Pandemi sürecinde ortaya çıkan yeni çalışma uygulamaları sonrası yapılan son araştırmalara göre, uzaktan çalışma modeli cinsiyet eşitsizliğinin daha da artmasına, ücret farkının giderek açılmasına sebep oluyor.

McKinsey’in 25.000 çalışanla birlikte gerçekleştirdiği Amerikan Fırsat Anketi’ne göre, erkeklerin yüzde 61’ine uzaktan çalışma fırsatı sunulurken, kadınların sadece yüzde 52’si aynı şeyi söyleyebiliyor. Ankete göre, trans ve kendini belirli bir cinsiyette tanımlamayan bireyler içinse uzaktan çalışabilme şansı daha da zayıf. Ankete göre söz konusu kesimin sadece yüzde 32’sine uzaktan çalışma imkanı sunuluyor.
Bu tablo çalışanların talepleriyle de uyuşmuyor. Uzaktan çalışma şansı verildiğinde, kadınlar bu imkanı erkeklerden daha fazla kabul etme eğiliminde. McKinsey, kadınların ortalama olarak haftada 3,1 gün, erkeklerin ise 2,9 gün uzaktan çalışmayı tercih edeceğini buldu.
Uzaktan çalışmanın bir seçenek olmaması, özel sektörde kadınlar için eşit bir çalışma ortamını koruyamamasının en son örneği oldu. Kadınlar halihazırda erkeklerden daha az ücret alıyor ve erkeklere göre daha farklı geri bildirimlere maruz kalıyor.
“Annelik cezası”
Ayrıca pandemi dönemi, kadınların çocuk bakımı gibi nedenlerle işgücünden ayrılması ihtimalinin erkeklerden çok daha fazla olduğunu da kanıtladı. Ancak kadınlar işe geri dönseler dahi işler her iyi hale gelmiyor. Kadınlar için işsiz geçen bir yıl yüzde 39 daha düşük ücretle sonuçlanabilirken, bir erkeğin maaşı sahip olduğu her ek çocukla birlikte yüzde 6 oranında artıyor. Uzmanlar bu aralığı “annelik cezası” olarak adlandırıyor.
Araştırma şirketi Textio’nun raporuna göre kadınların yönetici raporlarında işlerine dayalı geri bildirimler yerine kişiliğe odaklanan cinsiyete dayalı geri bildirimler alma ihtimali erkeklere göre çok daha muhtemel. Rapora göre kadınların erkeklere göre “işbirlikçi” ve “hoş” olarak tanımlandıklarını bildirme olasılıkları iki kat daha fazlayken ve “rahatsız edici” olarak etiketlendiklerini bildirme olasılıkları ise 11 kat daha fazla. Bununla birlikte, erkeklerin “kendine güvenen” olarak tanımlandıklarını bildirme olasılıkları üç kat ve “hırslı” olarak tanımlandıklarını bildirme olasılıkları neredeyse dört kat daha fazla.
Kaynak: Fortune