Türkiye’de toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikler kaçınılmaz olarak sivil topluma da yansıyor. Türkiye’deki dernek üyelerinin ortalama beşte biri kadınlardan, beşte dördü ise erkeklerden oluşuyor. Nüfusun yarısını oluşturan kadınlar, sivil alanın ortalama onda birini oluşturuyor.

Gazeteci Derya Kap’ın Duvar gazetesi için hazırladı dosya habere göre, Türkiye’de genel olarak sivil toplumun hâlâ “erkek ve ağırlıkla yaşlı STK’lardan oluşan bir dünya” olduğunu gösteren saptamalar, hak temelli STK’larda da geçerli.
Resmi verilere göre, Türkiye’de faal 121 binin üzerinde dernek, 6 bine yakın vakıf, 600 civarında sendika, 3 bin oda ve 53 bin kooperatif bulunuyor. 84 milyon nüfuslu Türkiye’de dernek üye sayısı 12 milyon civarında.
Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü 2019 verilerine göre; dernek organlarına seçilen üyelerin cinsiyet dağılımında kadınlar yüzde 18,85 iken, erkekler yüzde 81,15 erkekler düzeyinde. Karar alma mekanizmalarında erkeklerin yüksek orandaki varlığı, sivil alanda cinsiyet eşitliğinin yaygınlaşmadığını açıkça ortaya koyuyor.
YADA Vakfı tarafından 2018 yılında yapılan kapsamlı bir araştırmada, katılımcıların yüzde 72.3’ü içinde oldukları STK’ların erkek üye ağırlıkta olduğunu söylerken; kadınların ağırlıkta olduğu STK’ların oranı sadece yüzde 10.4. Araştırmaya göre, Türkiye’deki dernek üyelerinin ortalama beşte biri kadınlardan, beşte dördü ise erkeklerden oluşuyor.
“Erkek bir STK’lar dünyası”
Kap bu eşitsizliği şöyle yorumluyor: “Bu STK’ların da kayda değer bir kısmının kadın örgütlerinden oluştuğu dikkate alındığında ‘erkek bir STK’lar dünyası ile karşı karşıya olduğumuzu’ görüyoruz. Diğer bir deyişle, nüfusun yarısını oluşturan kadınlar, sivil alanın ortalama onda birini oluşturuyor.”
Kap’ın değerlendirmesine göre Türkiye’de STK’lara üye olan kadın sayısının yanı sıra, karar ve yönetim organlarında da kadınların varlığı sınırlı.
“Türkiye sivil toplumundaki kuruluşların yöneticileri ağırlıkla ‘erkek, orta eğitim seviyeli, orta yaş ve üzeri’ kişilerden oluşuyor. YADA’nın araştırmasına göre, sınırlı sayıdaki kadın yöneticilerin ise daha genç olduğu; ’30-39 yaş, yüksek eğitimli ve yüksek gelirli bir gruba dâhil olma eğilimleri’ söz konusu. Genel olarak sivil topluma dâhil olan kadınların erkeklere kıyasla daha genç yaşta oldukları da söylenebilir. Ayrıca, kadın yöneticiler erkeklere göre sivil alanda daha eğitimliler. Üniversite veya yüksek lisans/doktora diploması sahip olma oranı kadın yöneticiler arasında yüzde 62.1 iken, bu eğitim dilimindeki erkeklerin oranı yüzde 42.3.”
Kaynak: Duvar