Diyarbakır Barosu’na bağlı bir avukat olan Ruşen Seydaoğlu, Gazete Karınca için kaleme aldığı yazısında, Kürt siyasetine yön veren kadın vekillerin demokratik ve eşitlikçi direnişi üzerine yazdı.
“Veda ve kayıplarla dolu bu tarihi tersine çevirmek, kadın-erkek eşitsizliğini, kadınların özgürlüğü önündeki engelleri aşabilmek, tüm toplumsal sorunları da kadın bakış açısıyla, demokratik siyaset içinde çözebilmek tüm ezberleri bozuyor.”

Ruşen Seydaoğlu / Gazete Karınca
Bir kez daha hatırlatmak farz oldu. HDP’li vekiller iktidarın, iktidarın uzantılarının, rantın, ahbaplığın yahut “adamcılığın” gölgesine bile değmeden, içine hapsedildiğimiz karanlıktan çıkışın tek yolu olarak görüldükleri için son derece bilinçli ve politik bir kitle tarafından seçildiler. Kadın vekiller ise buna çoklu kimliklerini, direnişlerini ve HDP’yi kadın partisine dönüştüren varoluş biçimlerini eklediler. Bürokrasinin erkek egemen sınırlarında siyaset yapmayı dayatan sistemi bozarak siyaset dışına itilenlerin; kadınların, gençlerin, inanç gruplarının, halkın temsilciliğini üstlendiler.
Zaten kadınların siyasetin her kademesinde bu sorumluluğa uygun bir gelişim ve seyir içinde olmaları başından beri Kürt siyasetine yön verebilmelerinin de asıl dayanağıydı. Bunu da geldikleri coğrafyadan o coğrafyaya özgü gerçeklerden bağımsız yürütmediler. Savaş ve çatışma ortamı Kürt coğrafyasında yaşasın ya da yaşamasın bu ülkedeki herkesi bir şekilde etkilerken halkın içinden çıkmış vekillerin bu etkiden bağımsız olabileceğini düşünmek, bunu karşı propaganda haline getirmek siyaset yapamamaktan, yönetememektendi.
Mevcut sistem yerli ve milli duygularıyla erkekliğini meşrulaştırmaya çalışsa da Semra ve parçası olduğu Kürt kadın hareketi buna bir an olsun aman vermedi. Çünkü bu hikâye en başından beri bir gönül hikayesi değil savaşın hikâyesiydi. Savaşın içinde kadın olmanın, kadın kalabilmenin hikayesiydi. Üstelik bu coğrafyada kime dokunulsa benzeriyle karşılaşılacak türden. Ama Semra kadındı, haliyle savaşın temsilcileri failliği örtbas etmenin en bilindik yolunu seçtiler; ırkçılığı, onun bel kemiği olan cinsiyetçilikle kışkırttılar.
Savaşların bugünle, bu hükümetle başlamadığını elbette biliyoruz. Ama insanlar babalarını, annelerini, kardeşlerini, sevdiklerini, evlerini, yurtlarını savaş politikaları bugün hâlâ sürdürüldüğü için yitirmeye devam ediyor. Zaten mücadele de bugün başlamadı. Sömürgecilerin, iktidarların, tecavüzcülerin başlattığı ve gencecik insanların, kadınların, çocukların, doğanın katledildiği savaşlara karşı dünyanın bambaşka yerlerinde bambaşka mücadeleler hep yeşerdi. Bu yüzden iktidarların yakaladık, bitirdik, düşürdük, yendik naraları asla gerçeği yansıtmadı, direniş kültürü hiç beklemedikleri bir anda devreye girdi ve direnenler varlığını korudu.
Yine öyle olacak.
Kolay değil, kayıplarına rağmen nefret etmek yerine demokratik siyasete emek vermek, böyle bir siyaseti üretmek ve sorumluluk almak çelik gibi bir bünye ve sahici bir ahlak istiyor. HDP’nin, HDP’lilerin, HDP’li vekillerin, HDP’li kadın vekillerin tuttuğu yol da bu bünye ve ahlak üzerine yükseliyor. Veda ve kayıplarla dolu bu tarihi tersine çevirmek, kadın-erkek eşitsizliğini, kadınların özgürlüğü önündeki engelleri aşabilmek, kadınların, Kürtlerin statü kazanmasının mücadelesini vermek ve diğer tüm toplumsal sorunları da kadın bakış açısıyla, demokratik siyaset içinde çözebilmek, varsa yoksa bunları savunmak bir de bunu mecliste yapmaya girişmek tüm ezberleri bozuyor.
Her neyle karşılaşırlarsa karşılaşsınlar; fiziksel olarak o mecliste bulunmaları engellensin, dokunulmazlıkları kaldırılsın, düşman ilan edilsinler… Toplumda filizlendirdikleri onları orada tutacak. Bunu bilenlerin uykuları kaçıyor, kaçsın da… Halkların özgürleşme iddiası ırkçılık, sömürgecilik ve cinsiyetçilik ile kendini sürdüren sistemi sallıyor. Bu yüzden bir bakan, devletin paralı memurlarına talimat verip kadın bir vekili ters kelepçeletiyor, talimatlı şiddetle onun üzerinden temsil ettiği kadınların, halkların onuruna, haysiyetine saldırıyor. Kimsenin yapamadığını o yapabilir sanıyor.
Yanılıyor.
Yazının devamına buradan erişebilirsiniz.