Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları, 23 Kasım 2024 tarihinde Ankara’da “Çare Eşitlikte Çalıştayı”nı düzenledi. Bu önemli etkinlik, Türkiye’nin farklı illerinden akademisyenler, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve CHP kadın örgütlerinden oluşan yaklaşık 600 kadın paydaşı bir araya getirerek kadına yönelik şiddetin çok boyutlu nedenlerini ve çözüm yollarını masaya yatırdı; kadına yönelik şiddetle mücadele için bir sonuç bildirgesi taslağı oluşturdu. SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği Üyesi avukat Tuğçe Şengezer toplantıya katıldı ve notlarını bizimle paylaştı.

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı, kadına yönelik şiddetin köklerinin erkek egemen toplumsal yapıda olduğunu ve İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının ardından sorunun daha da derinleştiğini vurguladı.
Panelden ve Masa Oturumlarından Önemli Notlar
Çalıştay kapsamında açılış konuşmalarının hemen ardından Zelal Yalçın’ın moderatörlüğünde Prof. Dr. Feride Acar ve Prof. Dr. Yakın Ertürk’ün katılımlarıyla İstanbul Sözleşmesi ve uluslararası normlar ile siyasi partilerin yükümlülükleri tartışıldı. Panelde öne çıkan noktalar şu şekildeydi:
- İstanbul Sözleşmesi’nin onaylandığı ülkelerde kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Şiddete maruz kalan kadınlar için önemli bir destek mekanizması olarak sığınakların ve yardım hatlarının sayısı artırılmıştır. Ancak Türkiye, sözleşmeden çekilme iradesini ortaya koyarak kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında da gönülsüzlüğünü ortaya koymuştur.
- Panelde bugünkü politikalarla devam edildiği taktirde tam eşitliğin 134 yılda sağlanacağının altı çizilerek mevcut durumun ciddiyetini ve değişimin hızlandırılması gerektiği vurgulanmıştır. Bugün kadına yönelik şiddetin sistematik ve yaygın bir şekilde uygulandığının; şiddetin bireysel bir sorun olmadığı ve toplumsal köklerinin olduğunun altı çizilmiştir. Son yıllarda yaşananlar göz önüne alındığında “kadına yönelik şiddet” ifadesi yerine “cinsiyetçi terörizm”den bahsetmek daha isabetli görünmektedir.
- Bugün devletler ve iktidarlar açısından en kritik gözlem, normatif sistem mükemmel olsa dahi uluslararası insan hakları zeminin kayganlaşmasından dolayı toplumsal cinsiyet eşitliğine ve feminizme ait söylemlerin devleti, toplumu ve aileyi yıkmaya çalışan “emperyalist” bir model olarak gösterilmesi ve bu bağlamda engellenmesidir. Devlet, güvenlik ve aileyi koruma adı altında uluslararası sorumluluklarından kaçınmakta ve eşitlik mücadelelerine karşı yürütülen karalama kampanyalarına destek vermektedir.
- Bu kapsamda feminizmin kavramsal olarak ana akımdan ayrılması ve bakım-geçim çelişkisine odaklanması gerektiği vurgulanırken, devletin güvenlik ihtiyacı adı altında “etki ajanlığı” gibi tasarılarını da göz önüne alarak STK’lar ve akademinin hareket alanının daraldığı bir ortamda, siyasi partilere daha fazla sorumluluk düştüğünün de altı çizilmiştir. Siyasi partilerin, eşitliği önce kendi içlerinde sağlamaları ve şiddetle mücadele etmeleri gerekmektedir. Ayrıca yerel yönetimlerin de kreş gibi hizmetlerle olumlu modeller oluşturması büyük önem taşımaktadır.
Panelin ardından çalıştayın paydaşları farklı konuları ele alan masa oturumları düzenlendi ve toplam 17 masada toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve şiddeti önlemede etkin yöntemler, kadın yoksulluğu, eğitim ve iş yaşamında ayrımcılık, siyasete eşit katılım, kadın sağlığı ve sağlık hizmetlerine erişim, sosyal politikalar bağlamında kadınlar ile dezavantajlı grupların ihtiyaçları ile bunlara yönelik üretilmesi gereken politikalar üzerinde tartışmalar yapıldı ve her bir masadan öneriler dizisi çıkarıldı.
Türkiye, Cinsiyet Eşitsizliğinde 129. Sırada
Çalıştayda öne çıkan konulardan biri de Türkiye’nin Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’ndaki yeriydi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Özel, yaptığı kapanış konuşmasında Türkiye’nin 146 ülke arasında 129. sırada yer aldığını ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin dahi Türkiye’den daha iyi durumda olduğunu belirterek, mevcut politikaların yetersizliğini sert bir dille eleştirdi. Özel, “Hemen üç sıra önümüzde Suudi Arabistan var, bizden iyi!” diyerek Türkiye’nin durumunun vahametini gözler önüne serdi.
Kabinede Tek Bir Kadın Bakan
Özgür Özel konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurduğu kabinede 17 bakan ve 1 Cumhurbaşkanı Yardımcısı olduğunu, bunların tamamının erkek olduğunu ve sadece bir tane kadın bakan bulunduğunu, bu bakanın da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı olduğunu belirterek iktidarın kadınlara yönelik bakış açısını eleştirdi. Özel, “19 erkek, 1 kadın. O da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı. Yani kadın, aileden sorumlu, başka bir şeyden sorumlu değil.” diyerek tepkisini dile getirdi. Bunun karşısında Özel Gölge Kabinesinde kadın temsilinin %50 oranında olduğunu vurguladı.
CHP’nin Eşitlik Vizyonu
Özgür Özel, CHP’nin kadınların siyasette ve karar alma mekanizmalarında daha fazla yer alması için çalıştığını vurgulayarak, CHP’li belediyelerin sosyal politikalarına ve özellikle de eğitime verdiği öneme dikkat çekti. Kreş, yurt, su sebili gibi hizmetleri örnek göstererek CHP’nin halka yönelik hizmetlerini anlattı.
“Çare eşitliktedir! Ekonomik olarak eşitlik sağlandığında, yoksullar hak ettiklerini eşitçe, hakça bu ülkeden aldıklarında; adalet eşit dağıtıldığında; her çocuk hayata kapatamayan farklarla geriden değil eşit başladığında; her yurttaş kendisini eşit hissettiğinde ve ‘Ben de bu devletin eşit yurttaşlarındanım!’ diye bildiğinde; tüm yapılarda, tüm meclislerde, tepeden aşağıya, tüm şirketlerde, her yerde, doğada olduğu gibi kadınla erkek eşit sayıda olduğunda bu ülkede hiçbir sorun kalmayacak!”
Özgür Özel, kapanış konuşması esnasında iktidar olmaları halinde yapacakları ilk işin İstanbul Sözleşmesi’ni imzalamak ve onay kanunu Meclis’ten geçirmek olduğunu vaat etmiştir.
Sonuç Bildirgesi ve 25 Kasım Beklentisi
Çalıştay sonunda, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde kamuoyu ile paylaşılacak bir sonuç bildirgesi taslağı oluşturuldu. Bu bildirgede, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi, 6284 sayılı kanunun etkin bir şekilde uygulanması, kadınların iş yaşamına katılımının desteklenmesi ve eğitim hakkının önündeki engellerin kaldırılması gibi önemli talepler yer alıyor:
- İstanbul Sözleşmesi’ne ivedilikle geri dönülmesi
- 6284 sayılı kanunun etkin ve bütüncül şekilde uygulanması
- Kadın ve Eşitlik Bakanlığı kurulması
- Toplumda cezasızlık ve adaletsizlik duygusunu ortadan kaldıracak tüm yasal uygulamaların takipçisi olunması
- Kadınların iş yaşamına katılımının desteklenmesi
- Kız çocuklarının eğitim hakkının güvence altına alınması ve önündeki engellerin kaldırılması
- Kısa sürece çözüm üretmek ve krizlere karşı eylem planı oluşturmak konusunda devletin yükümlülüğünün hatırlatılması
- İletişim ve haber alma özgürlüğünü koruyacak yasal düzenlemeler dahilinde dijital medya araçlarının kadına yönelik şiddet için bir araç olarak kullanılmasının önüne geçilecek politikaların üretilmesi
- Kadınların sağlık erişiminin devlet tarafından kesintisiz sağlanması
- Dezavantajlı grupların ihtiyaçlarının gözetilmesi
- Kadınların siyasete eşit ve güçlü bir şekilde katılımını destekleyecek yasal düzenlemeler yapılması

“Çare Eşitlikte Çalıştayı”, Türkiye’de kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda önemli bir adım oldu. Çalıştayın çıktıları ve 25 Kasım’da yayınlanacak rapor, bu mücadelenin daha da güçlenmesine katkı sağlayacak gibi görünüyor.
KAYNAKLAR