İran’da başörtüsünü düzgün takmadığı gerekçesiyle gözaltına alınan Mahsa Amini’nin hayatını kaybetmesinin ardından başlayan protestolar devam ediyor. HalkTV’ye konuşan İranlı kadınlar, rejim baskısını ve laiklik için verdikleri mücadeleyi anlattı.
Laikliğin önemini vurgulayan İranlı kadınlar Türkiye’deki kadınlara, “Şeriat isteyenler bize baksın. Gericiliğe değil eğitime, bilime ihtiyaç var. Laikliğin ve özgürlüğün değerini bilin, sahip çıkın” uyarısında bulunuyor.

İran’da Mahsa Amini’nin ölümünün ardından başlayan eylemler 6. gününde devam ediyor. Laikliğin önemini vurgulayan İranlı kadınlar Türkiye’deki kadınlara, “Şeriat isteyenler bize baksın. Gericiliğe değil eğitime, bilime ihtiyaç var. Laikliğin ve özgürlüğün değerini bilin, sahip çıkın” uyarısında bulunuyor.
22 yaşındaki Mahsa Amini, İran’da zorunlu başörtüsü yasalarını uygulayan ve ‘ahlak polisi’ olarak adlandırılan İrşad devriyeleri tarafından saçının bir kısmı göründüğü gerekçesiyle gözaltına alınmış, gözaltında dövülerek komaya sokulmuştu. 16 Eylül’de yaşamını yitiren Amini’nin ölümü yıllardır rejimin baskısına maruz kalan kadınlar başta olmak üzere halk için bir kıvılcım oldu.
Amini’nin ölümüyle başlayan ve ülke geneline yayılan eylemler 6 gündür sürüyor. Sokaklarda taktıkları başörtüleri yakan, saçlarını kesen kadınlar; şeriat rejiminin yıkılmasını talep ediyor. Rejim güçlerinin sert müdahalesi sonucu şu ana kadar en az 7 kişi yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi yaralandı ve gözaltına alındı.
Halk TV muhabiri Mehmet Kızmaz’a konuşan İranlı kadınlar, rejim baskısını, yaşadıkları korku ve endişeyi ve her gün verdikleri mücadeleyi anlattı.
‘Laikliğin değerini bilin’
M.S. (34, bilgisayar mühendisi)
“Evden çıktığım andan eve girene kadar hep söyleniyorum. Çünkü hayatımızı her gün mahvediyorlar. Sadece başörtüsü ile değil, işyerinde, toplu taşımada her yerde kötü muamele maruz kalıyoruz. Ölüm veya tutuklanma tehlikesi var. Her gün korku dolu anlar yaşıyorum. Trafikteki polisi bile gördüğümde kalbim dayanamayacak gibi oluyor. Yaşamıyorum. Sadece gün sayıyorum. İran’dan çıkmak istiyorum.”
“Türkiye’nin durumu bize göre çok iyi. Laikliğin değerini bilin, sahip çıkın. Rahat bir şekilde giyinip, gezmek niye sizi rahatsız etsin ki? Şeriat isteyenler bize baksın. İnanıyorum ki bizimle konuştuktan sonra bir daha şeriat istemeyeceklerdir. Gene şeriat isteyen olursa bilin ki çıkarı olacak, para ve şöhret kazanacak. Çünkü İran’da şeriatı savunanların yüzde 90’ı zengin, çok iyi konumlardalar. Devlet onların elinde. Şeriatı savunanlar bizi ezip yukarı çıkıyor. Biz hiçbir devlet işine giremiyoruz. Devlet işine girmek için yapılan sınavda yetenekler sorulmuyor. ‘Cami halısının rengi ne? Nasıl namaz kılıyorsun?’ gibi sorular soruyorlar.”
A.Z. (36, tasarımcı)
“”Polisin olduğu yerlere gitmemeye çalışıyorum. Konuşup gülmek istiyorum ama olmuyor. Bir kafeye gittiğimde herkes üzgün. Çünkü ne müzik var ne bir şey. Dans ettiğimiz gizli bir yerimiz vardı ama burayı da bulup kapattılar.”
Ş.A. (22, yeni mezun)
“Dini otoriteler, lehlerine olan her şeyi değiştiriyor, insanlara istediklerini delilsiz ve sebepsiz söylüyorlar. Lakin uyandık ve onların sözlerine aldanmıyoruz.”
“Mahsa bize özgürlüğün yolunu açtı. Umarım herkes yanımızda olur ve bize destek olur.”
S.Y. (41, ev kadını)
“Mahsa öldüğünde, ‘Büyük kızımızın başına böyle bir şey gelirse ne yapabiliriz’ diyerek eşimle birlikte ağladık. Eğer bizim başımıza böyle bir şey gelirse kendimizi öldüreceğiz.
A.D. (48, psikolog)
“Şu an Türkiye’de veya başka bir yerde olmayı o kadar istiyorum ki… Gece gündüz; kaçış yollarını, bu yaştan sonra mesleğim varken başka bir yerde yaşamanın nasıl olacağını düşünüyorum.”
“Kızım bana, ‘İşe gittiğinde saçına dikkat et, sana bir şey olursa nasıl yaşarım’ diyor. Bir yıl sonra başıma ne gelecek, kızım ne durumda olacak diye düşünmeden duramıyorum.”
L.P. (30)
“İran’da şu an yaşanılanlar, bin 500 yıl önce olsaydı yadırgamaya bilirdik lakin artık o çağda değiliz. Kadınlar okuyor, yeni dünyayı görüyor. Özgür olmak istiyor. Yeni nesil, şeriatın dayatmalarına daha fazla karşı çıkıyor. Rejim de artık kadınların önüne geçemeyecek.”
“Kendini, aileni, sevdiklerini cezaevine koymayı göze alıyorsan veya kötü muameleye maruz kalmasını istiyorsan şeriat istemeye devam etsinler. Çıkarı olan şeriat ister. Normal bir insan, şeriat istemez. Şeriat önce aileyi yok eder. Ardından bir bakmışsın ki farkında olmadan her şey şeriat olmuş. Türkiye özgürlüğünü kaybetmemeli. Sahip çıkın. Şeriata değil eğitime, bilime ihtiyaç var.”