
Bugün aktaracağımız güncel konular arasında 20 gündür süren İsrail-Gazze savaşından ve savaşa karşı protestolardan haberler var, özellikle kadınların ve kız çocuklarının durumuna ilişkin yayınlanan raporlardan söz edeceğiz.
Ülkemizden de eşitlik, adalet ve kadın gündemine dair aktaracaklarımız var, özellikle eğitim alanında dikkatimizi çeken başlıklara yer verdik.
Cumhuriyet Bayramı yaklaşırken nasıl bir cumhuriyet istediğimiz, nasıl bir dünyada yaşamak istediğimiz üzerinde de bol bol kafa yorduk bu hafta.
Yayınımıza dair yorum ve önerilerinizi bize SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu sosyal medya hesaplarından iletmeyi unutmayın!
Bölümü YouTube’da dinlemek için:
Merhaba, ben Duygu İslamoğlu, SES Eşitlik Adalet Kadın Platformu ekibi ile hazırladığımız haftanın kadın gündemini sunmak üzere buradayım.
Bugün aktaracağımız güncel konular arasında 20 gündür süren İsrail-Gazze savaşından haberler var, özellikle kadınların ve kız çocuklarının durumuna ilişkin yayınlanan raporlardan söz edeceğiz. Ülkemizden de eşitlik, adalet ve kadın gündemine dair aktaracaklarımız var, özellikle eğitim alanında dikkatimizi çeken başlıklara yer verdik. Cumhuriyet Bayramı yaklaşırken nasıl bir cumhuriyet istediğimiz, nasıl bir dünyada yaşamak istediğimiz üzerinde de bol bol kafa yorduk bu hafta.
Bugün 27 Ekim 2023 Cuma, Yükselt SESini podcast’tesiniz, haftanın kadın gündemi, başlamak üzere.
Savaşa Karşı Duranlar, Protestolar
7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırmasının ardından 20 günde Gazze’de 2 bin 913’ü çocuk olmak üzere 7 bin 28 kişi; İsrail’de ise bin 400 kişi öldü. On binlerce kişi de yaralandı. Bunca insanın ölümü sadece rakamlardan ibaret değil elbette ama artık ölü sayısını telaffuz etmek bile çok zor geliyor.
Bugün, sekiz bin dört yüz yirmi sekiz kişinin öldüğü bir savaşın hala sürdüğünü, tüm dünyanın da kendi çıkarları doğrultusunda bu ölümleri, daha doğrusu bu “sayıları” yorumladığını izliyoruz ne yazık ki.
BM Kadın Birimi Raporu: Kadın Odaklı İnsani Yardım
Savaşın başlangıcından bu yana BM Kadın Birimi, Birleşmiş Milletler’in toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik insani yardım müdahalesinin koordinasyonunda önemli bir rol oynuyor ve savaşın kadınlar ve kız çocukları üzerindeki farklılaşan etkilerinin analizini yaparak gerekli müdahalenin yapılmasını sağlıyor.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin son raporu, savaşa dair en çarpıcı gerçekleri ortaya koydu. Bu hafta yayınlanan rapora göre, savaş Gazze’de 493 bine yakın kadın ve kız çocuğunun evlerinden olmasına yol açtı. Elbette olup bitenler, trajik bir şekilde eşini kaybeden kadınların sayısında da artışa neden oldu. Ateşkes sağlanamazsa, bu sayılar ne yazık ki artmaya devam edecek.
BM Kadın Birimi Geçici İcra Direktörü Yardımcısı Sarah Hendriks, rapora ilişkin açıklamalar yaptı ve Gazze Şeridi’ndeki kadınların ve kız çocuklarının hayatta kalması için kritik öneme sahip gıda, su, yakıt ve sağlık malzemeleri gibi insani yardımlara engelsiz erişim sağlanması için, BM Kadın Birimi’nin acil insani ateşkes çağrısında bulunduğunu hatırlattı. Sarah Hendriks, “Uluslararası toplum bu krize müdahale etmeye çalışırken, insani müdahalenin ön saflarında yer alan kadın örgütlerini de gönülden desteklemeli ve onlara yatırım yapmalı, kadınların insani ve siyasi süreçlere anlamlı bir şekilde katılımını teşvik etmeliyiz” dedi.
Şu an devam eden çatışmalardan önce de Gazze’de erkeklerin yüzde 97’si ve kadınların yüzde 98’i güvenliklerinden endişe ediyordu. İşsizlik ve derin bir umutsuzluk hissi nedeniyle kadınlar ve erkekler arasında depresyon seviyeleri yüksekti ve Gazze’deki erkeklerin yüzde 54’ü kaygı ve depresyon belirtileri gösteriyordu.
Birleşmiş Milletler, Üye Devletler ve sivil toplum arasında bir ortaklık olan ve dünya genelinde barışı inşa etmek ve insani müdahale sağlamak için çalışan kadın liderliğindeki ve kadın hakları örgütlerini destekleyen Kadın Barış ve İnsani Yardım Fonu da yerel kadın örgütlerini desteklemek üzere Filistin için acil bir çağrı başlattı.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu UNFPA de, 23 Ekim’de bir video yayınlayarak Filistinli kadınların yaşadığı zorluklara dikkat çekti, özellikle hamile kadınların, çocukların ve yaşlıların Gazze’deki en kırılgan gruplar olmaya devam ettiğini bildirdi.
Videodaki Gazzeli kadın şunları söylüyor:
“Güçlüymüşüm gibi davranıyorum çünkü çocuklarımın güçlü bir anneye ihtiyacı var ama ben güçlü değilim. Artık sadece gidip rahatça ağlayabileceğim bir anı kolluyorum çünkü ben iyi değilim.”
Maria Rashed: “Hamas’ı desteklemeden de işgale son verme hakkı desteklenebilir.”
Bu hafta konuyla ilgili platformumuzda yer verdiğimiz haberlerden biri de, İsrail’i de Filistin’i de çok yakından bilen bir gazetecinin yazısını içeriyor.
İsrail’de doğup büyüyen Filistinli bir vatandaş olarak yaşamanın zorluklarını deneyimleyen gazeteci Maria Rashed, Guardian’da yayınlanan yazısında Hamas’ı desteklemeden de Filistinlilerin direnişinin ve işgale son verme hakkının desteklenebileceğini vurguluyor.
“Bir Filistinli olarak tavır almak karmaşık görünebilir ama Hamas beni temsil etmiyor.” diyor gazeteci Maria Rashid ve şöyle devam ediyor: “Hamas Gazze’deki, Batı Şeria’daki ve dünyanın dört bir yanındaki Filistinlileri temsil etmiyor. Dünya bu “çatışmayı” genellikle İsrail’e karşı Filistin ya da Yahudiliğe karşı İslam olarak çerçevelese de, gerçek çok daha karmaşık. Mesele insanlarla ilgili, sivilleri umursamayan liderlerle değil. Açık ve net olalım: Hamas’ı desteklemeden de Filistinlilerin direnme ve işgale son verme hakkı desteklenebilir.”
Filistin asıllı gazeteci Maria Rashed’in yazısının çevirisine esitlikadaletkadin.org platformunda ulaşabilirsiniz.
‘Yalvarıyorum, Tüm Savaşları Durdurun’
Hamas militanları tarafından İsrail’e düzenlenen saldırıda öldürülen 20 yaşındaki gencin annesi bu hafta “Ben kendi adıma intikam istemiyorum” diyerek barış çağrısında bulundu.
Gazze Şeridi yakınlarında 7 Ekim’de bir eğlence mekanına saldıran teröristler tarafından kaçırılarak öldürülen DJ Laor Abramov’un annesi Michal Halev bir video paylaşarak tüm dünyaya seslenerek şöyle dedi:
“Dünyaya yalvarıyorum, tüm savaşları durdurun, insanları öldürmeyi bırakın, bebekleri öldürmeyi bırakın. Savaş çözüm değildir. Bir şeyleri düzeltmenin yolu savaş değildir.
İsrail, dehşet verici bir dönemden geçiyor. Diğer ülkem Amerika da benzer şekilde. Gazze’deki annelerin de aynı dehşeti yaşadığını biliyorum ve Ukrayna’daki ve tüm dünyadaki insanların benzer şeyleri yaşadıklarını biliyorum.
Hayatımın sonuna kadar da kırgın kalacağım.
Ama bir nefes almayı başardım ve bunu dünyayla konuşmak için kullanmak istiyorum çünkü intikam almak isteyen ve gidip canavarları öldürmek isteyen insanların seslerini duyuyorum.
Ben de kendi adıma intikam istemediğimi söylemek istiyorum.”
Dünyada Savaşa Karşı Protestolar
İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılar devam ederken, başta Londra, Berlin ve Paris olmak üzere Avrupa’nın birçok kentinde Filistinlilerin insan haklarını savunan ve savaşa karşı barış çağrısı yapan protestolar, yasaklara rağmen sürüyor.
Avrupa’daki Filistin yanlısı gösterilerin en büyüğüne İngiltere’nin başkenti Londra ev sahipliği yaptı. Londra polisinin tahminlerine göre yaklaşık 100 bin kişi “Özgür Filistin” sloganları atarak, pankartlar taşıyarak ve Filistin bayrakları sallayarak mitinge katıldı.
Hollanda’nın Lahey kentinde Extinction Rebellion (Yokoluş İsyanı) adlı aktivist grup, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ICC) baskın düzenleyerek, İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırıları protesto etti. Aktivistler, “Netanyahu bir savaş suçlusu” yazılı pankart açtı.
Fransa’nın başkenti Paris’te bir araya gelen 30 binden fazla kişi İsrail-Filistin çatışmasında ateşkes çağrısında bulundu. Fransız hükümetinin Filistin’e destek gösterilerini engelleme çabalarına tepki gösteren kalabalık, hayatını kaybeden Filistinliler için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.
İsrail’de Hamas tarafından esir alınan İsraillilerin kurtarılması için de Tel Aviv’deki Savunma Bakanlığı önünde gösteri düzenlendi. İsrailli rehinelerin aileleri ateşkes çağrısında bulunarak Başbakan Netanyahu için istifa çağrısı yapıldı.
Yediot Ahronot gazetesinin haberine göre, Savunma Bakanlığı önünde toplanan yaklaşık 200 İsrailli, Netanyahu hükümetini protesto ederek istifasını istedi ve esir alınan İsraillilerin serbest bırakılmasını isteyerek ateşkes talep etti.
Serenita Buluşması
Bu hafta SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği olarak biz de sosyal etkinlik mekanımız Serenita’da bir buluşma gerçekleştirdik ve akademisyen Prof. Dr. Gencer Özcan’ı konuk ettik. Dernek üyelerimizden gaeteci Barçın Yinanç’ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide, İsrail-Filistin meselesi tarihsel bir perspektiften ele alındı.
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği olarak düzenlediğimiz “İsrail ve Filistin Arasında Bitmeyen Çatışma: Neden ve Ne Olmayacak?” başlıklı söyleşinin tamamına, paylaştığımız link aracılığıyla YouTube’da ulaşabilirsiniz.
İsrail ve Filistin’de yaşananlara dair aktaracaklarımız şimdilik bu kadar, SES Eşitlik Adalet Kadın Platformu olarak savaşın özellikle kadınlar ve kız çocukları üzerindeki etkilerini gözlemlemeye ve koşulsuz şartsız barışı savunmaya devam edeceğiz. esitlikadaletkadin.org web sitemizde siz de haberlerimizi takip edebilirsiniz.
Sırada ülkemizden eşitlik, adalet ve kadına dair haberler var.
H.K.G. Davasında Karar
Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, dini nikahla 6 yaşındayken evlendirdiği kızının yıllarca cinsel istismara maruz kaldığı iddialarına ilişkin yürütülen davada karar açıklandı.
Dava ilk olarak, Aralık 2020’de, BirGün gazetesinden Timur Soykan’ın yaptığı haberle kamuoyunun gündemine gelmişti.
Haberde, “İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G’nin, 6 yaşından itibaren bir cemaat mensubu ve aynı zamanda komşuları olan bir yetişkin erkek tarafından cinsel istismara uğradığı, 13 yaşında bu kişiyle nişanlanıp 14 yaşında evlendirildiği, 17 yaşında anne olduğu; 18 yaşında ise resmi nikahının kıyıldığı” ifade ediliyordu.
Gazetedeki devam niteliğindeki haberde ise “H.K.G’nin 2021 yılında boşandıktan sonra mahkemeye giderek cinsel istismar davası açması ve hem cinsel istismara göz yummakla suçlanan ailesinin, hem de iddia edilen suçun failinin iddiaları yalanlaması üzerine H.K.G, mahkemeye 6 ve 13 yaşlarında bu kişilerle çekilen nişan fotoğraflarını delil olarak sunduğu” aktarılıyordu.
Mahkeme 23 Ekim’de gerçekleşen davada, çocuğun zorla evlendirildiği Kadir İstekli’ye 30 yıl, baba Gümüşel’e 20 yıl, anne Fatıma Gümüşel’e ise 16 yıl 8 ay hapis cezası verilmesine hükmetti.
HKG davasının son duruşmasının ardından Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu da bir basın açıklaması yaptı ve tüm kadınlara seslenerek, “biz buradayız” dedi. Fidan Ataselim’in çağrısına ses verelim:
KYK Yurdu’nda ölüm
Aydın Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’nda asansör düşmesi nedeniyle 22 yaşındaki Zeren Ertaş isimli öğrenci hayatını kaybetti. Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne bağlı yurttaki öğrenciler, yedi kat aşağı düşen asansörün bakımsız olduğunu ve bunu birçok kez dile getirdiklerini söyledi.
Aydın Efeler’de bulunan Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (KYK) ait Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’nda geç saatlerde korkunç bir asansör kazası yaşandı. 16 öğrencinin bindiği asansör, bozularak üst katlardan yere düştü. Adnan Menderes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde okuyan 4. sınıf öğrencisi Zeren Ertaş, yaşanan olayda kurtulmaya çalışırken, asansör ve duvar arasında sıkışarak, hayatını kaybetti.
Aydın Valiliği, olayla ilgili açıklamalarda bulundu. Aydın Valisi Yakup Canbolat, “21 Eylül’de asansörün bakımı yapılmıştı. Ancak, adli ve idari soruşturma Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülüyor,” dedi.
Günlerdir asansörlerin tehlikeli olduğu konusunda yurt yönetimini uyardıklarını ancak dikkate alınmadığını söyleyen öğrenciler ise olayın ardından “Katil KYK” sloganlarıyla eylem yaptı.
Bir grup öğrenci de Atatürk Kent Meydanı’nda toplanarak sloganlar eşliğinde olaya tepki gösterdi.
Olayda hayatını kaybeden Zeren Ertaş’ın babası Akın Ertaş, Aydın Valisi Yakup Canbolat’a “Devlete olan inancımı kaybettim” dedi.
Cumhuriyet Bayramı
Cumhuriyetin ilanının üzerinden tam tamına 100 yıl geçti. 100 yıldır Atatürk’ün binbir emekle dokuduğu, başından beri sevgiyle sahip çıktığımız Cumhuriyetimizin 100. yılını kutluyoruz.
Balolar, kutlamalar iptal edilse de, adını anmaya çekinenler olsa da bizler, bu ülkenin kadınları, gençleri, çocukları ve demokrasi sevdalıları olarak Cumhuriyeti kutlamaya, hatırlatmaya, bu armağana sahip çıkmaya devam edeceğiz.
SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği’nden seslerle, nasıl bir Cumhuriyet hayalimiz olduğunu yeniden hatırlayalım.
Haftaya yeniden, umuyoruz ki daha güzel haberlerle buluşmak üzere. Hoşçakalın.