Türkiye’nin birçok farklı kentinden kadınlar hayat pahalılığının yaşamlarını nasıl etkilediğini anlattı:
“Öyle ki, kahvaltıdan peyniri bile çıkardık… Tek odada ısınmaya çalışıyoruz!”
“Geçici ve iki gün raf ömrü olan çözümlerin fayda getirmeyeceğini görüyoruz. Bıkkınlık var içimizde ve başka bir işleyiş, başka bir sistem ihtiyacı içindeyiz.”

Türkiye’nin birçok farklı kentinden kadınlar, soL’a hayat pahalılığının yaşamlarını nasıl etkilediğini anlattı.
“Hayat pahalılığı ve yüksek elektrik doğalgaz faturaları kadınların hayatını nasıl etkiledi? Gündelik hayatınızda ne gibi zorluklar yaşıyorsunuz? Bu zorluklarla nasıl başa çıkmaya çalışıyorsunuz?” sorusuna cevap veren kadınların yanıtları yoksullaşma, hayat pahalılığının kadınları orantısız ölçüde etkilediğini ortaya koruyor.
Kadınların yanıtlarından bazıları şöyle:
Zeynep Bolat / 40 Yaşında / Ev emekçisi / Doğukent
“Her kış bizim için zor geçer, ama bu kış diğerlerini arattı”
“Ben evde el emeği örgüler yaparak ev ekonomisine katkıda bulunmaya çalışıyorum. 44 yaşına ve 2 çocuk annesiyim. Her kış bizim için zor geçer, ama bu kış diğerlerini arattı. 10 gün önce doğalgaz faturamız geldi. Akşam eşim gelince gösterdim. Sesini iyice yükselterek “690 liralık fatura nasıl gelir? Ben işe gidince kombiyi mi yükseltiyorsun? Ben bunu ödeyemem sen nasıl bu faturayı bu kadar yükseltebilirsin?” gibi laflarla beni suçladı. 10 gündür konuşmuyoruz evde, iki yabancı gibi davranıyoruz. Devletin sorumsuzluğundan ötürü benim evimde huzur kalmadı.”
Melek/ 40 Yaşında / Ev emekçisi / Doğukent
“Zaten kalitesi düşük bir yaşam biçimi dayatmışlardı, şimdi onu da elimizden aldılar.”
Sebahat, 45 Yaşında, İlker
“Fırın, ütü bulaşık makinesini zaten hiç kullanamıyoruz”
“Bizim apartman merkezi sistem ve bu ay iki kat aidat aldılar, toplam 1200 lira sadece ısınmaya ödedik. Bu yüzden de yiyeceğimizden ve ekstra başka masraflardan kısmak zorunda kaldım. Bunun dışında haftada bir ya da en fazla iki kere çamaşır makinesini çalıştırıyorum artık. Fırın, ütü bulaşık makinesini zaten hiç kullanamıyoruz, ona rağmen 300 lira elektrik faturası geldi.”
Büşra / 25, İşsiz
“Ütüyü, fırını, hayatımızdan çıkardık”
“Evimiz iki cepheden güneş aldığı için gündüz kombiyi kapatıyorum, ütüyü, fırını, hayatımızdan çıkardık, belediye ekmeği almaya başladık, kitapları daha yavaş okuyorum bitmesin diye, tane hesabı meyve sebze alımına başladık, mecbur kalmadıkça dışarıdan yemek yemeyi bıraktık, kedimizin mama kalitesini düşürdük, eşimle birlikte ek iş yapmaya başladık, oğlum okulunu dondurdu işe başladı, sosyal hayatımızı bıraktık, şimdi bakınca biz yaşamayı bıraktık nerdeyse. Bizim evim konumundan dolayı Ankara’yı komple görüyoruz, evlerde ki ışıkların azaldığını görüyoruz, bir bir kapanıyor. Fakat Saray ışıl ışıl parlıyor, bu durum canımı acıtıyor. Çoğu ev soğuk, karanlık, hatta aç karnına geceyi ve günü adımlarken sarayın ışıklarındaki şaşalı durum trajik”
Yasemin / 45, Sağlık Emekçisi
“Korunma yöntemlerinin pahalılığı ortada artık ulaşamıyorum”
“Ben pahalılık nedeniyle daha özel bir durumdan bahsetmek isterim. Ben emzirdiğim için doğum kontrol hapı kullanamıyorum. Diğer korunma yöntemlerinin pahalılığı ortada artık ulaşamıyorum. Spiral korkum vardı ama mecburen taktırmak zorunda kaldım çünkü diğer yöntemlere maddi olarak doğum kontrolü imkanımız yok, onlar lüksten de öte çünkü”
Yeliz / Seyran
“Bıkkınlık var içimizde ve başka bir işleyiş, başka bir sistem ihtiyacı içindeyiz”
“Artan elektrik ve doğalgaz faturaları sonrası en temel ihtiyaçların çocukların sohbet konusu olduğunu görmek beni çok üzüyor. Anne ve babaların maalesef tek konuşabildiği bu şimdi. Üşüyen, düzgün beslenemeyen ve kafamızda hesaplar yapmaktan yorgun halde sağlık kurumlarının kapısını çalıyoruz çoğu zaman Covid-19 telaşıyla. Büyük bir ticarethaneye dönmüş bir ülkede, fahiş fiyatlarla sürekli kazıklanan bir müşteri olduğumu hissediyorum. Üstelik başka elektrik, doğalgaz kaynağım yok ve buna mecbur bırakılıyor olduğum için de mahkum psikolojisi içine çekiştiriliyorum günden güne.”Buna mecbur değiliz!” diye birbirimize hatırlatmamız gerekiyor sık sık. Çünkü sürekli buna mecbur olduğumuzu, sanki tüm bunlar doğanın kanunuymuşçasına bize yutturmaya çalışanlar var. Geçici ve iki gün raf ömrü olan çözümlerin fayda getirmeyeceğini görüyoruz. Bıkkınlık var içimizde ve başka bir işleyiş, başka bir sistem ihtiyacı içindeyiz.”
Dilara, 32, Psikolog, Esat
“Yiyecek alamıyorum, iki aydır pazara gidemiyorum”
“Çok zor durumdayım. Aldığım emekli aylığının yarısı kiraya, diğer yarısı da faturalara gidiyor. Yiyecek alamıyorum, iki aydır pazara gidemiyorum. Düzenli olarak bir beslenmem yok. Yaşlıyım ve çaresizlik hat safhaya ulaştı. Elzem ihtiyacım olan hiçbir şeyi alamıyorum. Soğukta oturuyorum. Akşam elektrik yakmıyorum. Kombiyi kapatıp tek bir odada az da olsa ısınmaya çalışıyorum. Akşamları TV çalıştırmıyorum. Yeteri kadar beslenemediğim için sağlık sorunlarım çok fazlalaştı”
Aliye Durmaz / 72 Yaşında / Emekli / Konya
“Sağlık ve kişisel bakım ürünleri, ped almakta zorlanıyoruz”
“Ev kirası ile elektrik ve doğalgaz faturalarına çalışmaya başladık. Lüksü geçtim zaruri ihtiyaçlarımızı –sağlık ve kişisel bakım ürünleri, ped gibi- almakta zorlanıyoruz, hatta alamıyoruz. Hayatımız çalışarak geçiyordu, şu an yine çalışıp her şeyden kısıp, daha da çok çalışmaya mahkum edildik. Hayat kalitemiz düştü, çocuklarımıza ayıracağımız vaktimiz kalmadı. Sadece iki odanın peteklerini açıp, tek odanın ışığını yakarak başka elektrikli hiçbirşey kullanmadan geçiriyoruz akşamları. Çocuğum benimle aynı odada derslerini yapıyor.”
Betül Öncel /41 Yaşında / Rölyef el sanatları eğitmeni / Konya
“Kendime ait bir harcama yapmıyorum, dışarı çıkmak bile lüks oldu”
“Asgari ücretle çalışıyorum, eşim yok ve iki tane okula giden çocuğumla yaşıyorum. Aldığım ücretin çok büyük bir kısmını ev kirasına veriyorum, yüklü gelen faturalardan sonra çok önemli bölümünü de faturalara. Faturalara çalışır oldum. 850 TL doğalgaz 400 lira elektrik faturam geldi. Mesleğim aşçı olduğu için bu pahalılıkta işverenle her gün masraflar konusunda tartışır, mobbinge uğrar oldum. Beni müsriflikle suçlamalarına boyun eğmek zorunda kalıyorum, çalışmak zorundayım çünkü.
Kendime ait bir harcama yapmıyorum kıyafet özel ihtiyaç gibi, zaten bu dönemde dışarı çıkmak bile lüks oldu. Tek düşündüğüm çocuklarım, onların beslenmelerine verebilmek için zorunlu olan peynir ve yumurta gibi gıdaları alıyorum sadece. Meyve yiyemedi çocuklarım aylardır. Makarna pilav gibi gıdalarla besleniyoruz. Kısacak sadece boğazımız kaldı onu yapıyoruz.”
Dudu Ünal / 46 yaşında / Aşçı / Konya
‘Saat 10’dan sonra elektrik daha ucuzmuş diye makinanın başında uyukluyorum bekliyorum’
“İki örnek vereyim, duydum ki akşam saat 10’dan sonra elektrik daha ucuzmuş, çamaşırı gece yıkıyor, makinada kalıp kırışmasın bide ütü gerekmesin diye makinanın başında uyukluyorum bekliyorum, bulaşığı da, mümkün mertebe az su ile elde yıkıyorum. Çocuk okutabilmek için ev işlerine gidiyorum, çok yoruldum diye işi bırakmayı düşünüyordum, ama şimdi daha çok iş arıyorum, daha çok gitmeye başladım.”
Medine / 48 Yaşında /Temizlik işçisi / Mersin
“Güzel olanı görmeye çalışarak, baş ediyorum tüm zorluklarla”
“Herkesle aynı durumdayım. Faturalar almış başını gidiyor. Son gelen faturaları elime aldığımda “Daha ne kadar kısayım ki” diye düşündüm. En zorlandığım şey, zorunlu alışveriş için çarşıya, pazara çıktığımda, hiçbir şey almak istemiyorum. Öylece yürüyüş yapıp, dönesim var ama mümkün mü, zorunluluklarımız var. Alışveriş yaparken, en çok da empati kuruyor oluşum zorluyor. Çok daha zor durumda olan insanları düşünürken buluyorum kendimi…Alışveriş, eğitim, sağlık, ev giderleri vb… Nasıl başa çıkıyorum peki bu kadar zorlayıcıyken her şey! Bazen uzak duruyorum, bazen yakın, bazen kendimi tam da orta yerinde. Ama eninde sonunda hep dayanışarak rahatlıyorum. Psikolojimizi korumaya çalışmak, sağlam durmak, belki çok zordaysak yardım istemek gerek. Hayatın güzelliklerini görmeye çalışarak, bahçedeki incir ağacının tomurcuklarını beklemek, sokaktaki kediyle köpekle konuşarak, yanımızda eşimize, çocuğumuza sarılarak. Güzel olanı görmeye çalışarak, baş ediyorum tüm zorluklarla. Umudu içimde biriktirerek.”
Başak / Öğretmen / Zümrütevler
“Psikolojimiz bozuldu; yetişmeye çalışıyoruz, yetişemiyoruz“
“Psikolojimiz bozuldu; yetişmeye çalışıyoruz, yetişemiyoruz. Ütüyü hayatımdan çıkardım. Doğalgazı gündüz kapatıyorum gece açıyorum, açmaya çalışıyorum. Fırın bitti. Evi her gün süpürüyordum onu bıraktım. Şarjdakileri çektim. Hangi birini söyleyeyim? Bir tane patlıcan 6 lira, bir tane. Üç kişiyiz. Üç kişiye bir patlıcan yeter mi? Bir kalıp peynir 90 lira. Hangi tarafından bakacaksın, ne diyeceksin? Üst-başı geçtik. Zaten faturalar, elektrik, doğalgaz bizi mahvetti gitti. Ha bu arada, internet de çok pahalı. Evde internet olması gerekiyor, eğitimde olan bir kızım olduğu için. Ona bile 110 lira ödüyorum.”
Selma / Emekli Öğretmen / Bayrampaşa
Haberin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.