Türk Tabipler Birliği, Dr. Ekrem Karakaya’nın görev başında öldürülmesinin ardından doktoralara yönelik şiddete karşı 7-8 Temmuz’da grevde olacaklarını duyurdu. Sağlık emekçileri pek çok hastanede iş bırakıyor.

Türk Tabipleri Birliği, Sağlık Emekçileri Sendikası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası’nın da aralarında olduğu hekim ve sağlık emekçisi örgütleri, Konya Şehir Hastanesi’nde Kardiyoloji uzmanı olarak görev yapan Dr. Ekrem Karakaya’nın görevi başındayken Hacı Mehmet Akçay adlı bir hasta yakınının silahlı saldırısı sonucu hayatını kaybetmesinin ardından 7 ve 8 Temmuz tarihlerinde grevde olacaklarını duyurdu.
Türkiye Tabipleri Birliği (TTB), “Şiddete karşı 7-8 Temmuz’da G(ö)REV’deyiz!” boykot çağrısında bulundu.
Sağlık kurumlarında meydana gelen silahlı saldırıların artışı nedeniyle önlem alınmasını ve ilgili yasada değişiklik yapılmasını talep ettiklerini hatırlatan TTB, uyarılanın hükümet tarafından görmezden gelindiğini belirtiyor.
“Şiddetin kaynağı toplumsal bağlamından koparılarak sorun bireylere indirgendi” diyen TTB açıklamasının devamı şöyle: “Her anlamıyla tıkanan sağlık sisteminin tüm sorumluluğu hekimlerin ve sağlık çalışanlarının omuzlarına yıkılmakta, bu durum bizlerin hedef olmasına neden olmakta, sağlık alanında yürütülen politikalar bizlere, şiddet, ölüm, çaresizlik, umutsuzluk olarak geri dönmektedir.”
Meslek örgütlerinin çağrısının ardından sağlıkçılar birçok hastanede iş bıraktı.
11 yılda 100 bini aşkın sağlık çalışanı şiddete uğradı
Türk Tabipleri Birliği’nin rakamlarına göre son 11 yılda 100,000’i aşkın sağlık çalışanı saldırıya uğradı.
2021 yılında CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesini yanıtlayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 5 yıl içinde 1,811 kişinin sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uyguladığı gerekçesiyle hapis cezasına çarptırıldığını, 18 bin soruşturmanın ise devam ettiğini açıkladı.
‘Faili anlama çabası şiddet üretir’
Şiddet üzerine çalışma yürüten Sosyolog Feyza Akınerdem kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “haksız tahrik”, ya da halk dilinde “sor bakalım neden?” sorusunun ardında meşrulaştırma pratiklerinin olduğunu anlatıyor.
“Faili anlama çabası, şiddet üretir diyor“ diyen Akınerdem şunları kaydediyor:
“Doktorlar öldürülüyorsa, orada faili meşrulaştıran bir toplumsal onay mekanizması aramalısınız. Kim artan biçimde şiddet görüyorsa gidin bakın, bu şiddeti meşrulaştıracak bir sistem vardır. Meşru görülmeyen bir şiddet sistematik de olamaz. Kadınlar, doktorlar, emekçiler, çocuklar sistematik olarak şiddete maruz kalıyor. Öldürülüyorlar. Neden? Meşru gerekçeler icad edilmiş. Onları ortadan kaldırmadan güvende değiliz”.