Ejova’ya. O zamandan beri de ondan haber alamadı.
Bayan Ejova cebinde sadece 78 dolar ile Avusturya’ya sağ salim ulaştı: Ukrayna’dan ayrılmadan bir gün önce birkaç ATM’den para çekmeye çalışmıştı ama hepsi boştu. Anavatanını bir daha görüp göremeyeceğini bilmese de umudunu kaybetmemişti ve Avusturya’da huzurlu bir yaşam kurma konusunda kararlıydı.
“Oğlumu yanıma getirmek için her şeyi yaparım. O da babası gibidir, çok nadiren ani kararlar alır. O daha genç. Gençler bu tür kararları genelde daha kolay alıyor. Bizim durumumuzda ise durum tam tersi: Onu tekrar görebilmek için her gün dua ediyorum.”
Kaynak: UNFPA