UN Women İcra Direktörü Sima Bahous’a göre, iklim eylemliliğinde kadın haklarına öncelik vermek, iklim adaleti ve sürdürülebilir bir gelecek için çok önemli ancak ihmal edilmiş bir yol.

Sima Bahous / UN Women
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı yaklaşırken, G20’nin siyasi liderliği, ekonomileri sürdürülebilirliğe yöneltmek ve şehirlerin ve toplumların iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmesine ve bunlara uyum sağlamasına yardımcı olmak için kritik öneme sahip olacak. Bu liderliğin vazgeçilmez bir parçası da, birlikte daha iyi ilerleme şansına sahip olduğumuz kadınlar.
İklim eylemliliğinde kadın haklarına öncelik vermek, iklim adaleti ve sürdürülebilir bir gelecek için çok önemli ancak ihmal edilmiş bir yol. Kadınların tam ve anlamlı katılımı, tüm toplumlar için işe yarayacak ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını yeniden rayına oturtacak çözümlere ulaşmak için elzemdir. Hindistan’ın G20 dönem başkanlığında ve son bakanlar toplantısı sonuçlarında savunulduğu üzere, kadınların liderliğinde kalkınmaya vurgu yapılması, kadınların kalkınma planlaması ve uygulamasını şekillendirmeleri için fırsat ve kaynakların yeniden dağıtımını hızlandırabilir.
Bu nedenle G20’ye eylem planlaması için üç öncelik öneriyorum.
İlki, kadınların dramatik bir şekilde değişen hava koşulları, kuraklıklar, seller, yangınlar ve çevresel bozulmanın etkilerine karşı dayanıklılıklarının güçlendirilmesidir. Bu, BM Kadın Birimi’nin iklime dirençli tarım programının temel amacı olmuştur. Sahra-altı Afrika’nın yanı sıra Çin, Haiti ve Fas gibi farklı ülkelerde uygulanan program kapsamında, kadın çiftçileri ailelerini beslemeleri ve yoksulluktan kurtulmaları için agroekolojik tarım teknikleriyle destekliyoruz. Küçük ölçekli çiftliklerde çalışan kadınlar birçok bölgede ana gıda üreticileri olduğundan ve son birkaç yılda yaşanan çoklu krizler kadınların gıda güvencesizliğinde endişe verici artışlara neden olduğundan, bu kritik bir öneme sahiptir. Kadınlara etkin bir şekilde ulaşan evrensel sosyal koruma ve kamu hizmetlerinin sağlanması da her zamankinden daha acil bir hal almıştır. G20’nin desteğiyle yeni oluşturulan Kayıp ve Zarar Fonu, gelişmekte olan ülkelerde bu tür sistem ve hizmetlerin kurulması ve güçlendirilmesi için ihtiyaç duyulan finansmanı sağlayabilir.
Ekonomik geçişler
İkinci önerim ise yeni ekonomik modellere geçişin sadece sürdürülebilirliği ve gelişen ekosistemleri desteklemekle kalmayıp aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamayı ya göz önünde bulundurmasıdır. Fosil yakıtlar, maden ve kirlilik üreten ekonomileri geride bırakırken, G20’yi “toplumsal cinsiyet açısından adil bir geçişi” desteklemeye teşvik ediyorum. Bu, yenilenebilir enerji ve yeşil altyapı gibi yeni sektörlerde kadınlar için yeşil iş gücünün yaratılmasına öncelik verecektir. Bunu yaparak, istihdamdaki küresel cinsiyet uçurumunu kapatabiliriz.
Üçüncü tavsiyem, iklim finansmanının, iklim değişikliğine karşı en savunmasız yerlerde, toplumsal cinsiyet eşitliğini ele almasını ve kadın, feminist, yerli ve taban örgütlerine başarılı bir şekilde ulaşmasını sağlamak için elden geçirilmesidir. Kadınların dayanıklılığının desteklenmesi ve toplumsal cinsiyet açısından adil bir geçişin sağlanması, gelişmekte olan ülkelerdeki kadınlar için önemli bir finansman gerektirecektir. Bu G20 grubunun liderliği, iklim finansmanı için yılda 100 milyar ABD doları sağlanmasına yönelik 2009 taahhüdünün nihayet yerine getirilmesini ve Kayıp ve Zarar Fonunun tamamen finanse edilmesini sağlamak için çok önemlidir. Bridgetown Girişimi gibi yenilikçi önerileriyle hem borç krizi hem de iklim kriziyle mücadelede ezber bozabilecek olan Barbadoslu Mia Mottley gibi kadın liderlerden ilham alalım.
Eşitlik ve iklim değişikliği
BM Kadın Birimi’nin 2011’deki ilk günlerinden bu yana iklim değişikliğine odaklandık, toplumsal cinsiyet eşitliğini iklim müzakerelerine dahil etmeleri için ulusal delegasyonları ve müzakerecileri destekledik ve kadınların iklim değişikliğinin etkilerine ve afetlere karşı dayanıklılığını arttırmak için yenilikçi programlar geliştirdik. Çok paydaşlı küresel bir ortaklık olan İklim Adaleti için Feminist Eylem Koalisyonu da dahil olmak üzere kolektif eylemi destekliyor ve teşvik ediyoruz. Ve iklim değişikliği çağında toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda, “Dünya Kadınlarının İlerlemesi” başlıklı raporumuzun merkezinde yer aldığı büyük bir araştırma ve veri çalışması programı geliştiriyoruz. Bunlar aracılığıyla kadınların seslerini tüm çeşitlilikleriyle yükseltecek, çalışmalarını sergileyecek ve dünyanın çok ihtiyaç duyduğu kalıcı, dönüştürücü değişimi sağlamak için bunların nasıl çoğaltılabileceğini ve ölçeklendirilebileceğini göstereceğiz.
Çeviri: SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu
Mary Robinson: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Olmadan İklim Adaleti Olmaz